gorudugum kadari ile, uzerinde yine her zamanki gibi kadinlardan cok, erkekler konusuyor.
videodaki ablanın 'endonezya gibi bir ülkede başörtüsü tartışmasının çoktan bitmiş olması gerekirdi' demesiyle halimize üzülmemi sağlayan haber videosudur. haberin konusuna gelirsek bence oldukça çekici oluyor. (bkz:
olayı anlayamadı)
her şeyi bir kenara bırakıp bir defa allah'ın emrinin türban değil tesettür olduğunu anlamamız gerek. baş örtüsünün gerekliliği de vurgulanmıştır lakin genel olarak ayet ve hadisleri topladığımızda emir açık ve net olarak tesettür iledir. yani sadece başörtü takmak tek başına yeterli değildir. dolayısı ile müslümanlığın egemen olduğu toplumlardaki sorun tesettür sorunudur. bu işin birinci boyutu.
ikinci boyutu da inanç özgürlüğü kısmı. kişi müslüman olabilir, başka bir din mensubu olabilir. müslüman ise başını kapatmayarak günaha giriyor, bir farzı yerine getirmiyor olabilir. fakat bu o kişiyi inançsız ya da kafir yapmaz. sadece günahkar yapar ki, o kısmı allah ile kendi arasındadır. bizi bağlayan bir yanı yok. he bir mümin hatırlatma ve iyiliği emredip kötülükten men etme görevini yerine getirme kapsamında tatlı dil ve güler yüz eşliğinde farzı hatırlatabilir. ancak bundan fazla yapabileceği bir şey yoktur. sonuçta karar merci kulun kendisi.
islamın tüm emirlerini değil birkaç emrini göz önüne alıp tartışınca böyle oluyor. islam tesettürü emrederken; kınamayı, bir başkasını küçük görmeyi, bir başkasının günahını deşmeyi, ortaya çıkarmayı da şiddetli günahlardan saymıştır. bu durumda günahkar olan bir insanın günahını konuşmak, onu yaymak gibi necis huyların ağır günah olduğunu bilmeyen, ya da bilerek bu davranışlara devam eden müminin de işinin çok yaş olduğunu bize ayet ve hadisler bildirmekte. allah, bir ayetinde birbirinizin kusurunu araştırmayın buyurur. başkalarının günahlarını düşünmeyen kişinin üstün bir kişi olduğu alimlerce kabul edilir.
he benim bir müslüman olarak eleştireceğim şey şudur, islama ait olmayan bir giyim biçimini kalkıp da islamın bir gerekliliği olarak lanse edip bunu savunmak. işte orada bir dur derim. kusura bakmayın kapandığını zanneden açıklar. hadisi şerifte size lanet etmemiz söyleniyor, çünkü zaten size lanet edildiğini ifade ediyor halinizden ötürü. allah'ın ve resulünün lanetlediği şeyi ben de lanetlerim. bu kadar açık ve net.
allah günahkarı lanetlemez. ama kendi emirlerinden kılıf uydurarak emirlerini değiştirene eder. günah işleyen kulları arasında tevbe edenleri över ve günahkarların en hayırlısının tevbe edenler olacağını bildirir. şu ayet allah'ın kulu ne kadar günahkar olursa olsun kendisine yönelmesi durumunda kendisini bağışlayabileceğinin en büyük ispatıdır.
tevbe 104: allah'ın kullarından, tövbeleri kabul ettiğini ve sadakaları aldığını (kabul ettiğini) bilmiyorlar mı? ve muhakkak ki allah, tövbeleri kabul eden ve rahîm (rahmet nuru gönderen)'dir.
her şey açık ve net. tabi, anlamak isteyene.