ekşi sözlük birinci pazar ligi
Next (2) - Last Page (31)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

ön uyarı: hayvan gibi uzun yazmışım, ben olsam üşenir okumam. özetini baştan geçiyorum o yüzden,
(bkz: seviyorum ulan)

10 küsür yıllık tarihine kıyasla "kısa" sayılabilecek bir süredir içinde olsam da bünyesinde olduğum için kendimi şanslı saydığım, sözlüğün insana kazandırabileceği en güzel şeylerden biri bu muhtemelen.

"ulan altı üstü halı saha maçı, ne olabilir ki?" diyesi geliyor insanın, kabul; amma lakin ki öyle değildir. öyle etrafında her zaman görmeye alışık olmadığın inanılmaz güzel bir dostluk ortamı var bir kere. hatta yapılan maçlar bu keyifli ortamın, muhabbetin aracı oluyor çoğu zaman. bir dolu güzel insan, bir dolu güzel anı, süper lig takımlarına koysan sırıtmayacak yetenekte adamlar, sonuna kadar mücadele, sonuna kadar centilmenlik... yıllardır kullanmak isteyip de bir türlü uygun örneği bulup denk getiremediğim "futbol asla sadece futbol değildir" klişesini burada kullanabilirim sanırım. hakikaten yalnızca futboldan çok daha ötesi var burada.

"ortam çok güzel, maçlar çok keyifli, centilmence geçiyor" deyince maçların kalitesinin düşük olduğu sanılmasın; öyle maçlar oluyor ki, heyecandan aklı çıkıyor insanın. dediğim gibi muazzam yetenekli adamlar var. profesyonel maçlarda sıklıkla duyduğumuz ve maçın sertliğine yapılan göndermelerden tanıdığımız, sevdiğimiz "kemik sesi", hakikaten duyulabiliyor örneğin. ulan ilk yarısı 0-0, ikinci yarısı 1-0 biten halı saha maçı mı olur? oluyor işte bazen. ya da sezonun son maçına kafa kafaya giren iki takım, ve kazananın şampiyon olacağı bir final izleyebiliyorsunuz.
şu lig amariga'da olsa, "esbpl, where amazing happens" derdi spikerler. öyle.

tabi böyle mücadeleler söz konusu olduğunda insan düşünmeden edemiyor kavga-anlaşmazlık vesaire ne oluyor diye. millet olarak kaybetme kültürümüz pek gelişkin sayılmaz. yenilgiyi hazmedip, oynadığın oyunun keyfini çıkarma noktasında genelde sıkıntı yaşıyoruz malum. gereksiz hırçınlaşıyoruz, geriliyoruz, çirkinleşiyoruz falan...
işte burayı benzer organizasyonlardan ayıran en temel şey bu oluyor. öyle gözünü hırs bürümüş, tek amacı kazanmak olan ve bu uğurda zaman zaman çirkinleşebilen adamlar barınamıyor mesela. böyle insanlar da oluyor tabi ama dediğim gibi olsa da barınamıyor. ki bunlara özel bir yaptırım uygulandığından değil, bu organizasyonun ruhu ile alakalı. olmuyor. dünyanın en yetenekli adamı da olsa, insanların neden her pazar burada bulunduğunu ve bu noktadan sonra kendisinden "esbpl ruhu" olarak bahsedeceğim değerleri anlayamadığı sürece burada kalıcı olamıyor. (bkz: anlayamazsınız)

bu yüzden maçlarda hakem yok. birisi "faul" dediği zaman oyun anında duruyor örneğin. lig usulü düzenlenen bir organizasyonda bunu sürdürebilmek çok zor. hani ayda bir arkadaşlarınızla dostlarınızla yaptığınız halı saha maçlarında zaten çok olay çıkmaz, hakeme ihtiyaç duyulmaz ama olay 8 ay süren ve sonunda kupa+şampiyonluk kazanılan bir turnuva ise işler değişir; hangi ara rakip takımla birbirinize girdiğinizi anlamazsınız.

dışarıdan kontrolü zor görünüyor, evet. suistimal edilmeye çok müsait. esbpl ruhu dediğim şey burada ortaya çıkıyor işte. yaklaşık olarak süreç şöyle işliyor:

bir ikili mücadele yaşandı. rakibin yere düştü, "faul" dedi. (bu arada olay asla yalnızca faul değil; penaltı, el, korner, gol, uu beybi falan da diyebilir. örneği faulden verdik, ordan devam edelim) bu noktada ilk düşündüğün şey "faul dediğine göre fauldür, durduk yere kendini atmaz, aslında bir şey de yapmadım gibi ama faul olduğunu düşünmese faul demez" oluyor. bu demek değil ki alınan bütün kararlar doğru; ama insanların niyetinden şüphe duymadığın zaman tatsızlık yaşanmıyor. zaten sahada başta kaptanlar olmak üzere herkes "lan adamın gol diyo!?" vecizesinde bahsi geçen adamlardan oluştuğu için mümkün mertebe objektif kararlar alınıyor.

her zaman böylesine minnoş, "ahahah ne kadar da sevgi doluyuz" şeklinde yaşanmayabiliyor tabi bu süreçler. arada anlık hırslarına yenilip esbpl'ye yakışmayacak şeyler de yapabiliyorsunuz. kazanma güdüsü ve "ben haklıyım uleeayn" egosu ile nahoş tavırlar sergilenebiliyor bazı bazı. yani herkes yapmıyor tabi de... ben o anlık dark side'a geçmiş adamlardan biriyim örneğin. gergin geçen bir maçta, bir anlık hırsıma yenilip rakip takım oyuncusuna baya bildiğin yumruk savurmuşluğum var. kaldı ki bugüne kadar tek bir maçta, herhangi birine en ufak kötü söz söylemiş biri de değilim. ayrıca zaten baktığınız zaman, biraz geriye gidiyorum, mesela 1862'de ingiltere'de de benzer bir olay yaşanmış yani :/ neyse, bir eşekliktir oldu işte. üzerinden kaç yıl geçmiş, hala o olayın pişmanlığını yaşıyorum mesela. böylesine güzel bir ligde öylesine çirkin bir hareket yaptığım için. bir daha da hayatımın sonuna kadar yapmam muhtemelen benzer bir hareketi. işte esbpl'nin size kattığı şey tam da bu oluyor; farkında olmadan geliştirdiğiniz oto-kontrol ile hoş olmayan şeyleri alışkanlık haline getirmeyi en başından engelliyorsunuz.

işbu sebeplerle takım kaptanları lige yeni bir oyuncu kazandıracakları zaman yeteneğin yanında -ve hatta "yeteneğinden ziyade" - bu karaktere ne denli sahip olduğuna bakıyor. yani herkesin çok yetenekli, herkesin süper atletik, herkesin çok teknik olduğu/olmak zorunda olduğu bir yer değil; herkesin orada bulunmaktan, futbol oynamaktan, bu ortamın tadını çıkarmaktan çok keyif aldığı bir yer esbpl.

her şey bir yana, saliabi var, modu var!
tek başına esbpl'yi sevmek için sebep.

koskoca adama böyle "yeaa çok güzel, çok seviyorum, iyi ki var <3" temalı ergen liseli entrysi girdiren bu organizasyonun, yukarıda bahsettiğim bu güzel hale gelmesi ve varlığını devam ettiriyor oluşunun baş müsebbibi calibra var,

ara ara "galatasaray'ın şu kadrosuna koy, hagi niyetine keyifle izle" diyebileceğin ramses023 var,

tam bir esbpl emekçisi, güzel insan 4 numarali forma var,

the vagrant gibi mükemmel bir başkan var,

delpiero82, sawigol, ufuk, realy, cesmeye susayan adam, wertigo gibi muazzam forvetler var,
ayak dışı denildiğinde quaresma'dan önce akla gelen amokachi var,

wiwinateri, olenin nehludov, arrob, dai, apostle, cordo, libertadores, jimmy jix, rippin corpse gibi müthiş ortasahalar var,

terryminator, solu, senkronik, demonicsoul, sky gibi inanılmaz defanslar var,

bak giderim ha, yazmaya da bilirim bir garantisi yok, bolivyalı, chrisachilleos,neistediginibilmeyenadam, the beyin gibi acayip kaleciler var...

müthiş istikrarlı ve keyifli bacakspor var,
kadro derinliğinde kaybolan, "istese atom mühendisi bile olabilecek" dedeler sk ve dusunen hayvanin önde gideni var,

innocence faded var, lil saint var, onursuz kil adam var, fahir var, avedis var, oe911 var, torsque bile var düşün...

çok keyifli çarşamba karmaları var,
kadıköy-moda var,
ayvalık tostu var, tribün goygoyu var..

daha yazsan buradan köye yol olacak kadar güzel insan, güzel şey var da yoruldum amk.
kısaca (oha), esbpl çogzel.
28 favorites - -
ekşi sözlük yazarları tarafından 2002 yılında kurulmuş halı saha ligi.

sıkıcı pazar günlerini heyecanla beklememizin sebebi...

hatta her bir muhitte türeyen pazar liglerinin ilki ve belki de en düzenlisi.

ekşi sözlük birinci pazar ligi veya çok bilinen adıyla esbpl™, 23. sezonunda 10 takım ile devam ediyor. organizasyonumuz kendi yağıyla kavrulmayı, gönüllülük usulüyle işlemeyi sürdürüyor.

ligin dile kolay "23" sezonluk tarihinden tam 35 takım geldi geçti...

esbpl 2024-2025 sezonu itibariyle ligde yer alan takımlar, lige katılım tarihleriyle birlikte aşağıda yer alıyor:

reset fc (2002)
bacakspor (2004)
crusaders fc (2005)
moda cosmos (2007)
dedeler sk (2010)
olympique lymon (2011)
stronghold fc (2014)
gotham city fc (2018)
gololur (2019)
idmanperver fırka (2024)

uzun bir süre mabedi olan moda arena'dan ne yazık ki sahanın haftasonları otopark olarak kullanılmaya başlanması nedeniyle kopmak zorunda kalmıştı.

son 2 sezon yuvamız olan, üsküdar'daki halı saha 2000 ise yenilenmiş cillop gibi zemini ile ligin keyif ve rekabet çizgisini sürdürmesini sağlıyor. ayrıca aynı tesisteki diğer sahada altınordu'nun futbol okulu da var. böylece kazma - genç oyunculara antrenman izletme imkanı da mevcut.

her şey güllük gülistanlık değil tabii..

neredeyse her sosyal ortamda olduğu gibi, esbpl de ne yazık ki herkesin üzerine çökmüş mevcut olumsuz atmosferden etkileniyor. insanların hayatından keyif çalındı resmen.

üstüne, maçlar pazar günü öğle saatlerinde oynandığından ötürü hanımcılık ve haftasonu aktiviteciliği (yazıklaar olsun), deneyim kovalayıcılığı da ligin karşısında büyük engel.

bir de futbolsever tayfada bir değişim var gibi.

eskiden şenliklere (ara: ekşi sözlük halı saha şenlikleri) 50 - 60 başvuru gelirken, son şenliklerde 2 takım bile çıkmadı... nerede o eskisi gibi 20 - 25 yaş aralığında, cumartesi gecelerini rock barlarda ezip, pazar sahaya gelip cayır cayır top oynayanlar...

aslında sosyal mecralar sayesinde geçmişe göre izleyici - takipçi sayısı artmış olsa da oynayıcı tayfa mı azaldı nedir. internetten, tv'den maç yorumu takip edeceğinize gelin oynayın olm!

https://eksisozluk.com/sub-etha > https://www.esbpl.org/entries.aspx?relid=37514
28 favorites - -
bünyesinde bulunan takımlar hakkında ufak bilgi vermek gerekirse:

koz maca sk: esbpl nin interi.. her sene bir ton transfer yapıp şampiyonluğu kaçırırlar. juventus gibi küme düşürülen fortuna nothum sonrası şampiyonluğa bu sene daha yakınlar. en tehlikeli oyunculari gol krallığı adayı centerback liceli80.

reset fc: ligin en eski iki takımından biri. klup başkanlığını, kaptanlığını calibra isim şahsiyet üstlenmiştir ayrıca berlusconi gibi adamdir ligi de çekip çevirir. bunları da şimdi milana benzettim hadi bakalım. 2007-2008 sezonu şampiyonluğuna en büyük iki adaydan biridir. takımın yıldızı etkili penaltı atışları olan pembe panter kaleci ayanuxtur.

atanalırspor: ligdeki 2. sezonunu gecirecek klup sezon öncesi hazırlıklarinda göz doldurmuş, geçen sene ki geleni gideni alan performansından sonra bu sene açığı atarak kapayacak gibi gözükmektedir. rakiplerin en cok tırstığı isim olarak tribunden sahaya su şişesi atmak dışında birşey yapmayan, hatta sahaya bile girmeyen kaptan the vagrantı saymak hiç te yanlış olmaz.

alc kripton: alkolikler klubu olarak bilinen klubun sponsorluguna yeşilay geldikten sonra eline kolonya sürse sarhoş olan serci ve savaş alınarak bu imaj silinmeye çalışılmıştır. bu iki gol makinesinin uyumu sezon icindeki yerlerini belirleyecektir. savaşın ortasahada yaptığı pres ,bitmek tükenmek bitmeyen enerjisi ve 110 kiloluk cüssesi takımın rakiplerini kara kara düşündüren özelliği olarak öne çıkmaktadir.

ac filan: istikrar sembolu kadrosuyla, istikrarsız sonuclariyla ligin dikkat çeken takımıdır. ligin aydın doğanı sayılabilecek y3knın basın gücünü elinde bulundurmasi dolayısıyla hakemler ve federasyon üzerindeki baskısı en öldürücü, öldürmezse güldürmekten süründürücü silahıdır.

moda cosmos: ligde ne kadar kendisinden gecmiş, yaşını başını almış, yaşıtları torun torba sahibi olmuş adamı varsa bunlara ortak buluşma noktasi haline gelmiş takımdır. öyle ki modunun istiklal savaşı gazisi olduğu bile iddia edilmektedir. takımın en cetin cevizi lig tarihinin en golcu oyuncusu olmasının yanında forvet hattında hakan şükürle olan oyun tarzı benzerligi de gözden kaçmayan, çenesi çok etkili olan forvet pentadır.

opeth full force fc: 2006-2007 sezonunu biz 5 kişi oynayarak ta tüm rakiplerimizi yeneriz gazıyla geçirmiş, pek bir mülayim adamlardan kurulu hoş sohbet adamlarının benzincisi. takımın cleansheeti şapkasıyla beraber kaleyi koruyan ama bu görevi daha çok şapkasına yıkmayı adet edinmiş file bekçisi zaferbeydir

bacakspor: 2004-2005 sezonundaki performansini mumla aratan klup*, o sezondan sonra her ne kadar kendileri herkes tarafından bilinse de kapalı kutu sayılmış, her sene kupada kutumuzu açmış camia. jumpin jack rumuzlu beleşçileri rakip kalecilere, defanslara beraberinde kendi takım arkadaşlarına saç baş yolduran stiliyle, olmadık golleriyle takımın ateşleyicisidir.

coruzeiro esporte clube: yaş itibariyle yaşlı ama ruhları moda cosmosun aksine bir o kadar genç amcalardan kurulu, süpriz skorlar yaratmaya aday klubu. en dikkat çeken isim ise klubun brezilyali müthiş solagı tolginho.

nankatsu fk: çizgi film kahramanlarından kurulu, ligin ters takımı. herkese yenilirler sonra şampiyonluk adayını yenerler böyle pis huyları var işte. kadrosunda pikaçu, voltran ve soner bulunmaktadır. taçsız kral soner rakiplerine göz dağı veren etkili ismidir japon kardeşlerimizin.

dombili taocu sk: ismine bakıpta tulum hayri, domdom gibi hababam sınıfı karakterlerinden kurulu oldugunu sanabileceginiz her sene gönüllerin şampiyonluğuna oynayan köklü camia. takımın lokomotifi olarak atom karınca gibi fazla enerjisi yakan, süpermen- clark kent ilişkisini kendi nickinde yakalayan anarşist kuzu herkesin aklına gelen ilk isimdir.

crusaders fc: adından da anlaşılabilecegi gibi ligin en kalabalık kadrosuna sahip, her maca bir kamyon insan olarak giden, devamlı taksim, rockn coke vs. ne kadar alkollu, karılı kızlı ortam varsa hepsinde bulunan, futbolu sevmeyen adamlarin bulundugu, sadece pazar günleri moda arenanın arkasındaki kliseye yakın olabilmek, maksat geyik olsun diye takılan kişilerden oluşan katalatik oluşum. yıldızları saymakla bitmez fakat slayerın gitaristi jeff hannemana olan benzerliğiyle nam yapan salih abinin adı bir adım öndedir. ayrıca slayer gibi antichrist bir grubun gitaristine özenen bi adamın bu takımda ne işi var diye sormak isterim kutsal şövalye thorine.
1 favorites - -
daha hiç bir yerde, pazar ligi, istanbul ligi, bilmem ne ligi yokken, düzenli olarak her pazar lig usulü maçlarının cereyan ettiği, bu konuda hem öncü olan, en kaliteli halı saha ligi diyebileceğimiz organizasyon.

çeşitli yerlerde gördüğüm ve bana sorulduğu üzere bir çok insan, maçların "hakemsiz" olma nedenini anlayamamış... maçların hakemsiz olmasının sebebi, aslında esbpl'nin var olma amacıyla benzer: rekabetten önce eğlence. esbpl'de maçlarda hakem olmaz, çünkü gerek yoktur.

esbpl'de maç içinde iş kaptanlarda biter. ayrıca faul denirse fauldür. itiraz olmaz. bu hak kötüye de kullanılmaz, pozisyondan dolayı tartışma da çıkmaz. zira çıkaran kişinin esbpl'de işi yoktur.

esbpl'de oynayan kişiler, takım kaptanlarının kararlarına saygılıdır, takım kaptanları da gerektiği anda olaya müdahale ederler, hem kendi oyuncularının hem rakip takımın haklarına saygılı davranırlar.

böylece ütopik denilebilecek bir düzen işler esbpl'de, onu benzersiz ve keyifli kılan da budur.
2 favorites - -
19 yaşındaydım esbpl'nin kuruluşunda kendi takımımı kurup katıldığımda, 38 bitmek üzere...

evet belki kilo- sakatlıklar eskisi gibi oynamamıza izin vermiyor ama "pazar günü" takımımla sahada olmak, o heyecanı içeride veya kenarda yaşamak, o gün diğer maçları takip etmek, o vesileyle diğer takımlardaki arkadaşlarımı görmek, iki muhabbet etmek, bazen laf sokmak, makara yapmak... tarifi zor ama çok iyi geliyor.

oyuncular değişiyor, takımlar değişebiliyor, ama sanki bazı şeyler hiç değişmiyor ve biz ondan vazgeçemiyoruz.

salgın yüzünden 1,5 sene ara verdik, pazarları heyecanla çantayı hazırlayıp evden çıkma telaşından uzak kalmayı kabullenmek zor oldu. 3 hafta önce yeniden start verdik, sanki hiç ara vermemiş gibi... yarım kalan sezonun son haftası sanki geçen haftaymış gibi... he tabi bunda bir sebep de yarım kalan sezonla birlikte yarım kalan tartışmalar oldu *.

bunları anlatırken fazlaca romantik geliyor, her zaman her şey iyi gitmiyor (belki de çok anlam yüklüyoruz farkında olmadan) tabii ki ama, bir şekilde işleri yoluna koyuyor, esbpl ile hayatımıza devam ediyoruz.

tanım: bir organizasyon, oluşum.
9 favorites - -
bir iki kez izleme şansına sahip olduğumu lig. dünyanın çok fazla yerinde futbol izlemiş ve bir dönem de oynamış birisi olarak şunu söyleyebilirim. ingiltere'nin sunday league havasını bu ülkede sadece burada gördüm. çok daha küçük bir sahada oynanmasına rağmen.
5 favorites - -
kuruluşundan günümüze kadar ligi çekip çeviren, ligi, kupayı, maçları, takımları ve insanları organize eden, gidip top alan, saha bulan, kısacası bu ligin varlığında büyük emeği geçen organizatörleri de sırasıyla şöyle olan lig:

bbc, carno, comandante, asfalt osman, orion, kofilin, zaferbey, the vagrant, modü, rippin corpse, thorin, ayanux.

hepsinin emeğine sağlık + rep* (bana daha teşekküre gerek yok, görevdeyim)

10. yaşını doldurmasına sayılı günler kalan esbpl, her dönemde çeşitli önemli konularda büyük emekler sarf eden bu kişiliere minnettardır.

biz de umarım nice 10 yıllarını görürüz bu güzel organizasyonumuzun.
2 favorites - -
bu pazar süper bir havada, moda arena'nın dopdolu tribünleri önünde oynanan maçlar ile 16. sezonu* başlamış olan benzersiz halı saha futbol ligidir.

sezon derken, ekim'den mayıs'a bildiğin komple bir sezondan bahsediyoruz.

evet, her pazar moda'ya maça gidiyoruz. hanım çoluk çocuk gelen de var, arkadaşlarını toplayıp gelen de, tek başına gelip tribündeki ortama katılan da... veya kadıköy civarındaki programına katılmadan önce maçını yapıp milletle muhabbete kalan da.

yukarıda "benzersiz" kelimesini özellikle kullandım. neden, açıklayayım:

esbpl'de işler gönüllülük esasıyla yürür. turnuvaya katılım ücreti, kazanana para ödülü veya değeri parayla ölçülebilen hediyeler yok. e haliyle burada parayla gelip top oynayacak adam da yok.

esbpl "maçını yap, git" türünden bir turnuva değildir. tüm maçlar aynı sahada peşpeşe oynanır, gelenler erkenden gelir, maçının sonunda kalır diğer maçları izler, tribünde güzel hareketlere alkış tutar, cafede muhabbet eder, gıybet yapar.

esbpl'de hakem yoktur. niye? hakemin karar vermesini gerektirecek bir uyuşmazlık sahada doğmaz da ondan. kaptanlar her konuda yetkilidir. kaptanlar ve tüm oyuncular, hem sahada, hem saha dışında yüzyüze bakar, akşam gider sitede (www.esbpl.com) veya facebook grubunda goygoyunu yapar.

esbpl ekşi sözlük yazarlarına has bir organizasyondur. kafasına esen giremez öncelik ve çoğunuk sözlük yazarlarınındır. tabii ki tff ve uefa'yı solda sıfır bırakan, "yerlileştirme" maksatlı bir yabancı kuralımız vardır. bu sayede pek çok insanı ekşi sözlük ile de buluşturur. ligin çoğunluğu yazarlardan oluşur. yazar olmayanlar da derhal ekşi sözlük'te yazarlık yoluna sokulur.

ayrıca şunu da belirtmem lazım, esbpl'nin şubesi yoktur.
3 favorites - -
fikri ortaya atan o 2 kişi** halihazırda katılımcısı olmasalar da, 100'ü aşkın katılımcısı ile 5. sezonu (4. senesi) devam eden, farkında olmadan ekşi sözlük bünyesindeki en uzun soluklu ve en geniş katılımlı, ortak paydada eğlence - keyif amacı güden bir zirve haline geldiği şüphesiz olan organizasyon.
evet, her pazar bir takım sözlükçüler, futbolseverler moda halı sahası'nda* toplanıyor, kimi maçını yapıyor, kimi çayını içiyor, kimi muhabbetini ediyor, kimisi izliyor, kimisi ise sadece birbirini görmeye gelmiş... 2002 mart'ından beri, birileri pazar günlerini bu şekilde dolduruyor.

**** (bkz: esbpl 2005 2006 sezonu)

edit: yeni web adresimiz de şudur: http://www.esbpl.org/
1 favorites - -
bu ligde olanların çoğu (oynayan oynamayan) sadece muhabbet için bile türkiye ligi yerine bu ligin başlamasını iple çekiyor. organizasyonun mükemmelliği ve sürdürülebilirliği bence hakikaten tez konusu olur. calibra ve ayanux sayesinde diyeceğim ama ayanux gittiği halde hala süper organizasyon olduğuna göre demek ki onun bir payı yokmuş amk zuhahaha. (şair burada başkanı yağlıyor resmen)

futbol iyi güzel de kendi adıma hayatım boyunca bu kadar fazla sevdiğim başka insan topluluğu sanırım olmadı. hatta the beyin dahil. hatta nicki de dahil. sempatik olm bence adam. bu isimleri bir ara tek tek yazmak gerek ki liste uzun ve ben üşengecim. toplu teşekkür edeyim geçeyim.

ayrıca bu sene canlı yayınlara bir şekilde canlı canlı lil saint yorumları da eklenirse bence süper olur.
1 favorites - -
Next (2) - Last Page (31)