bugünlerde orta yaşlarda olan kiminle konuşsam, dile getirilen ortak hayal.
birer ikişer istanbul'dan göçen dostlar da var.
ege köyleri değerlenecek gibi görünüyor.

çeşme'de sonuçta kışın köy gibi bir yer.

bunu istediğini söyleyenler genelde datça, palamutbükü, kuşadası vs. gibi turistik yerleri kastediyorlar. şimdiye kadar kütahya/simav/aşağıdolaylar köyünü ya da afyon/şuhut/kayabelen köyünü kastedeni hiç görmedim.

yeterince büyük, ağaçlı bir bahçesi varsa gayet güzel bir yaşlanmadır.

köyüne ve sahip olduğuna göre değişir.

1 adet vespa
1 adet road glide
1 adet k1600 gtl
1 adet rubicon wrangler
1 adet 500 cabrio

ve

müstakil güzel bir ev ile çok güzel yaşarım. diğer türlü 3 kuruş parayla sevseler yaşamam.

not: üsttekilere ek güzel bir değirmen lazım. su yakmıyor ak akjsdlşasd

şehirde doğmuş, büyümüş insanların çoğu köy hayatını malesef ki dizi/filmlerdeki temalar üzerinden öğreniyor.

köy hayatında sanılanın aksine ana öge doğa değil insandır. insanların işsizlik ve boşluktan birbirlerinin hayatlarını dikizlediği, bir metre daha toprak için 40 sene kavgalı kaldığı, birbirinin tavuğunu, ineğini zehirlediği bir cehennemdir köy hayatı.

bu köyün hangi bölgede olduğu da fark etmez, sadece iklim değişir, insanların fesatlığı sabit kalır.

sanıldığı kadar da matah bir şey değildir.

dünya işlerinden elini eteğini çekip, aydınlanmaya çalışan, onlarca ülke gezmiş ayurvedik ustalığı olan bir arkadaşım bu şekilde yaşarken kronik depresyona girip 35 yaşında ailesinin evine geri döndü. gerçi yolunda onu bu noktaya getiren birçok hata vardı ama orada gidip tek başına yaşayacağım diye hayal kurarken hayatın acı gerçekleriyle karşılaşıverirsiniz. kapitalizm öyle sistemden pat diye çıkmanıza izin vermez, hele ki bizimki gibi ekonomilerde.

demem o ki kazın ayağı öyle değil gençler.

bunu diyenlerin %90'ı birinci ayın sonunda, sikerim köyünü de tezek kokusunu da, sabah öten horozunu da diyip geldikleri yere dönmezse ben de kösnük değilim.

lan zaten çoğunuz starbaks müdavimisiniz, oradan latte veya americano içmeden güne başlayamazsınız. hayatı sikko ege şiveli star tv dizilerinden ibaret sanıyorsunuz.

taşındığınız an gerçekleşecek durumdur. ben ankara'da doğmuş büyümüş 25 sene yaşamış halimle 9 sene önce taşınarak ve bizzat yaşayarak deneyimledim. ama ben iş bulmuştum ve lojman tahsis edilmişti. yani sizin uğraşacağınız boktan şeylerin çoğuyla uğraşmadım. sizin burada özendiğiniz şey tam bir "davulun sesi uzaktan hoş gelir" vaziyeti. altta yaşayacağınız zorlukları açıklıyorum;

* köy ortamı ve komşuluk ilişkileri; batı ege vs demeyin köylü her yerde köylü ve kendine has yobazlıkları var. o yüzden sizin gibi şehirde büyümüş beyaz yakalı plaza insanlarını bir çırpıda sikip köşeye atarlar. kendinizi çok zeki sanmayın oranın şartları bambaşka
*ısınma sorunu; doğalgaz falan hak getire. en iyi ihtimal elektrikli bir kombi alıp hayvan gibi para ödeyerek ısınmaya çalışırsınız. ama eski elektrik hattının falan bunu kaldıracağı varsayımındayım. kötü ihtimal ise sobaya kömür çekmek zorunda kalırsınız. mandalina kabuğunu soba üstüne koyma romantizmi gibi olmaz söyleyim.
*gıda ve market erişimi; köydeyim ufak bir yere ekip biçerim gazıyla yola çıkarsınız ama bi süre sonra daralırsınız. bu hobinizi iş edinin saçmalığıdır. işten hobi hobiden iş olmaz. bir şeyi yapmak zorundaysanız muhtemelen o hobi olmaktan çıkacaktır. haliyle ekip biçeyim kafası da öyle bir ortamda yetişmediğiniz için sürdürülebilir olmayacak ve bi kaç ay sonra "migros aşereceksiniz" ama size en yakın medeniyet minimum 20 km mesafede olacağı için köyde yediğiniz sebze şehirden pahalı olacaktır.
*internet; bu konuda konuşmanın bile anlamı yok 8mbit bulunca öpün başınıza koyun çünkü köydeki telefon hatları 1970lerden kalma

daha çok madde sayarım ama temel olarak şunu söyleyim şehir hayatından bıkıp köyde dağ başında yaşama hayalini iyi düşünün. çünkü; hayat instagramdaki gibi değil. çok büyük sorunlar yaşarsınız ve iki gün sonra sikerim egesini de denizini de dersiniz. ben 9 senenin sonunda iş değiştirip şehire geldim ve dünya varmış diyorum. tabii ki istanbul'da yaşamıyorum. düşünün benim yaşadığım hayat yukarıdaki çoğu sorunun minimize edilmiş haliydi ona rağmen bıktım. özetle taşındığınız an yaşlanmaya hızla başlayacaksınız. ayrıca köy hayatı dinamizmden uzak, köyde doğup büyümediyseniz muhtemelen içiniz çekilir depresyona girer ve hımbıl bir şekilde yaşarsınız.

edit: @askerligi kantinci olarak yapan yeniceri uyardı. ben bekar olduğum için çok başıma gelmedi ancak; " tatil bölgesinde eviniz olduğu için kafanızı sikmeye gelecek akraba,eş,dost" diye bambaşka bir olay var

interneti çekmeyip, zırt pırt koptuğu zaman pek yaşlanmak istemez gibi