editör masası

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

mirgün cabas ve can kozanoglu'nun günün haberlerini yorumladıkları ntv programı haftaiçi saat 17:00'dan sonra 17:45'den önce.
0 favorites - -
can kozanoğlu ve mirgün cabas'ın haftanın gündeminde yer alan ya da ilginç olduğu halde gündemde yer bulamamış konuları sıcak ve sevimli bir muhabbetle sıraladıkları, ayrıca haberlerin mutfakta nasıl yapıldığına ilişkin samimi bilgiler verdikleri eğlenceli program... kısacası televizyonlarda pek benzeri bulunmayan güzel program...
0 favorites - -
ntv'nin en eğlenceli haber programı. cuma akşamları kadir çöpdemir-demet akbağ ikilisinin programından hemen önce yayınlanmaktadır. birisi haber programı, diğeri eğlence programıdır. ama editör masası, yani haber programı olan, çok daha eğlenceli ve komiktir.
0 favorites - -
anadolu ajansında editörlerin günlük toplantı yaptığı masa.
0 favorites - -
derli topludur. çoğu insanın yaşamında gerilerde okuduğu bir klasik eser ve son dönemin kitaplarından biri üst üstedir. masanın kenarında çin seddi gibi yükselen kitapların ardında küçük not kağıtları, defter ve ucu açık, kullanıma hazır kalemler bulunur. geniş monitörlü bir bilgisayar vardır ve editör oraya gömülmüştür. masa lambasının ışığı düzenli dosyanın kenarından çıkmış kağıtların ucuna tutturulmuş ataşları parlatır. eski tip bir kalemtraş, kokulu bir silgi, bir fotoğraf ve mide ilacı bulunur o masada. uzun saatler boyu okumak ve birilerinin görünür olup olmayacağına karar vermek işi azap doludur. midesi yanar insanın, nazikçe saati sorar okunulan heceler. yazara zaman kaybettirmemek, diğer yazarlara da hakkaniyetli davranmak için biriken dosyalar varlıklarını hatırlatır.

editörün masasında, editör asla yalnız değildir. o sonsuz saatlerde, gece boyu uyanık kalıp üşüyerek kitabını yazan kişi, masanın üzerinde, masa lambasının koruyucu şapkasının ardındaki karanlıkta editörü izler. editör, bu ruhla yaşamak zorundadır. editör, masasından kalktığında bir otobüsten inen yazarın ruhu, aynı endişeyi paylaşır.

editör yalnız değildir masada, kendisinden sonra o kelimelerin lezzetine varacak olan okurlar vardır orada. ağzında kurşunkalemin silgisini geveleyen bir delikanlı, yamuk burunlu, lüleleri kitaba dökülen bir kız çocuğu, mutfakta kederli bir anne ve elleri pas içinde bir adam da oradadır. bir kütüphanede kalabalığın tedirgin sessizliğinden korkan öğrenci, lunaparkta bir trenci, restoranda kahveyi getirip koyan garsonun direnci, hepsi, hepsi oradadır.

editörün masasına yalnızca dosyalar bırakılmaz, genç ve isimsiz yazarların kibri, öfkeli bir kadının dişlerini kenetlemesi, duvarları eriten donuk bakışları ve zalim bir vazgeçme endişesi, hepsi oradadır.

editör, şefkat duyarak, öfke duyarak, korku duyarak okur önündekileri. masası da cabası...
4 favorites - -
tüm haber kanallarının hazır kıta yayına geçtiği, anadolu ajansının hazırladığı ve canlı yayın linkini dağıttığı anlaşılan, körler ve sağırlar, birbirlerini ağırlar programı. sözüm ona gazetecilerin olduğu program. her gün bir bakan çıkartıyorlar ve sürekli sayın bakan şunu yaptık, bunu yaptık diye anlatıp duruyor. gazeteciler de saksı gibi duruyorlar masada. anlamadım nasıl bir programdır. gidin direkt bakanla röpörtaj yapıp. bu kadar figürasyon yapmaya ne gerek var.
0 favorites - -
anadolu ajansından tertemiz bir çözüm. masa tıklım tıklım gazeteci dolu ama beklenmedik bir soru soran, istemeden bile olsa konuğu kenara sıkıştıran kimse yok.

isterseniz 1 saat nefessiz konuşabileceğiniz bir platform.
ama inanın bunca ıssızlığa rağmen, kimse soru sormamasına, tek kelime etmemesine rağmen yaptıklarını anlatırken zorlanan, gerilen ve hatta sinirlenen vekil ve bakanlar var.
0 favorites - -