dust devil
Next (2) - Last Page (2)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

elemental yavrusu.
0 favorites - -
soğuk hava ile karşılaşan termiklerin oluşturduğu küçük hortumlardır.
0 favorites - -
92 yapımı olduğu için burun kıvırılıp es geçilmemesi gereken bir gerilim filmi.

inceden bir western tadı da alabileceğiniz, doksanların kıyıda köşede kalıp unutulmuş hazinelerinden biri. sadece dönemi ve türü sevenler için değil, "ben sinefilim" diyen herkes izlemeli bu saykedelik filmi.

trailer: https://www.youtube.com/watch?v=8vvvqhyiipm
0 favorites - -
dust devil, aslında çöllerde oluşan toz siklonları için kullanılan bir terim. yerliler bu doğa olayını bir iblis olarak tanımlamışlar ve inançlarında bu intikamcı ruha yer vermişler. bahis konusu film bu ikonografik olguya dayandırılmış.

https://youtu.be/cdouquoeems?si=h68zogrriuhxp6k_

(04/07/2009’da yazıldı)

yönetmen : richard stanley
senaryo : richard stanley
yapım:1992, güney afrika/ ingiltere
süre: 103 dakika
oyuncular: robert burke, chelsea field, zakes mokae, rufus swart

dust devil’in filmdeki tezahürü; kurak topraklarda, otoyolda otostopla oradan oraya seyahat eden, kimse tarafından sevilmeyen ve aranıp sorulmayan kişileri avlayan, kovboy kıyafetli bir adam şeklindedir. bu şahıs öldüreceği kişileri önce fotoğraflar, sonra da paramparça edip kanıyla etrafa kara büyü şekilleri çizer. kurbanlarının parmakları toplar; pna göre kurban parmaklarının özel bir gücü vardır.

kıskanç kocasının baskısından bunalan wendy, arabasına atlar ve evi terk eder. yolda bu garip adama rastlar ve onu arabasına alır.

cinayetlerin peşine düşen yerel polis ben mukurob, kriminal doktorun yaptığı otopsiler ve mekan araştırmalarından edindiği sonucu öğrenir; bir efsanenin gerçek olması mümkün müdür?

kara büyüye inanmayan bu kara derili adam bir yandan da kabuslarında ölen oğlu ve karısının hayaletleriyle uğraşmaktadır. yerel bir şamanın yardımına başvurur ve kum gibi havada uçabilen, şekil değiştirebilen bu iblisle nasıl savaşacağını öğrenir. karısının peşine düşen kıskanç koca mark’ı da yanına alarak wendy’nin izini sürmeye başlar. olanlardan haberi olmayan genç kadın ise arabasına aldığı bu etkileyici adamın gerçek yüzünü görecek ve hayatını kurtarmak için çöle kaçacaktır.

richard stanley, filmini görsel bir şölene çevirmiş. muhteşem çöl manzaralarının fotoğrafları masa üstü arka planı gibi duruyor. dust devil’ın aynadaki aksine baktığı sahnede karanlığının tüm odaya yayıldığı görseller gibi lezzetli dokunuşlar var filmde. görselliğe bu kadar abanmış ama yönetmen öykü anlatımını geri planda bırakmış. aktörlerin ruhsuz ve soğuk oyunculuğu zaten fantastik olan filmi gerçeklikten iyice uzaklaştırmış. bir tek robert burke (dust devil) karizması sayesinde işi kıvırmış.

aslında yönetmenin iyi bir film yapmaya çalıştığını her sahneden anlıyorsunuz; bu fantastik öykünün altına yerleştirdiği siyasal boyut ve ırkçılık temaları buna işaret ediyor. ama dediğim gibi bir hedef şaşması mevcut ve filmin sadece görsellikle ayakta duramayacağı malum.

madem öyle görsellikten bahsedelim. filmin kanlı ve gore sahnelerinin dönemine göre şaşırtıcı derecede iyi olduğunu belirtmek isterim. sadece o da değil mesela polis memuru ben’in ölen ailesiyle ilgili rüyaları da çok rahatsız edici bir deneyim sunuyor. yönetmen küçük göstergelerle izleyeni gülümsetmeyi de amaçlamış; filmin başında duvardaki geyik boynuzlarının önünde durunca, boynuzlar dust devil’a aitmiş gibi duruyor. başka bir sahnede, kabusundan, merkezden gelen haberle uyandırılan polis memuru ben, ailesinin çerçeveli fotoğrafının üzerindeki tozları siliyor ve sonradan başına gelecekleri haber edercesine kendi kendine konuşuyor: “bu toz da nereden geldi?”.

görsel yönden akademik bir performans sergileyen fakat öykü anlatımında sınıfta kalan richard stanley’in filmi, bir clive barker romanı okuyormuş hissi uyandırıyor insanda. bu yönden bakarsanız belki eksiklikleri göz ardı edebilirsiniz.
2 favorites - -
hâlâ sponsor sıkıntısı çekilen pazar ikindisi b film kuşağı"nda, hardware'deki dar alanda çok feci kısa paslaşmasından sebep izlenmiş, taraftarı olunan richard stanley'in filmi.

her ne kadar sekiz küsur milyonluk bütçesiyle b filmi olmaktan fersah fersah uzak olsa da güney afrika'nın sarısını ve insan kanının kırmızısını görsel olarak pek âlâ kullanan film.

görselliği dışında, yer yer siyasi mesaj kasması, inandırıcılıktan uzak inanç dünyasına övgüsü ve yedinci sınıf bir polisiye olması hasebiyle zayıf kalan, yönetmenin lisedeki hayali/fikrine dayanan yapım.
0 favorites - -
pek de guzel alir, yerden yere vururlarmis ayni zamanda
http://www.youtube.com/…cguejruws4&search=parapente
0 favorites - -
amerika'da bir elektrik supurgesi markasi.
0 favorites - -
0 favorites - -
0 favorites - -
manisa ili içinde karayolu paralelinde yaklaşık 5 dakika süren, yaklaşık 20 metre yükseklikte ve hareketli, bir ara otomobilimizin üzerinden geçerek salladığı mini hortum.
0 favorites - -
Next (2) - Last Page (2)