kaostan ve nefretten başka bir şey olmaz hiç yalan söylenmezse;
ilişkiler yürümez, arkadaşlıklar devam etmez sosyal ilişki diye birşey kalmaz. iş arkadaşın arayacak ve rahatsız etmiyorum değil mi dediğinde, valla hacı çok arıyon muhabbetin de sarmıyo beni en çok rahatsız eden sensin diyeceksin öyle mi? ya da bir kıza aşık olan dostuna "biz ne yakışırız değil mi?" dediğinde, olum sen kim o kız kim sen hanzonun önde gidenisin ve kız bildiğin kültürlü afeti derya diyeceksin ha.
bakın geçiniz efendim yalan şu dünyanın bir numaralı ihtiyacıdır. çok doğrucu davutlar (benim gibi) yanlız kalmaya mecburdur. dünya'nın bir numaralı problemi yalan atılması değil atılan yalanlara inanılması olabilir. kendini bilen de yalana kolay kolay kanmaz. o yüzden (bkz: at yalanı sikem inananı)