sadece idealist doktorlar çalışacağı için sağlık sisteminin çöktüğü gün olacaktır.
bu sayıyla hekim üretilmeye devam edilirse pratisyen ve bir kısım dahili branşlar asgari ücrete yakın paralara eyvallah demek zorunda kalır. ama girişimsel işlemler yapanlar ve özellikli cerrahlar illa ki parasını alır, helali hoş olsun.
doktorların nöbet ücreti saatlik 20 lira. ayda 10 nöbet tutup 7 nöbet parası alabiliyorlar. onlar çoktan eyvallah dediler kısaca.
gün gelir o da olur... hiç şaşırılmayacak bir durum... fiyatlari kıra kıra ve aradaki taşeron mantığıyla durumu zorla kabullenen hekimler olacaktır. onlar varoldukça üniversite sınavında yüzde bilmem kaçlık dilimde olmanın gururu karınlarını elbet doyurur.
yakındır ama bunla birlikte koca koca morglar inşaat etsek iyi olur çünkü böyle olursa dikiş bile atmayı bilmeyecek doktorlar.
eğer gidişat bu şekilde devam ederse, çok uzak bir gün değildir. çünkü uzun zamandır adeta işlerin bu hâle gelmesi için aşama aşama hareket ediliyor. her şey ya devlet, ya da büyük özel sektör tekelleri haline getirilmesi, hastaların en basit sağlık sorunu için bile büyük hastanelere yönlendirilmesi hep bu sürecin aşamaları.
gelişmiş batı medeniyeti ile geri kalmış üçüncü dünya ülkeleri arasında ne fark vardır? bana tek bir fark söyleyin...
gelişmiş bir ülkede profesyonel işler yapan ve kendi nam-ı hesabına çalışan profesyoneller yaşar.
geri ülkede herkes tepedeki birine bağlıdır. ya devlete, ya da devletle organik bağları sayesinde iş yapabilen büyük özel sektör şirketlerine. devlet çok büyüktür, istediği yasayı çıkarır. mesela der ki, herkes benim belirlediğim birisi için çalışacak. e işin tamamını tek başına yapan bir adam? hayır, o da benim belirlediğim bir firma, ya da devlette çalışacak. neden?
çünkü işi yapan ile parayı alan kişi arasına fark konulursa, herkes benim memurum olur. bir mal veya hizmetin değeri konusunda insanların zihninde hiçbir fikir kalmaz.
bu sayede, diyelim batıdaki bir doktor ayda 10 bin euro'luk para kazanırken, türkiye'de aynı işi yapan doktorun ürettiği hizmetin değeri muğlaktır.
devlet der ki: aradaki farkın tüm komisyonları ya bana, ya da benim belirlediğim kişilere kalacak, kimin ne kadar para kazanacağına ben karar vereceğim.
mesela batıda 10 bin euro'ya çalışan doktorun yaptığı işin tıpatıp aynısını yapan doktoru, sağlık turizminde çalışan bir hastane göreve getirir. batılı kalkar, o operasyonu olmak için onca yol gelir. üstüne batıdaki doktora ödeyeceğinden çok daha az para ödeyerek türk doktora işlemi yaptırır.
gelişmiş bir ülkede olsa bu doktor, batılı bir meslektaşı gibi yaptığı işin karşılığının tamamını alırdı. ama türkiye'de bu hizmeti verecek bir kurum mevcut olmak zorundadır. ve kârın yüzde 90'ı, yasada kaşının tam da altında badem bıyığı olacak şekilde tasarlandığı için, o kuruma kalır.
işte bati ile doğunun farkı. işi her kademeden uşaklara yaptırılır, parayı başkaları kazanır.
özet: doktorlar zaten yıllardır devletin belirlediği şartlarda çalışmayı kabul etmiş durumda. bunu, memurluğu birkez kabul ettikten sonra, gerisi çocuk oyuncağı. maaşın asgari ücrete çevrilmesi, sadece politikacının iki dudağı arasından çıkacak bir karara bakar.
büyük ve güçlü devletlerde, mesela saddam'ın ırak'ında, kuzey kore'de, eset'in suriyesinde de durum farklı değildir. doktorlar, tüm profesyoneller asgari ücrete çalışır.
ne doktoru? milletvekillerinin asgari ucrete eyvallah demeleri lazim.
şimdi bu başlığa ağzı sulanarak girenler olacaktır fakat doktorların (buradan kasıt hekim olarak varsayıyorum) maaşı düştüğü vakit hem hizmet kalitesi azalacak, hem de o eksik kısım illa ki yine kanun dışı yollarla çıkartılacaktır diye düşünüyorum. neticede el altından bıçak parası, prof parası vs diye verdiğiniz paranın miktarı artacak ve aldığınız hizmet daha bir boktan olacak. olay bu.
hiçbir zaman gerçekleşmeyecek olandır. şimdi siktirin gidin ve beyinsiz tespitlerinizi kendinize saklayın.
kısa ve orta vadede böyle bir olasılık mümkün değildir, ancak her meslekte olduğu gibi tıp için de teknolojinin baskın olduğu zamanlar çok uzak görünmüyor.
robotik cerrahi'den görüntü işleme teknolojilerine kadar tıp alanında çok ciddi gelişmeler söz konusudur, bu gelişmeler sağlık çalışanlarının işini kolaylaştıran teknolojik gelişmeler gibi görünse de derin öğrenme tekniğiyle veri toplamanın ilk adımlarıdır, böylece doktor'un yaptığı herşey (tanı-teşhis, cerrahi operasyon gibi... ) bir makine tarafından rahatlıkla yapılabilecektir, uzun vadede özel hastaneler başta olmak üzere bu teknolojileri bünyelerinde barındırarak doktorları yalnızca birer danışman olarak değerlendireceklerdir, bu sebepten mesleği hakkında bilgi donanımı üst seviyede olan, kendini teknolojiden soyutlamamış ve bu tür gelişmeler karşısında kayıtsız kalmamış doktorlar paçayı diğerlerine göre nispeten yırtacaktır.
birçoğuna bilim kurgu senaryosu gibi gelebilecek bu detaylar zamanı geldiğinde kabul etmek durumunda kalınacak bir gerçek olacaktır.