bizim evimize de saldırsalar bizde aynı tepkiyi veririz o arkadaş gibi. evinin yok oluş ukarşısında aciz bir şekilde kalmış olması üzücü bir durum ancak en üzücü olan durum ise; işçilerin ortamını alt üst ettikleri yetmiyormuş gibi o canlının peşinden onu öldürmek için gidiyor olmaları.
bunca zamanlık trolüm, çok üzüldüm amk. bu nasıl adaletsizlik? espri yapanı çizerim.
"kötü bir hayat süren insanın kurtuluşu da cezalandırılması da durumunun sefaletini göremeyecek denli kendini kandırıp kandırmamasına bağlıdır" -lev nikolayeviç tolstoy-
endonezya yerel dili bahasa'da orangutan; orang: kişi-adam ve hutan: orman kelimelerinden oluşan oranghutan olarak adlandırılır.
tanım: ormanda yaşayan ormanadamı'nın, işgalcilere karşı yuvasını korumasıdır. memleketimdeki milyonlarca insanın yapamadığını/yapmadığını yaparak beni utandırmıştır.