burada genelde gömülmüş ama ben filmi bir külkedisi uyarlaması olarak başarılı buldum. pompacı külkedisi, annesinin ve toplumun hırslarına kurban olmuş büyük üvey kardeş ve bunların anlamsızlığına uyanmış küçük üvey kardeş. dört kadının hikâyesi çoğu kadınlık hâlini ele alarak işlenmiş. artık çağımızda kadından bahseden her şeyin feminist kodlarla yapılıp yorumlanması ve body horror öğeleri dışında the substance ile bir ilgisini de görmedim.
külkedisi masalını bu şekilde yapısöküme uğratmak iyi fikir. üstelik fikir olarak kalmamış, iyi sinema olmuş. sinemasallığını polonya eli değmesine borçlu olduğunu düşünüyorum (lodz ekolü). estetik açıdan şişli kız'a* benziyor hatta. filmin temposu seyirciyi düşürmüyor, finalde nefesi de kesilmiyor. bunlar günümüz sinemasında mumla aradığımız şeyler. ayrıca mizahı da iyi yedirilmiş, abartılı ve yabancılaştırıcı bir komedisi yok. masal havası da yerinde.
kendini beğendirmek adına kadınların attığı taklalar bu filmdekinden katbekat fazla, sadece daha steril ve acısız ortamlarda yapılıyor. kimse stilettoya ayağını uydurmak için satırı eline almıyor gibi düşünebiliriz ama çin'deki lotus ayak geleneğini unutmayalım. sonunda kızın içinden çıkan yılan(ımsı) metaforunu beğendim. çeke çeke çıkan şey: beğenilmek arzusu. kızcağız onca badire ve acıdan sonra içindeki arzudan kurtulup özgürleşiyor. yani filmde masalın kazananı çirkin üvey kardeş. külkedisi ise bir yalanı yaşayangiller familyasına katılarak kaybetmiş.
film viktoryen ahlakı da alaşağı ediyor. prensin yazdığı şiirlerin alt metninin seks olduğunun, erkeklerin nihayetinde penis hükümranlığında yaşadıklarının; kızların da aslında bu romantik masallara kanmayıp her haltı yediklerinin, görünüşte masum ve bakire olarak kendilerini pazarladıklarının altı güzel çizilmiş. çirkin üvey kızımız, cinselliğinin yerine yemeği ikame etmiş biri olarak onun da aklı fikri prenste değil peniste (yemekte). kimsenin aklı bir diğerinde değil. annenin ve külkedisininki pompada ve parada, çirkin olduğunu zanneden üveyin çirkinlik kompleksinde ve bu kompleksin komplikasyonlarında (yemek ve penis korkusu gibi). filmin bu yönü psikanalistlerin ağzına layık olmuş sahi.
külkedisi karakterinin, hatta küçük üvey kardeşin de epey gelişim potansiyeli varmış. fakat aynı anda üç karakteri geliştirmek tecrübe işi, bir yönetmenin ilk uzun metrajı için fazla beklentiye girmenin âlemi yok. hülasa, masallara meraklı olanlar izleyebilirler.