dem parti
Previous / Next (3) - Last Page (88)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

siyasetin hafızası, bazen tek bir cümlede, bir meydan okumada kristalize olur. hdp’nin 8 yıldır tutsak lideri selahattin demirtaş’ın türkiye siyaset sahnesine armağan ettiği slogan gibi: "seni başkan yaptırmayacağız." o dönem bu, sadece bir seçim sloganı değil, aynı zamanda bir ahlaki duruşun, birleşik bir muhalefet iradesinin ve otoriterleşme arzusuna çekilmiş bir kırmızı çizginin manifestosuydu. o cümlenin arkasında yalnızca kürt siyasi hareketi yoktu; gezi’nin çoğulcu ruhu, batıdaki metropollerin prekaryası, ekoloji savunucuları, feministler, sosyalistler ve bu topraklarda özgürlük solumak isteyen herkes vardı. hdp, o cüretkar çıkışıyla, etnik kimliğe sıkıştırılmış bir hareket olmanın çok ötesine geçmiş, kendisini türkiye’nin demokratik geleceği için bir aktöre dönüştürmüştü. partiyi barajın üzerine fırlatıp %13'lük tarihsel bir başarıya ulaştıran şey, ne salt bir oy matematiği ne de konjonktürel bir rüzgardı; tam da bu kapsayıcı ve radikal direniş kimliğinin milyonlarca muhalifte bulduğu derin toplumsal karşılıktı. o günlerde hdp, özgüvenle, iktidarın çizdiği sınırları tanımadığını ilan ediyordu.

bugün o hafızadan geriye, acı bir tezat kaldı. o cüretkar meydan okumanın yerini, iktidar protokolünde bir yer kapma telaşının pragmatizmi almış görünüyor. dem parti eş genel başkanlarının, binlerce üyesi, yöneticisi ve seçilmiş belediye başkanı bizzat o sarayın kararlarıyla hapishanelere doldurulmuşken, aihm kararları hiçe sayılarak liderleri rehin tutulurken cumhurbaşkanlığı resepsiyonunda boy göstermesi, basit bir nezaket ziyareti olarak okunamaz. hele ki tokalaşma anı; partinin varlık nedenine en ağır hakaretleri yönelten, kürt siyasetini şeytanlaştırmanın mimarı devlet bahçeli ile kurulan temas, siyasi bir eylemden çok, tarihsel bir ilkenin sessizce terk edilişinin fotoğrafıdır. hannah arendt’in bize hatırlattığı gibi, kötülüğün en tehlikeli hali, onunla kurulan gündelik, sıradan ve "normal" ilişkilerde gizlidir. ödenen onca ağır bedel, kayyumlarla gasp edilen halk iradesi ve zindanlarda çürüyen hayatlar varken, o bedelleri ödeten iktidar mekanizmasının meşruiyetini tanıyan bu tür jestler, siyasi bir çöküşün sembolik itirafından başka nedir? bu, sadece taktiksel bir manevra değil, temsil edilen milyonlarca insanın acısına ve direnişine yönelik derin bir kayıtsızlıktır.

parti yönetiminin örtük stratejisi, aslında gayet belirgin: "yıllarca türk milliyetçisi sahte muhalifler, akp’ye yanaşarak, onunla pazarlık ederek kırıntılar topladı, kazanımlar elde etti. direndikçe ezildik, şimdi pragmatik olma ve masadan pay alma sırası bizde." bu akıl yürütme, kendi trajedisini içinde barındıran bir yanılgıdır. zira bu strateji, partiyi özgün kılan, onu diğerlerinden ayıran ve ona tarihsel meşruiyetini kazandıran her şeyi kendi elleriyle yok etmektir. eleştirdiğiniz "milliyetçi sahte muhalefete" benzeyerek siyaset yaptığınızda, onlardan biri haline gelirsiniz. bu, antonio gramsci’nin "pasif devrim" dediği, egemen gücün, kendisine karşı olanları yutarak, dönüştürerek ve kendi sisteminin bir parçası haline getirerek etkisizleştirdiği tehlikeli tuzağın ta kendisidir. kısa vadede elde edilecek birkaç belediye, birkaç imtiyaz veya iktidarın lütfu gibi görünen "normalleşme" adımları uğruna, uzun vadede muhalif bir hareketin ruhu, onuru ve tarihsel misyonu feda edilmektedir. siyasetin onuru, en zor zamanlarda bile temsil ettiğiniz değerlerden vazgeçmemektir. bazen en büyük yenilgi, düşmanınıza benzeyerek kazandığınızı sandığınız küçük zaferlerdir.

bu stratejik kopuşun yarattığı en derin yara ise milyonlarca seçmenin maruz kaldığı temsil krizidir. kendilerini iktidara karşı en net ve tavizsiz duruşla ifade eden, bu uğurda bedel ödeyen seçme ve seçilme hakları elinden alınan seçmenleri, bugün kendilerini siyasi bir boşluğun ve kimsesizliğin ortasında bulmuşlardır. onların öfkesi, talepleri ve umutları, iktidar koridorlarının pragmatik hesaplarına kurban edilmiştir. tam da trump gibi figürlerin uluslararası arenada erdoğan’a yeniden meşruiyet alanı açtığı, otoriterliğin küresel bir normal haline gelmeye başladığı bir konjonktürde, içerideki muhalefetin ilkesel netliği her zamankinden daha hayatidir. bu noktada, cumhurbaşkanlığı resepsiyonuna katılmayı reddeden chp, tip ve emep gibi partilerin tavrı, dem parti’nin uzlaşmacılığıyla acı bir tezat oluşturur. onların boykotu, basit bir siyasi protestonun ötesinde, gayrimeşru kabul ettikleri bir iktidar bloğunun sembolik alanına girmeyi reddederek, muhalif olmanın ne anlama geldiğini yeniden tanımlayan ahlaki bir duruştur. trump'ın erdoğan'a 225 boeing, lng ve gazzeden alınacak sığınmacılar karşılığı meşruiyet sattığı bir dönemde anlaşılıyor ki bu meşruiyeti kabul etmeyen sadece 3 muhalif parti kaldı geriye. chp, tip, emep
19 favorites - -
akpli arkadaslara gore,altılı masaya dışarıdan destek verdikleri söylenirken vatan haini, akp mhp'ye açık açık destek verince vatan sever olmuş parti.
8 favorites - -
dünyanın en kurnaz partisidir.

yıllarca "demohrasi, halkların kardeşliği, rererö" diye kafa sikip, cihangirli mor saçlı vegan feminist bacılarımızı demokrat olduklarına inandırdıktan sonra nasıl akepenin kucağına atlayıp ters köşe yaptılar ama.
15 favorites - -
akp ile işbirliği içinde olduğu için meydanlara inmeyen parti.

bunu olumlu buluyorum. vurdulu kırdılı, ana eksenin kaydığı, taleplerin değiştiği bir eylem olmuyor. umarım hiçbir eyleme katılmazlar.

yalnız destekçilerinin konjonktüre hızlı uyum sağlaması ve ak parti söylemini kullanması gözlerden kaçmadı. *

--- spoiler ---

ulusalcılara hiçbir borcu olmayan parti. size mi soracak ne yapacağını siz kimsiniz la ?

ohh iyi yapıyor. keşke gerçekten ak partiyle işbirliği yapsa.
--- spoiler ---
10 favorites - -
kaçak çaya selam çakmayan da kendine terörist demesin *
7 favorites - -
12 yıldır aşkla evliyim, eşime bakmaya doyamıyorum, yüzünü görünce günüm aydınlanıyor... benim eşimle bunların erdoğan'a aşkla baktığı gibi bir fotoğrafım yok.
ama iyi oldu, demirtaş'ı hatırladılar bu fotoğrafa gelen tepkiler yüzünden.
15 favorites - -
kürtçüye güvenen herkes, bir gün ihaneti tadar.
5 favorites - -
sikkafalı sempatizan düdüklere göre kimseciklerin eleştirmeye hakkı olmayan parti.

al lan dalyarak, oğuz türkü olarak eleştiriyorum. iyi dinle;

ermeni dönmelerinin batı efendilerinin emriyle kurdukları, türkiye cumhuriyetine gün yüzü göstermemek adına kurdukları faşist bir oluşum.
14 favorites - -
kuruluş amacı gayesi türkiye'deki kürtleri örgütleyip, kürt milliyetçiliğine kışkırtıp, türk topraklarını bölmek olan pkaka destekli ve destekçisi parti.

aptal solcu götün sıkışınca yine türk milliyetçiliğine sığınacaksın hâlâ dem güzellemesi yapıyorsun, kürt kadar aklın yok.
6 favorites - -
eger planlari basarili olursa olene kadar baskan olacak tayyip erdogan tarafindan sikilip atilacak parti. su an kurtlerle ve pkk ile baris ve imamoglu'nu hapse attirip muhalefete mansur'u aday gostertme ya da anayasayi degistirme stratejisinde kullaniliyorlar. eski sevgiliyle tekrar birlesen ve daha kotu ayrilan biri gibi olacaklar sonunda. ama yanan turk milleti olacak. bu ucubelige cikarlari icin sessiz kalip demokrasi, esitlik, vs. naralari atma yuzsuzlugunu sonradan gosterirler. cunku ulkede yuzsuzluk norm oldu. bu surec icerisinde selahattin demirtas doneminde sempatisini kazandiklari secmenleri de kaybederler buyuk ihtimalle. secimlerin bir anlami olacagindan degil de sadece kurtlerden oy alan bir partiye tekrar donus gerceklesiyor.
4 favorites - -
Previous / Next (3) - Last Page (88)