milli mücadele tarihimizin iki uç karakterlerinden; osmanlı sadrazamı damat ferit paşa ile mevcut yönetimden memnun olmayan, ülkenin kötü gidişatını engellemek için çareler arayan mirliva mustafa kemal paşa'nın 1919 yılındaki görüşmeleridir.
mondros mütarekesi'nin yürürlüğe girmesiyle yıldırım orduları grup kumandanı olan mustafa kemal paşa istanbul'a çağrılmıştı. mustafa kemal paşa da görevini bırakıp, istanbul'a doğru yola çıkmıştı. 13 kasım 1918'de istanbul'a geldiği gün marmara'daki işgalci savaş gemilerini görünce o meşhur (bkz: geldikleri gibi giderler) cümlesini söylemişti.
mustafa kemal paşa istanbul'a gelmesiyle pasifize edilmişti. kendisine hiçbir görev verilmemişti. fakat kendisi ülkesinin ve milletinin maruz kaldığı kötü durumdan kurtarmak için mücadelelerden vazgeçmemişti. sahada olmadığı için siyaset, gazetecilik gibi faaliyetlerle bir şeyler başarmayı denemişti. o dönemde kurulan hükümetlerde harbiye nazırı olmak için kulisler yaptıysa da başaramamıştı. diğer yandan meclis-i mebusan başkanı olmak için çabalamıştı fakat bunu da başaramamıştı. minber gazetesini çıkarmıştı, onda da başarılı olamamıştı. istanbul'daki siyasi faaliyetlerinde başarısız olunca bir an önce sahaya inmekten, yani anadolu'ya geçip örgütlenmeler yapıp işgalcilerle mücadele etmekten başka bir çarenin olmadığını anladı. ayrıca istanbul'da olduğu dönemde şişli'deki evinde kazım karabekir, ali fuat paşa, ismet paşa, rauf bey vs. gibi birçok kişiyle, neredeyse her gün kurtuluş ve mücadele için toplantılar düzenledi. bu toplantılarda sürekli planlar yapıldı.
damat ferit paşa ise hanedan damadıydı. o dönemki osmanlı siyasetinde etkin kişiydi. padişah ile çok yakındı. hürriyet ve itilaf fırkası'nın lideriydi. ittihat ve terakki'den nefret eden, ittihatçıların devlet içindeki tasfiyesinde etkin rol oynayan bir kişiydi. diğer yandan ingiliz yanlısı ve yalakasıydı. kendisinin ilk sadarete gelişi mart 1919'da olmuştu.
mustafa kemal paşa o dönemde anafartalar kahramanı olarak ülke çapında ün salmış, diğer cephelerdeki başarılarıyla da kendisini ispatlamış, başarılı, genç, popüler bir komutandı. damat ferit paşa, sadarete geldiğinde mustafa kemal paşa istanbul'daydı. kendisi o dönemde hem siyasetle uğraşıyor hem de anadolu'ya geçiş ve sonrası için planlar yapıyordu. kendisinin bu faaliyetleri de elbette damat ferit paşa'nın kulağına gidiyordu. ayrıca mustafa kemal paşa'nın ittihatçılık geçmişi sadrazamın mustafa kemal paşa üzerindeki dikkatini daha da arttırmasına neden oluyordu.
o günlerde doğu karadeniz'deki rum, pontus çetelerinin faaliyetleri artmıştı, bölgedeki türk-rum çatışması büyümüştü. ingiliz işgal kuvvetleri komutanı, osmanlı hükümetine nota vererek; bu çatışmanın önlenmesi gerektiğini, önlenmezse o bölgenin ingiltere tarafından işgal edileceğini bildirmişti. bunun üzerine sadrazam damat ferit paşa, dahiliye nazırı mehmet ali bey'i çağırıp, ne gibi önlemler alınacağı konuşmuştu. bu toplantıda dahiliye nazırı, sadrazama; o bölgeye tecrübeli bir kumandanı, yetkili müfettiş olarak gönderme fikrini önermişti, sadrazam kim olabilir diye sorunca da dahiliye nazırı ''mustafa kemal paşa'' ismini önermişti. sadrazam, mustafa kemal paşa'dan fazlasıyla işkillenmesine rağmen onun istanbul'dan uzaklaşması fikrine sıcak bakmıştı.
mustafa kemal paşa'nın, dahiliye nazırı mehmet ali bey'le çok yakın ilişkileri vardı. ikisi arasında iyi bir dostluk kurulmuştu. öyle ki mehmet ali bey, şişli'deki eve ziyaretler dahi düzenlemişti. sadrazam ile paşanın ilk görüşmesindeki aracı kişi de o olmuştu. rauf orbay'ın anılarına göre; ikilinin ilk görüşmesi cercle d'orient'teki bir yemekte olmuştu. bu görüşmede damat ferit paşa, mustafa kemal paşa'yı bire bir tanımak, tartmak ve karakterini çözümlemek istemişti. bu görüşmede siyasi, askeri konular neredeyse hiç konuşulmamıştı. mustafa kemal paşa çok temkinli davranmıştı. rengini hiç belli etmemişti. çünkü sadrazama karşı açık konuşsa ve dik gitse tüm planlarının suya düşeceğinin farkındaydı. bu görüşmeden sonra sadrazam, mustafa kemal paşa'nın bölgeye müfettiş olarak gönderilmesini kabul etti. (bu ilk görüşme 1919'un nisan sonlarındadır)
30 nisan 1919'da mustafa kemal paşa'nın 9. ordu müfettişliği'ne atanması sultan vahdettin tarafından onaylandı. 5 mayıs günü de karar resmi gazetede çıktı. (bkz: takvim-i vekayi) 30 nisan günü harbiye nazırı mehmet şakir paşa, mustafa kemal paşa'ya bu kararı tebliğ etti. mustafa kemal paşa'nın yeni vazifesindeki yetkileri harbiye nazırlığı tarafından belirlenmişti. paşa, bu yetkileri düzenlemek ve biraz daha arttırmak için erkan-ı harbiye'ye gidip, orada erkan-ı harbiye ikinci reisi kazım paşa (kazım inanç) ile görüşme gerçekleştirdi. iki arkadaşın bu görüşmesinde müfettişlik yetkilerine; ''doğu anadolu'daki tüm valiliklere emir verme, o bölgedeki tüm kuvvetleri komuta edebilme, tüm bölgeye bildiriler gönderebilme ve sadrazamla doğrudan görüşebilme'' eklendi. hazırlanan bu talimatnameye harbiye nazırı şakir paşa biraz çekinse de mührünü vurdu. o gün talimatname önce sadrazamın onayından, sonra da padişahın onayından geçti. bu talimatname sonucunda mustafa kemal paşa'nın emrine; iii. ve xv. kolordular verilmiş oldu. ayrıca mıntıka bölgesi de trabzon, van, erzurum, sivas, erzincan, samsun'du. diyarbakır, bitlis, elazığ, ankara, kastamonu vilayetleri ve oradaki kolordular da gerektiğinde müfettişliğin emrine girecekti. mustafa kemal paşa o günkü hislerini yıllar sonra şöyle anlatmıştır: ''ne âlâ şey. talih bana öyle müsait şartlar hazırlamıştı ki kendimi onların kucağında hissettiğim zaman ne kadar bahtiyarlık duyduğumu tarif edemem. nezaretten çıkarken, heyecanımdan dudaklarımı ısırdığımı hatırlıyorum. kafes açılmış, önümde geniş bir alem vardı. kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim. ben zaten, şu veya bu suretle anadolu'ya geçmek fırsatı arıyordum. mademki onlar teklif ettiler; fırsattan mümkün olduğu kadar istifade etmeliydim''
1 mayıs 1919'da mustafa kemal paşa tekrar harbiye nazırı ile görüşmeye gitti. oradan ikisi sadrazam damat ferit paşa'nın yanına gitti. damat ferit paşa bu görüşmede, mustafa kemal paşa'ya övgüler yağdırıp, göreve gittiğinde dilediği zaman kendisine yazabileceğini bildirir. buna karşılık paşa da teşekkür eder. kısa bir görüşme olmuştur.
6 mayıs 1919 günü mustafa kemal paşa'nın 9. ordu müfettişi olarak tayin edildiği talimatname, kendisine tebliğ edildi. paşa da yavaş yavaş yolculuk hazırlıklarına başladı. diğer yandan devlet tarafından 9. ordu müfettişliği'nin kurulduğu tüm kolordulara bildirildi.
13 mayıs günü damat ferit paşa, mustafa kemal paşa'yı görev öncesi son detayları konuşmak üzere bir gün sonra yemeğe gelmesini bildirdi. bu davet mustafa kemal paşa'yı fazlasıyla telaşlandırmıştı. çünkü o sıralarda hem yolculuk hazırlıkları yapıyordu hem de başlatacağı hareket için hazırlıklar yapıyordu.
14 mayıs 1919 akşamı mustafa kemal paşa teşvikiye'deki sadrazam konağı'na gider. selamlaşma faslından sonra ikisi karşılıklı sessizce oturur. sadrazam fazlasıyla soğuk, mustafa kemal paşa da fazlasıyla gergindir. bir süre sonra cevat paşa gelir (cevat çobanlı) hep beraber yemeğe geçerler. yemekte de soğukluk ve tatsızlık sürer. yemekten sonra toplantı salonuna geçilir. harita açılır. sadrazam, paşa'dan malumat ister. bölgedeki güncel durum nedir diye sorar. paşa, ''ingilizler biraz abartıyor, gidip yerinde tetkik edip, karışıklığı kısa sürede sonlandırabiliriz'' minvalinde cevap verir. sonra sadrazam, paşanın yetki sahasını sorar. paşa bu soruyu duyunca telaşlanır. eliyle haritada birkaç yeri gösterip; ''henüz ben de bilmiyorum, sanırım şu küçük yerler'' diye cevap verir. o esnada cevat paşa da lafa girip ''efendim, zaten nerede kuvvet kaldı ki'' der. olayı küçümsemeye çalışır. sadrazam, cevat paşa'nın lafa girmesiyle biraz rahatlar. hep beraber kahve içmeye geçerler. o sırada paşaya, gitmeden önce padişahı da ziyaret etmesini emreder. görüşme böylece noktalanır.
cevat paşa, mustafa kemal'in bir şeylere kalkışacağını sezip, görüşmede onu korumuştur. konaktan çıktıktan sonra mustafa kemal'e ''bir şey mi yapacaksın kemal?'' diye sorar. mustafa kemal de ''evet paşam, bir şey yapacağım'' der. cevat paşa da '' allah muvaffak etsin'' der. mustafa kemal paşa da: '' mutlaka muvaffak olacağız'' diye cevap verir.
15 mayıs 1919'da yani izmir'in yunanlılar tarafından işgal edildiği gün istanbul karışıktı. paşa, babıali'ye gidip. hükümet üyeleriyle görüşüp, vedalaştı, bir yandan da nabız yokladı. nazırların işgal hakkındaki görüşleri ve hareketleri yönetime olan öfkesini fazlasıyla arttırır. babıali'den sonra padişahın huzuruna gitti. vahdettin ile görüşüp, vedalaştı. geceyi de şişli'deki evinde annesi ve kız kardeşiyle birlikte geçirdi.
16 mayıs 1919 günü bandırma vapuru ile samsun'a doğru yola çıktı. 19 mayıs günü de samsun'a ulaştı.
+ 20 mayıs 1919'da mustafa kemal paşa'nın sadarete gönderdiği telgraf: bkz
+ 22 mayıs 1919'da mustafa kemal paşa'nın sadarete gönderdiği rapor: bkz ayrıca (bkz: samsun raporu)
+ 29 mayıs 1919'da damat ferit paşa'nın m. kemal paşa'ya gönderdiği telgraf: bkz
+ 3 haziran 1919'da mustafa kemal paşa sadaretten ege işgalleriyle ilgili bilgi ister, saltanat şurası kararlarından duyduğu endişeyi bildirir.
mustafa kemal atatürk o dönemde en başından beri saltanatın ve sadaretin köhneleştiğinin farkındaydı ancak amacına (anadolu'ya geçmek) ulaşana kadar sürekli padişahın ve sadrazamın huyuna gitmişti. izmir ve ege'nin işgali karşısında hükümetin tutumu, toplanan saltanat şurası'nda mandacılığın kabulü, sadrazamın ingiliz ve fransızlara mutlak itaati, mustafa kemal ile sadrazamın iletişimini sertleştirmiştr. havza genelgesi ile iletişimde çatırdamalar başlamıştı. amasya genelgesi sonrası ise mustafa kemal ile istanbul hükümeti arasındaki bağlar resmen kopmuştu.
kaynaklar:
- falih rıfkı atay - çankaya - pozitif yayınları - 2019.
- şevket süreyya aydemir - tek adam - cilt: 1 - remzi kitabevi - 2020.
- rauf orbay, cehennem değirmeni siyasi hatıralarım, cilt 1, emre yayınları, 1993.
- samsun valiliği - ''atatürk ve samsun'' bkz.
- ahmet semerci - ''mustafa kemal paşa’nın havza’daki çalışmaları'' - türk dünyası araştırmaları dergisi - cilt 121 - sayı 238 - yıl 2019.