bana hardalı sevdiren, aslında hardalın ne kadar şahsına münhasır bir lezzeti olduğunu anlamamı sağlayan muhteşemli ev yapımı hardal.
yapanı tanıyorum ancak övgümün sebebi bu değil. benim için hardal, evime girmeyen, ancak restoranlarda hadi bir değişiklik olsun dediğimde azıcık kullandığım ama ot gibi tadı olan bir katıktan ibaretti. bu hardalın iki çeşidinin de tadına bakınca (sanırım birinin beyin yakan acısından olsa gerek) hardala bakış açım tamamen değişti. her iki çeşidinin de gerçekten çok kendine özgü tatları, lezzetleri var.
taneli, az acılı olan rahatlıkla kaşıkla yenilebilecek, salatalarda, tereyağlı kızarmış ekmek üzerinde salçalı ekmek misali keyifle tüketilebilecek bir tat.
diğerinin acısı ise şimdiye kadar tattığım tüm acılardan farklı. hayatımda tattığım en acı şey olabilir ancak yakıcılığı bir anda aşırı yükselip sizi başka diyarlara götürmüşken, biber acısı gibi dilinizi damağınızı yakmayıp direkt beyninizi eritip sonra hızla düşüşe geçtiği için ağzınızda uzun süreli yanma hissi bırakmayarak yeniden hızla dünyaya döndürüyor. üstelik bunu bir çay kaşığının ucunun ucu kadar bir miktarla yapıyor :) bu da tekrar tekrar yeme isteğine sebep oluyor. lunaparkta ranger'a binmek gibi :)
ben sevdim.
bu giriyi de hardallı ilginçli tarifler denedikten sonra yazmak niyetindeydim ancak bir süredir mutfakta pek vakit geçiremediğim, yine de kendi başlığını hak ettiğini düşündüğüm için böyle tarifsiz iliştirdim.
instagram sayfasını da iliştirelim.