adamın tek bir entry'si yok, yazar olduğu gibi entry'lerini silmiş ve ilk iş bana msg atıyor "nacizane bir hayranınım" diyerek.

hm hayranımmış aman da aman yaklaşımıyla cevap mı atacağım elin fake'ine, bu kadar saf olamazsınız herhalde.

oğlum gidin piyasa malı dolu etraf, onlara yönelin. böyle salak salak hamleler yaparak medet ummayın.

bir başka örnek olarak da adam üslubumu sevmediğini söylüyor maşallah benim yazdıklarımı benden çok okuyor. badimsin, bilmem ne. yahu bana ne arkadaş senin badilist'inde olmamdan? madem üslubumu beğenmiyorsun okuma, ne diye gelip her yazdığıma yorum yapıyorsun.

bunların cevaplarını elbette biliyorum. dediğim gibi piyasa mallarına yönelin. siz kötü muameleden hoşlanıyorsunuz galiba lan, stockholm sendromu mu neyse artık.

bu açıdan abuse edilme şansı yüksek bir durumdur. akarı kokarı olmayanlara lafım yok, beni de ilgilendirmez.

alınan bu karar benim gibi deşifre olmuşlar için çok önemliydi. burdan hayatımla ilgili detayları yakaladığını düşünenlere selam ederim.

henüz kendi olamamışların dayanağa. şukela almak için gelmişler buraya, kendi düşüncelerini yazmak için değil. kendi düşüncelerinizi aktaramadıkça, kendiniz gibi davranmadıkça mutlu olamazsınız oğlum, yapmayın. kediyi sevmiyorsanız, sevmiyorum diyin. rakıdan nefret ediyorsanız, aaa rakı mı, benim içkim demeyin. kimse sizi rakı sevmiyorsunuz, kediden haz etmiyorsunuz diye sevmemezlik yapmaz, ya da bunun için sevmez. seviyorsa da aptaldır zaten. sözlüğü boş verin, hayatta yapmayın asıl bunu. insanın kendi olması özgürlüktür, mutluluktur. deneyin, göreceksiniz.

4-5 yıl öncesine kadar mottosu kalite olan ekşisözlükte yapmak biraz göt isterdi. fakat ne zaman ki yönetim, nitelik karın doyurmuyor, yeni moda nicelik dedi, reklam geliri için hite odaklandı, karma vermek için entry alt sınırı koydu ve hatta bunun açıklaması olarak değerli yazar tanımının karşısına "sözlüğe en çok katkısı olan yazar" yazdı. o gun zaten çoklu hesaba da göz yumdu, hatta işine geldi.

(bkz: yine konuşturdunuz beni)

patronu sinirlendirmeyin gençler

kötüye kullanılmadıkça bir sakıncası olmayandır.

ama:

bu hesapların sahibi bir sosyopatsa, kendini her hesapta farklı biri gibi gösterip insanları manipüle etmeye uğraşıyorsa, işte bu noktada türlü tehlikeler ortaya çıkar.

kimi yazarların farklı 8 10 hesap açarak kendisini takip ettiği, her hesapta farklı bir kişiliğe bürünerek dkb'lerini kontrol altında tutmaya çalıştığı mini bir self-medication ortamı yarattığı, dönem dönem belli bir hesaptan yazdıklarına öbür hesapları üzerinden saldırdığı, entrylere laf yetiştirerek ya da kendi kendisine yürüyerek değişik sinerjiler oluşturduğu hesaplar efenim.
bu hesaplar provokasyon gibi politik bir amacı olmayıp sadece kendi dalgalarında takılmaları, etliye sütlüye karışmayan entryler girmeleri ile diğer troll hesaplardan ayrılırlar. her hesapta farklı ilgi alanları, konuşacak, laf yetiştirecek farklı şeyleri vardır. kimisi bunun için tematik hesaplar açar; gezi rehberi, gurme falan olur. diğer "günlük kullanım" hesaplarına bu hesabı takip ettirir, "oha aq, adamın entelektüelliği ufkumu açtı." gibi entryler girdirir başlığına.
bir hesapta kadın, birinde erkektir. aynı başlığa bi kezban bi meriç entrysi girer farklı hesaplarından üst üste, değişik çevrelerce takdir edilir ya da yerilir.
iddaa ile hiç alakası olmayıp "chelsea 3,5 üst kesin, sonra abinize teşekkür edersiniz pampalar." gibi entryler girer, mesajla sövülmek için ne gerekiyorsa yapar.
bi hesapta "çaylak kızlar eqlesin" meczubu, bi hesapta dolandırdığı çaylak kızı mesajla teselli eden sözlük ablasıdır.
küçük nüanslarla ayırt edilebilirler, kimisi düz ergenken kimisi profesyonel ruh hastasıdır, temkinli olmakta her zaman fayda vardır. boşuna (bkz: bobrek.avi) geyiği dönmüyor.

çoklu hesap kullanımı tespit edildiyse, bu da kullanıcı bilgileri altına not düşülsün.

serbest olabilir; sorun değil. hesabın kişiye ait olmadığı bilinsin.

iki eski sevgilinin nickten haberdar olmasından mütevellit, yok yere kimse bir şeyi üstüne alınmasın diye, içtekileri rahat rahat haykırmak için bazen şart olan.