o değil de adamlarda ne para var enişte.
nasıl şartlar altına çalıştığını bilemediğimiz bankacıdır. kim bilir üstünde ne yük vardır. ya da hangi şartlar altında o raporu hazırlamaya çalışıyordur. bilinmez... gerçi yakında aynı şekilde, ülkemizde de aynı ölümler görülecek bu şekilde. işçinin sağlığı ve psikolojisi düşünülmeden verilen görev ve yüklemeler doğrultusunda doğal olarak işçi stresten sapıtıyor. doğal olarak işverenin işi bittiği için de gerisi ile ilgilenmiyor. işçinin psikolojik sağlığı düzenli olarak kontrol edilmediği sürece, çin ya da başka bir ülkede bu tarz ölümler devam edecektir.
türkiye de ''sistem arıza verdi bi dk.'' diyen bankacının çekik gözlü versiyonudur.
yok be değil. çinliler hakikaten hapur hupur çalışan insanlar. misal kış günü buz gibi fabrikalarda yaninda kendini bile ısıtamayan küçük ısıtıcılarla makina aksamı tamir eden kadınlar gördü bu gözler.
sen dört-beş yil oku hala bi b.ktan anlama. kadin senin it gibi titrediğin o havada makina üretsin.
bankacıların özellikle son 1 yıl içinde yapılan düzenlemeler sayesinde daha önceki zamanlara göre makul sayılabilecek çalışma saatlerine kavuşması nedeniyle türkiye'de görülmesi muhtemel değildir.
kanının son damlasına kadar bankası için ter dökmüş çinlidir.
türkiye'deki bankaların verdikleri yan haklar dikkate alınacak olursa - pilatesidir, yogasıdır, yelken kurslarıdır, kurum içi etkinlikleridir vs.- türkiye'de görülmesi muhtemel olmayan bankacıdır.
çin'in sadece bankacılar için değil, diğer sektörlerde çalışanlar içinde baskıcı bir tutumu var.
yıllar önce, hızlı tren kullanan bir makinist, büyük bir kaza yapıyor ve onlarca kişi ölüyor. yapılan araştırmalar sonucunda, belirlenen iki rota arasını 110 saniyede tamamlamalarının zorunlu olduğunu, aksi takdirde çalışanlara cezai işlem uygulanacağı yönünde baskı gördükleri ortaya çıkıyor. kazayı yapan makinist, olaydan 2 hafta önce bu konuda ceza aldığı ve korktuğu için belirlenen hıza ulaşmak için olması gerekenin biraz daha üzerinde hız yaparak, maalesef onlarca kişinin ölmesine sebebiyet veriyor.
eski çalıştığım yer de aşırı stresli bir yerdi. şeflik bekleyen bir arkadaşım, gece gündüz çalıştı, olağan üstü bir efor sarfetti, kendini ispatlamakla o kadar meşguldu ki; sağlığının kötüye gittiğinin farkında bile değildi ve bir gün ofiste fenalaştı. apar topar hastaneye kaldırıldı ve 27 yaşında kıza konan teşhis ise ms..
insanın bir makine olmadığını, yorulabildiğini, stres altında verimsiz çalışabileceğini, bunun geri dönüşünün olumsuz olacağını iş verenlerin artık bilmesi gerek. daha fazla kazanmak uğruna insanların bu denli hayatlarının heba olması, kazanılan hiç bir kuruştan daha önemli değil.
işverenin açıklaması;
"işin kalitesini artırmak için mesaiye kalkmaktan çekinmedi. gece gündüz çalıştı ve işini belirli bir disiplin içinde tüm enerjisini ve tutkusunu vererek yaptı, bankacının çalışma azminin iş arkadaşlarına örnek olmasını istedi"
dünyadaki yoksulların yarısına yakınının bulunduğu çin'de, para delisi bir ruh hastası yoksulların gözünün içine baka baka bu açıklamayayı yapabiliyor. bu ne biçim bir beyin yıkama, bu nasıl bir gözükörlük, nasıl bir sindirilmişlik, tepkisizlik bu arkadaş! ulan hiçbirşey yapamıyorsanız olduğunuz yerde zıplayın da; eksenden mi çıkıyoruz, yok olup gidiyor muyuz ne olacaksa olsun yahu, böyle yaşanır mı?
o değil de insanlık ciddi manada tesadüfen yokolmuyormuş ben bunu anladım. kuzey kore'nin delisi, kaza ile çin'in başında olsa bu milyarlarca koyuna saldırın komutu verse taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmaz bunlar. kimsede durduramaz, kavimler göçünü mum ile ararız yemin ediyorum. sorgulama, bir niye diye sorma mantığı yok ki adamlarda silme itaat kültürü.
haberi ntvmsnbc'nin yapması da ayrı bir ironi olmuştur.
çalışanlarına aba altından sopa gösteriyorlar sanırım.
(bkz:
garanti bankası)
yaşamak için çalış, çalışmak için yaşama felsefesini benimsememiş insan modeli ! n'oldu, artık mezarına madalya takarlar, gittiğinle kaldın işte.