özellikle inanan insanların üç harfli diye nitelendirdikleri cinler, nedense yüzyıllar boyunca resmedilememiş ya da kalıp bir hale getirilememiş. sebebi ise cinlerin görünmez olmaları.
peki bir insanın görünmez bir varlıktan korkması daha doğrusu daha yüzünü bile görmediği bir varlıktan korkması garip değil midir.
biraz daha detaylandıralım:
sadece olasılıklar, söylentiler ya da inanca dayalı olarak, '' çok çirkin, çok korkunç, çarpıyorlar '' gibi söylemlerin etkisinde kalarak cinlerden korkmak ne kadar mantıklı.
görmüyoruz, bir şekile de benzetemiyoruz, ama korkuyoruz.
şahsen ben korkuyorum.
ama ne yalan söyleyeyim hiçbir şeye de benzetemedim şu ana kadar.
budurzorunlu edit: destek verenler mi hakaret edenler mi, yeşile boyadığınız için hepinize teşekkürler de daha önce herhangi bir yerde resmedildiğini görmediğim için bu geliyor aklıma. komik olsun ya da trollük olsun diye yazmadım yani.
(bkz:
dobby) gayet de sevimli bişey aslında
yeşil bir şişe, üzerinde mühür var
bir kaç yıl önce bir kız arkadaşıma evlerinin terasında fal bakıyorum.
saat gece 23:30 civarı,
bir anda etrafımda küçük yeşil 50 cm’den uzun olmayan garip kulakları olan ve ayakları ters yaratıklar zıplayarak dört dönmeye başladı.
hem etrafımda dönüyorlar hem de tuhaf sesler çıkarıyorlar.
niye geldiklerini önce anlayamadım ama daha sonra fincana doğru bakıp bağırdıklarını görünce, fincanı terastan aşağı doğru fırlattım. o 3 harfli yaratıklar da fincanla birlikte terastan atladılar.
o günden beri, özellikle gece 23:00’den sonra asla bir daha fal bakmadım.
yeşiller, küçükler ve ayakları ters
iri kafa, dikine gelen göz bebeği, sivri kulaklar ve çene, koyun ayağı gibi ayak, mavi kan.
ateşten yaratılmış, kel, sakallı,
bulky bir adam. kurnaz ve hilekar mizaca sahip biri.
budur