toby meakins'in yazıp yönettiği, robert englund, eddie marsan, asa butterfield gibi isimlerin rol aldığı gerilim filmi projesi. londra'da çekimleri tamamlanan filmin bu sene içinde netflix'te yayınlanması bekleniyor.

--- spoiler ---

a broke student who, in pursuit of an unclaimed $100,000 prize, plays an obscure 1980s survival computer game. ater a series of unexpectedly terrifying moments, she soon realizes she’s no longer playing for the money, but for her own life.

--- spoiler ---

filmin müziklerini the prodigy'nin beyni liam howlett yapmış olması beni şaşırttı. biraz geç kalmış olsa da kendisinin ilk deneyimi. fragmanda da ufak bir the prodigy göndermesi vardı zaten. konusu da benim gibi retro oyunları sevecekler için gayet ilgi çekici duruyor.

robert englund korku aleminin erkan can'ı olalı beri rol aldığı projelerde tek kayda değer olanın behind the mask the rise of leslie vernon olduğu gerçeğini değiştiremeyen 2022 yapımı film.

robert englund ve liam howlett'i duyunca (her ne kadar ikisini de allahına kadar sevsek de) filmin dravdan bir iş olacağını anlamış olmakla beraber, içimde ufak da olsa bir belki vardı ancak netice yine tahmin edilen hayal kırıklığı oldu.

son dönem bu damardan yürüyen diğer filmleri de seyrettim, azıcık geleneğe uygun görsel atmosferi kuran, 3-5 kitap okuyup, film seyredip, müzik dinleyip, malzeme bulup bunları gösterme hevesiyle ortamlara akan genco coşkunluklarından öteye gidemiyor.

film seyrederken hamlet'e, douglas adams'a, atıyorum pet shop boys'a, ibm'e falan selam çakma işleri ayrı can sıkıcı geliyor(pseudo feridun). velhasıl bu film her ne kadar türün ingiliz geleneğine özgü unsurlarını toptan kullansa da çok nadir yakalanan o dengeli sessiz ama derin kaliteyi yakalamaktan oldukça uzak. black mirror'un doğru yaptığı işlere girsek çıkamayız ancak bu yapımda hepsi yanlış uygulanmış. çok zayıf...

neyse bu arkadaştan bir cacık çıkmayacak. ben wheatley de tek atımlık tüfek çıktı. bakalım şu liam gavin the furious poets'e başlayabilirse (yapımcıya domalmak zorunda kalmadan) belki bir ekmek çıkar.

senaryonun giriş kısmını bir gizeme dayandırıyorsan prestijde o gizemi öyle bir açıklamalısın ki okuyan / izleyen herkesin nutku tutulmalı ve zekaya saygı duymalı.
ama gizemi kurup, gelişme bölümünde merakı tavanı çıkartıp sonrada gizeme dair hiçbir şey açıklayamıyorsan ve “doğa üstü güç” “aslında ölülermiş” “bunların hepsi ruyaydı” gibi bitiriyorsan rezil bir senaryo ortaya çıkartmış oluyorsun.
buna en güzel örnek lost’tur mesela. bu filmde gizeme dair hiçbir şey açıklayamadığı bir de üstüne sanki çok matah bir şey olmuş gibi 2. filmi de çekebiliriz diye bitirmeleri 10/3’ü hak ettirmiş.

en başta söylemek gerek izlemeyin vaktinize yazık. netflix'in seri üretim yaptığı binlerce saçma filminden biri sadece.

izlenmemesi gereken vakit kaybı bir film.

başlangıcı fena değildi ilginizi cezbediyor ama sonrası hayatımda izlediğim en kötü filmlerden birisi.

netflix'e yeni düştü, olur da karşınıza çıkar konusu ilginizi çeker bi bakayım dersiniz ben buradan peşin olarak söylüyorum sakın ama sakın izlemeyin.

--- spoiler ---

filmde robert englund'un sadece ses kaydı var.

başrol kız robert englund'un kim olduğunu bilmeyen ve berbat müzik zevkine sahip tipik bir z kuşağı birey olarak gösteriliyor.

ayrıca eleman arabaya bindiklerinde benim arabamda benim müziklerim çalar diyor kız memnun kalmıyor. ben de 20'lik manitalarla arabada iğrenç rap müzik istememek şartıyla takılıyorum.

bu iki ayrıntı dışında film klasik netflix yapımı. her şey eksik, özensiz.

--- spoiler ---

filmin tek güzel yanı giriş kısmı.
testerenin teknolojik versiyonu sanıp biraz heyecan yapıyorsunuz ama vasat gerilim film. komutlu işkence yöntemi. korku desen değil, gerilim desen değil. kötü film.

vasat, yer yer kötü ama bir şekilde seyrettiren film.

2022 yılında 80 lerin video kaset filmleri seviyesinde film çekmek bir yetenek diyeyim.
bu bir övgü değil. sayısız vasat film çekildi, sadece "kasetçilerde" bulunurdu. bu filmde o modellere yakın yapılmış.

eskiden text adventure oyunlar vardı, onu hatırlatan sahneler hoş. kasetten yükleme sesleri nostaljikti. yeşil monitörlerden ve kasetten yükleme sürelerinden nefret ederdim ama nostaljiden dolayı hoşuma gitti. fark edebildiğim kadarıyla bilenen marka model makineler açıkça gösterilmemiş.

--- spoiler ---

ilk sahnedeki amstrad cpc 464 e benzerken, bacımızın tamir ettiği commodore 64 gibi görünüyordu ancak marka isimleri yoktu.

robert englund un sesi var, kendi yok. film boyunca adamın çıkmasını bekledim hatta boss u o sandım, sonuç küfür ettirdi.

--- spoiler ---

5,5 /10