kesinlikle negatif herhangi bir ozelligi olmayan erkeklerdir.
bazilari charles bukowski'yi pek anlamaz, onu kadinlar kitabindaki gibi tanir, hatta onu bile tanimaz, sadece penisi dogrultusunda giden bir erkek sanir. bazilari onun bu kadar cok kadinla birlikte olmasini anlayamaz.. "kadin degil mi, kopek gibi davranicaksin ona, o da kopek gibi arkandan kosacak" ya da "duz gitsin" gibisinden ahkam kesenlerin genellikle bir kiz arkadasi da olmaz zaten. hangi kadin boylesini ister ki..
bukowski surekli yatan kalkan adam degildir, o kasabanin en guzel kizi'ni sevmis, sevgili jane'i topraga duseli kac gun gectigini saymis, her gun icerek intihar etmistir. o paramparca hayatina yeni bir kadini aldiginda, kadin ona kosa kosa gelir, onu sevdigi icin, kim sevmez ki.. o yasli moruk bu dunyada en cok aci cekmis adamlardan biridir. o, ekmek arasi'ndaki kucuk henry'dir, o hayallerindeki kadini topraga vermistir, o mutlu bile degildir bir kadinla yattigi icin. bundan oturu sadece mutlu olmak gerektigini dusunmez.
o kutuphaneden okudugu kitaplarin hayatina anlam verdigi bir adamdir. onu anlatmaya ancak onun gibi yazan biri curet etmelidir aslinda.
gercekten bukowski seven bir erkek, hayatini komplekslerinden arindirmis, kadinini seven, anlayan, zeki, duygusal bir adamdir. her ne kadar yuzu yara bere icinde olsa da, ruhunda cektigi acilar her zaman daha derindir. bu adam ne olursa olsun tanimaya degerdir.