"adamın tasını attırma sıkarım mevzide kafana 2 tane, eğitim zaiyatı yazarım olur biter." diyen üstlerin olduğu yerlerde görülendir. ya arkadaş kurşunu oluyor ya eğitim zaiyatı. hayatı boyunca karşılaşmamış, belki konuşup karşılaşsa kanlı bıçaklı birbirine saldıracak fikirlere sahip insanları alıp 1 binanın içine 1.5 yıl koyunca böyle şeylerin önü açılmış oluyor. psikopatı, ruh hastası, korkağı, cesuru, itaatsizi, eşcinseli, sapığı, eğitimlisi, saygılısı, saygısızı bir araya koyuyorsun. başlarına da belki onlardan daha saygısız, oraya gelen eri kendinin köpeğiymiş gibi gören bir komutan koyuyorsun.
hatırlayın mevzi mevzi elinde pimi çekilmiş
el bombası ile dolaştırılan askeri. hatırlayın
afyonkarahisar patlamasını. bunlar savaş sırasında olmuş şeyler değil. siz askerinin eline disiplinli olsun diye pimini çekip el bombası veren bir komutanı unutuyorsunuz da sonra gelip "arkadaş kurşunu" ile ölen askere mi hayret ediyorsunuz?
teröristlerle olan çatışmalarda teröristlere karşı savaşırken bizzat sırtlarından vurulan askerleri, askerlik yapan terör örgütü mensuplarının öldürdüğünü unuttuk mu? bunları ilk defa mı duyuyorsunuz yoksa? pkklı asker dağa kaçtı diye onu aramak için kurulan ve arama-tarama sırasında pusu yiyip ölen askerleri ilk defa mı duyuyorsunuz?
eğer bu ordu psikopatından en uysalına kadar tüm askerlerine gerçekten kıymet vermezse çok görürüz daha "arkadaş şakası kurbanı" asker. çocukları askere gidince ordunun söylediği "çocuklarınız bizlere emanet!" lafının hakkını vermek lazım. çocuğu alıp evine tabut yollayınca "emanete sahip çıktık" mı diyor yoksa ordu? vatan, millet, sakarya yapmadan; "vatanımızı savunmak için gerekirse 10 milyon şehit veririz!" diyenlere kulak asmadan önce bir düşünelim lütfen, orada ölen askerler 20 yaşındaki adamlar. 20 yıl ailesi bakıyor, büyütüyor. sonra bi şeyler oluyor. tabutu geliyor eve. "vatanımızı savunmak için gerekirse bilmemkaç şehit veririz." diyenlere ricam lütfen kendileri taşısınlar o pimi çekik el bombasını mevziden mevziye.
teröristler elini kolunu sallaya sallaya karakola girip askerlerimizi şehit ederken heronlarla tepeden izleyip "tüh tüh yazık oldu." diyenleri unutmayalım.
"vatanı mı savuncaz la!" demiyorum ben. "vatanı savunuyoruz!" diyip aslında insanları arkadan vuranlara dikkat çekmek istiyorum.
bu şehitler gerçekten arkadaş şakası ile de ölmüş olabilir. gerçekten emniyeti açıp "bak şimdi topraam napcam!" diyen bir gerizekalı tarafından da öldürülmüş olabilir. askeri araçların içinde çenesinin altına g3 dayayıp intihar eden askerleri unutmayalım. sikik medyanın bize yansıtmadığı olayları biraz araştıralım ve uyanık olalım. bu insanlar askerde neden intihar ediyor? gariban neden hep hep hep daha fazla eziliyor? şu sikik
devrecilik muhabbetinden nasıl oluyor da komutanlar haberdar olmuyor? denetim öncesi kirli yatakların çarşafları hemen toplanıp yerine yenileri seriliyor da, denetim sonrası o temiz çarşaflar neden sökülüp yerine eski kirli çarşaflar konuluyor? orayı denetleyen
albay gerçekten bunu göremeyecek, farkedemeyecek kadar bi'haber mi olaydan? insanlar neden işlerine geldiği gibi davranıyor. ailesine "oğlun şerefli
türk ordusuna emanettir! gözün arkada kalmasın anacığım!" dedikten sonra o emanet adam neden banyo yaptıktan sonra ıslak ıslak ayaza çıkartılıp hasta olduruluyor? bahane olarak neden "bünye alışır!" deniyor? bu orduda
subayların,
astsubayların emeği ödenmez, kabul. ama ya
er, er-baş? onların emeği ödenir mi? bilinenler bilinmezden gelindiği sürece, görülen şeylere
rütbe uğruna göz yumulduğu sürece daha çok asker
intihar eder. çok asker kaza kurşunu ile
şehit olur.