caddebostan starbucks'taki kanadalı falcı
Next (2) - Last Page (2)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

bizim tesbit ettiğimiz bir senedir, starbucks erenköyde, cafecrown caddebostanda ve mado caddebostanda akşam saatlerinde görülmesi muhtemel olan, caddede gördüğü insanlara "how can i go to taxim" diye yaklaşıp, insanları hep aynı yöntemle kekleyip duran, türkçe anlayıp konuşabilen ama bilmiyormuş ayaklarına yatan, beyoğlunu özellikle zor anlaşılacak şekilde telafuz eden, tanıştığı insanlara sen çok şanslı bir insansın, ilerde çok ünlü ve çok zengin olacaksın diye lafa başlayıp, senden çok pozitif elektrik alıyorum, gücünü hissediyorum şeklinde zırvalamaya devam eden, karşıdakinin yiyebildiği miktarda palavra sıkmaya meyilli, örn. bize yürümeyi çok seviyorum bazen caddebostandan taksime yürüyorum, köprüyü de yürüyerek geçiyorum demişliği vardır, kısaca fortune tellemeye çalışan andrew
1 favorites - -
0 favorites - -
2003 yazında beyoglundaki istanbul barosu staj egitim merkezi civarindaki kafelerde konuslanmis olan kimse. hayret o zaman da bize kisa zaman sonra ulkesine gidip orada yasayacagini soylemisti. bilet parasini denkleştiremedi herhalde.
daha parali tiplerin kaynagini kesfetmis olacak ki artik caddeye takiliyor.
0 favorites - -
geçen sene caddebostan burger king de otururken yanımızdaki masaya gelmiş, sırt çantasını ve bisikletini bize emanet ederek gidip kendine kahve almış, çantasından meyveler çıkarıp kahvenin yanında onları yemeye başlamıştır. daha sonra masamıza gelerek hepimiz hakkında bir şey söylemesi ilgimizi çekmiştir; adama göre birimiz çok şanslı, bir diğerimiz ilerde çok ünlü bir oyuncu olacak yetenekli biridir. masamızdan kalktıktan sonra uzun süre kendinden bahsettirmiştir, yaklaşma tarzı bakla falı bakan çingenelerden farklı olduğu için "ulaan? acaba doğru söylüyo olabilir mi??" diye düşünmemize sebep olmuş, fakat birçok kişiden o bölgeyi mesken tuttuğu ve herkese bu şekilde yaklaştığı öğrenildiğinde hayal kırıklığına uğratmıştır bizi. ****
0 favorites - -
3 4 sene öncesinde beyoğlu fitaş sineması karşısında varolan dunkin donuts'ta tanışma fırsatını -ki göründüğü kadarıyla pek fırsat değilmiş- ele geçirdiğimiz amca. türkçe bilen ve bunu çaktırmayıp, bir süre dinledikten sonra, duyduklarından bölümler anlatan bu amca, başlarda sevimli gelmekle birlikte, 2 3 karşılaşmadan sonra can sıkıcı bir hal almaya başlamaktaydı. hakkındaki entryleri okuyunca pek değişmemiş olduğunu esefle anladım.
0 favorites - -
hans von aiberg'in kanada vatandasligi almis hali olabilir.
0 favorites - -
en az iki senedir beşiktaş çarşısı ile mcdonalds arasında bulunan çaycılarda takılan adam. kendisine kanmayınız. şakır şakır türkçe bilir ama bilmez ayağına yatar. siz yanında türkçe konuşurken oradan kendisine malzeme çıkartır ve falınızda görmüş gibi size iteler. esnaf ile konuşurken görüşmüştür.
0 favorites - -
bir gün bir şekilde bulunduğumuz ortama nüfuz etti, çıkartamadık ortamdan. herkese iyi şeyler söyledi, çok enteresan para iç etme yöntemi var, o ayrı da ülen ellerimizi kollarımızı keçeli kalemle yaptığı desenlerle doldurdu ya, ona yanıyorum. çaktırmadan bir de elimizi tuttu, pis adam.
andrew, bak bunu okuyorsan şunu bil, hiç inanmadım sana ama nasıl defedeceğimi de bilemedim, anlıyor musun? hehe, bu arada tek kurbanları da biz değilmişiz, neyse içim rahat etti.
0 favorites - -
0 favorites - -
kapıdan kovsanız bacadan girebilecek biridir. geçen sene bu vakitler güya kanadaya dönüyordu ama hala beşiktaşta görebilirsiniz. yolunu bulmuş yaşayıp gidiyor işte...
0 favorites - -
Next (2) - Last Page (2)