günler sonra spora gittim
burnumdan ter damlayana kadar spor yaptım.
fabrika ayarlarıma dönüyorum. bunun farkında olabilmek haz veriyor.
400 kalorilik antrenman... sona doğru biraz yavaşlama/vücudu dinlendirme. ardından nefes odaklı bir meditasyon.
evin çarkı dönsün diye sabahın 5 buçuğunda işe gittim, akşam 6'da eve geldim. birazdan da zıbaracağım. zıbarmak şu an kendime yapacağım en iyi şey galiba.
bugün güzelce çalıştım. hedeflerime ulaşmak için azimli ve düzenli bir şekilde ilerlemem gerekiyor. rabb'ime şükürler olsun, çalışınca veriyor. inşallah arabamı da değiştirirsem çok iyi olacak. sonra hayırlısıyla kendime bir de ev alırsam süper olur. tüm bunlarla beraber, belgesel-film-dizi-kitapla zaman geçirmek de güzel oluyor. ha bazen içten içe derin bir hüzün çöküyor ama sonuçta hayatı da her gün coca cola'nın formülünü bulmuş gibi mutlu yaşamıyoruz. insan zamanla her şeye alışıyor. böyle yazmıştı dostoyevski.
kafama taktığım ve gözümde büyüttüğüm bi şeyin üstüne gittim. gittikçe düşündüğüm kadar takılmamam bir şey olduğuna karar verdim.
senaryolar kurup durmak yerine yüzleşmek daha iyiymiş.
hem fiziksel hem de mental hasta olduğum için ikisi için de doktora gittim