bu sözlerin üzerine, muhterem ak parti
* milletvekilleri ayağa fırlayarak, alkışlarla (bkz:
türkiye seninle gurur duyuyor/#13421407) sloganı atmışlardır.
dost sohbetlerinde "
boru mu bu?" olarak geçen kalıbın grup toplantısı versiyonu.
ülke yönetmeyi çocuk oyuncağı sananlar için yeni bir seçim meydanı sloganı.
özelleştirme adı altında ülkeye gelen hacizler, dış politika adı altında verilen tavizler,
ekonomi iyiye gidiyor yalanı ile uyutulan bir millet varken elbette bu iş oyuncak değildir, ülke yönetmek ciddi bir iştir. biz ne anlarız ki zaten?
rte'nin bir günde yumurtladığı bir sürü yumurtadan sadece biridir, zamanı geldiğinde hepsi çatlayacak, içlerinden kıpır kıpır bir sürü kertenkele yavrusu çıkacaktır....gönül isterdi ki kinder surprise gibi bir heyecan yaratabilsin, içini kertenkeleler yerine çeşit çeşit oyuncaklarla doldurabilsin....olmuyor olamıyor...hep duvar sürüngenleri, hep kaypak sümükümsü özne artıkları....sekiz sütuna manşet olur mu? olur...millet bayılır böyle şeylere...
sayın tarım bakanı mehdi eker bey bilmemkimle sabah coşkusu programında (tv8) sohbet ederlerken aklıma gelen cümle.
-mazot fiyatları yükseldi. çünkü dünyada yükseldi. biz o kadar yükseltmedik ki.
-dünyada küresel ısınma oldu, bilmemne fiyatı ondan yükseldi, biz yükseltmedik ki biz gereğini yaptık.
-halk biliyo aslında bizim hep gerekeni yaptığımızı.
(not: bunlar söylenirken yüzde çirkin bi sırıtış olduğunu da belirtelim. aksanına gurban mehdim. alayına gurban mehdim.)
öyle bir anlattı ki mevzuları, bir anda her türlü kurum ve kuruluşun ne kadar da kolay yönetildiğini anladım. yükseliyo, yükseltiyosun. düşüyo, düşürüyosun. o öyle kendi kendisine oluyo işte. yöneticiler de birlikte yemeğe çıkıp maç geyiği çeviriyolar. yönetim dediğin böyle bişi. yoksa yönettiğin kuruluşun etkisi filan yok. önlem alınmaz, strateji belirlenmez. cart curt atıp tutmayın öyle yönetim mi olur lan! öyle şekil olsun diye yöneticicilik oynuyoruz hep birlikte. çeşit olsun diye de herkese çeşitli mayışlar veriyoruz. biz burda çok eğleniyoruz be. vallaha. kuran nimet çarpsın.
ülke kısmını değiştirirseniz; babasının turşucu dükkanında yönetimi ele almak için kahvaltı masasında isyana geçen askerden yeni dönmüş evlat tadındaki çıkış. bir başbakandan duymak şaşırtıcı. esnaf zihniyetiyle ülke yönetirsen olacağı bu tabii.
-bu iş oyuncak değil, dükkan yönetiyoruz dükkan. turşucuoğulları ailesinin geleceği söz konusu. yazın helva satmazsak batacağız baba. bütün turşucular yazın helvacı oluyor sen ayak diriyorsun. bir de helvalı dondurma yapar işi büyütürüz bak.
hukumetin sonunda ne yapmamasi gerektigini anlagina isaret cumle sanirim. mecliste oyun oynanmadigini soz konusu olanin turk milleti oldugunu anladigina dalalettir.
sözdeki "beyler" kısmı güme gitmiştir. halbuki kültürümüzün en önemli öğelerinden biri olan kahvehane ağzının cümleye kattığı anlamı da halkımızla paylaşabilirdik. başbakandan duyduğumuz üzre sözün aslı "beyler! ülke yönetiyoruz ülke" olacaktı, ki önemli bir detay.
"kadınlar! bu iş benim için çocuk oyuncağı" deyip karizmatik bir final cümlesi de beklerdim bittabi. şimdilik "kadınlar 3 çocuk yapın"la idare ediyoruz. aşama aşama..