vedat akgiray'ın ortaya attığı okuldaki sosyalist cephe tarafından hoş karşılanmayan bir öneri.
ayrıntılı bilgi için;
http://www.milliyet.com.tr/…010/1226734/default.htm

hayır efendim, özelleştirilmesin.

devletin üniversitelere ayırdığı bütçe yüzde biri bile bulmazken tek çarenin özelleştirme olduğundan da söz edilmesin mümkünse. devlet üniversitelerinin iyileştirilmesini sağlamaya çalışmak yerine özelleştirme geyikleriyle uğraşılıyor olması komik. iyi hocaları okulda tutabilmenin tek yolu özelleştirme imiş. bişey demiyorum..

şu haliyle bile harçlar insanların canına okurken bir de özelleştirip "fakirsiniz, gelmeyin bu okula" mi diyeceksiniz herkese? e bu şartlarda o okul acaba vedat bey'in deyimiyle "türkiye'nin harvard'ı" olmaya devam edecek mi? iyi üniversite olmanın önşartları arasında iyi hocalar kadar iyi öğrenciler de yok mu? öğrencileri seçerken ilk kriter "para" haline gelirse aynı "iyi öğrenciler"i bulabilecek mi acaba bu üniversite?

tabi bi yandan da özel okullar her alanda devleti geçti diyen eğitim bakanına sahip bi memlekette yaşıyoruz. o zaman neymiş, parası olanlar okuyomuş, diğerleri sürünüyomuş. anlaştık mı?

(bkz: fair enough)

(bkz: höst)

açıkçası pek de akıllıca bir öneri değildir bu. şunu unutmuştur mesela: boğaziçini boğaziçi yapan hocaları filan değildir. yok düşük maaş veriliyormuş yok özel üniversiteler kapıyormuş... boğaziçini boğaziçi yapan öğrencileridir.

ben de bu okuldayım yani. onlarca hocası asistanı dersime girdi. "vaay ne süper bi hocaymış bu adam/kadın" dediğim 3'ü 4'ü geçmez. o yüzden demem o ki, okulun kendi finansmanını sağlaması bu okulu bitirir.

parası olan gelir okur, okul para basar. ee? boğaziçinin şu anki parlak öğrenci popülasyonu olduğu yerde kalır mı? şu an okulda bulunan öğrencilerden kaç tanesi bir özel üniversitenin ücretini karşılayabilir mesela?

saçma bir öneridir.bu öneri sadece boğaziçi değil,diğerlerine de sıçramasından korkarım.bugün boğaziçi,yarın odtü,ondan sonra ege...ohh sakız gibi mübarek.

geçen sene yök adlı kurum harç zamlarını açıkladığında buna benzer fikirler ortaya dökülmüştü.şimdik şöyle oluyor:

ikinci öğretim okuyorum ben arkadaşım.yaz okulu denilen öğrenciden nasıl daha fazla para yürütebiliriz denen sistemi okurken,okula bir gün geldim ki harçlar yüzde yüz zamlanmış."hassiktir lan,yalandır,fena yemişler lan seni salak" dedim söyleyen arkadaşa.sonra evime gittim.açtım bilgisayarımı.meğerse doğru söylüyormuş lavuk.bildiğin zam tarihimizin en muhteşem döneminde bile olmayan bir olayla karşı karşıyaydık.yüzde yüz diyorlardı adamlar.bir de altına not düşmüşler.asıl amaçları ikinci öğretimleri özelleştirmekmiş.evet muhteşem buluş demiştim o zamanlar yökün bu fikri için.

ertesi gün okula gittim.bir anda kendimi tartışma ortamlarında buldum."vay arkadaşım nasıl olur?ulan zaten okul pahalıydı.assiktir bu sefer kesin ailemiz bizi okuldan alır"gibi bir sürü serzenişte bulunuyorlardı insanlar.

yani işin buna tepki gösterenlere "sosyalistsiniz,siz öylesiniz,siz böylesiniz" diye tepki göstermek yerine otur ilk önce bir düşün.herkes ilk önce cebine bakıyor efendim.en zengininden en fakirine herkes büyük tepki göstermişti o zaman.hem o zam haberine,hem de özelliştirme davasına.burada tepki gösterenler sosyalistten önce asıl insanlar.biz öğrenciler;ne otuz,ne de yolunacak kazız.

öğrenci lan bu öğrenci.sokayım ne istiyorsunuz lan?herkesi yoldunuz sıra bize geldi tabii.her şey bu kadar basit.halbuki bilmiyorlar ki,biz o yolunan insanların çocuklarıyız.yok lan,bizde de yok para!

objektif bir şekilde ele alınması gereken önerme. boğaziçi üniversitesi'ndeki hocaların maaşları arttırılsın başlığında sunulsaydı yurdumuz insanlarındaki özelleştirme, sözlükteki burjuva paranoyası tetiklenmemiş olurdu ancak tabii bu amacın tam da zıttı.
objektif derken aslında olaya sosyalizm, zengin öğrenci, fakir öğrenci, özelleştirilme ekseninden çıkartıp biraz verilen mesaja odaklanmak gerekiyor.
öncelikle devlet üniversitesi öğrencisi olduğumu ve özel üniversitede okuyacak imkanımın da bulunmadığını belirteyim.
vedat akgiray'ın burada dikkat çekmek istediği en önemli nokta finansman. finansman derken tabii ki hoca maaşları.
itü'yü bilmiyorum ama benim okuduğum üniversitede^* kaliteli hocaların birçoğunun özel üniversitelere gittiği, arttırılan kontenjanlarla sınıflardan sonra bahçelerde de yer bulmanın zor olduğu vs. bilinen bir gerçek. o meşhur kapısı dışında kaptırmadığı bir şey kalmadı özellere. kalan hocalar da "bana bilmem kaç bin euro teklif ettiler gitmedim" diyecek cüreti kendilerinde bulmakta. bize ders vermeyi sadaka olarak görüyorlar sanırım.
önümüzdeki yıllarda da pek bir şey değişecek gibi görünmüyor, bol sıfırlı maaşları(haklı olarak) tercih edecek hocalar.
işte bu durumun devamı hâlinde boğaziçi üniversitesi'nin de diğer üniversitelere döneceğini belirtiyor ki ben de bu konuda kendisine katılıyorum.
özel üniversitelerde okuyan arkadaşlarım benden çok daha iyi şartlarda, çok daha kaliteli eğitim görmekteler. kötü eğitim görsünler demiyorum tabii de devlet üniversitelerinin aradaki uçurumu mutlaka ve mutlaka kapatması en azından azaltması şart.
bunun tek yolu tabii ki özelleştirme değil. gerçekleşecek bir şey de değil. ancak bir şeylerin değişmesi gerekiyor. devlet üniversitelerine daha yüksek puanla giren o iyi öğrencilerden çok daha iyi eğitim görüyor o zengin öğrenciler.
bu önermeye bu yüzden objektif bakmak lazım. ne özelleştirmesi layn kahrolsun burjuva mantığıyla yaklaşırsak altında yatan gerçeği de direkt gözardı etmiş oluyoruz. tamam özelleştirilmesin ama bir şeyler yapılsın. yapılmalı.

yükselen trendin temsilcisi bir arkadaşın ağzından çıkan öneri. bunlara kalsa yarın öbürgün annemizi de acımadan özelleştirecekler.

(bkz: halkın götü özelleştirilsin)

boğaziçi üniversitesi kalburüstü diğer bütün üniversiteler gibi zaten özeldir. dershane sistemine bulaşmadan boğaziçi gibi üniversitelerden herhangi bir bölüm kazanmak rüya iken hala bu üniversitelerin özelleştirilmediğinden ya da kamuya ait olduğundan nasıl bahsedilebilir?

boğaziçi üniversitesi'nin özelleştirme planını açıklıyorum:

1. açık artırma usulü ve şeffaf bir ihale.
2. ihaleye hem ana kampüs hem de kandilli ve kilyos arazileri dahil.
3. ihaleyi kazanan kuruluş, okulun adını aynen koruyor.
4. üç dört senelik bir ihale sürecini unutturma, arayı soğutma süresi (harçlara zam, maaşlara zam).
5. yüksek profilli çeşitli projelerle (örn. sinema merkezinin genişletilmesi, lablara alet edevat alınması, vs.) sempati toplama faaliyetleri.
6. bu sürenin ardından ana kampüsün tamamen boşaltılarak kilyos veya benzeri bir dağbaşına taşınması (fındık ye, aynı şey).
7. güney kampüste bir avm, bir otel ve orta ölçekli bir lüks konut projesinin temelinin atılması.
8. protestolar (sinek vızıltıları, pr'cılara fazla mesai).
9. yürütmeyi durdurma kararları için şimdiden öngörülen bir iki yıllık gecikme süresi (inşaatın bu atıl dönemlerinde pazarlama çalışmalarına hız verilecek).
9. avm ve otel'in açılış töreni (kurdelayı anası öldükten sonra kral olan charles kesiyor).
10. aynı akşam istanbul boğazı'nda lazer ve ses gösterileri (jean michelle jarre'a haber salın, beste hazırlamaya başlasın).