o kadar da her derde deva olmayan yakıt çeşididir.
çevreci bir yakıt olduğu doğrudur. lakin yoksul ülkelerde daha fazla insanı aç bırakacağı da acı ama gerçektir. amerikada 2006 da etanol üretimini desteklemek amacıyla george bush tarafından çıkarılan yasadan sonra, mısır fiyatları bir senede rekor kırarak 4 dolara tırmandı. çiftçiler bayram yapıyor. mısırın aynı zamanda hayvansal yem hammaddesi ve tüketilen bir yiyecek olduğunu düşündüğümüzde işte burada etanolün zararlarını görmeye başlıyoruz. mısır fiyatları dünya çapında rekor düzeye ulaştığı ve mısır stokları minimum düzeye indiği için, yem maliyetleri ve bununla birlikte tüm dünyada et ve süt ürünleri fiyatları yükselmekte. gelişmiş ülkelerin refah seviyelerini düşündüğümüzde önemsiz gibi görünen bu süreç, fakir ülkelerdeki insanların zaten zor satın aldığı et ve süt ürünlerini alamamalarına yol açacak.
alın size iki istatistik:
-gelişmiş ülkelerin enerjisinin %15’ini karşılamak için gereken yıllık mısır üretimi 500.000.000 ton.
-abd’de geçen sene toplam petrol tüketiminin %3,5’unu karşılamak uğruna üretilen etanol için, mısır fiyatları bir senede 2 kat artı ve et ve süt ürünleri fiyatları %40 arttı.
türkiye'de her zaman ve her konuda olduğu gibi durum yine trajikomik. referans gazetesinin mayıs ayında bir haberinin başlığı şöyle: "yem yerine otomobile mazot üretilince tavuklar aç kaldı." şaka değil gerçek...
http://www.referansgazetesi.com/…d=67656&forarsiv=1biyodizel üreticileri mısır alımına başladığı için ülke mısır stokları tükendi ve tavuklara yem bulamadık. allahtan bu haberden sonra mısır ithal ettik de cancağızımız tavuklarımız telef olmadı. sonuç: allahın mısırını ithal ettik. niye? biyodizel üretecez ya...
son olarak
fidel castronun konu ile ilgili sözünü söyleyelim. "biyoyakıt uluslararası soykırımdır."
yüce insan değerli dost fidel amcamızın konuyla ilgili sözlerini içeren haberi aşağıda bulabilirsiniz.
http://www.greenleft.org.au/2007/706/36657