berbat bir tasarım ile katıldığımız expo. tasarım bile denmeyebilir. gördüğümde utandım.
bu dergideki şiirleri ve öyküleri asla sevemedim, yeni hiçbir şey söylemiyor bir çoğu, hatta çoğu sanki hiçbir şey söylemiyor gibi. bazen ufak tefek bir iki parıltı yakalıyor gibiyim o kadar.
luca marinelli varsa izlenir. joe wright churchill'i anlatırken fena bir iş çıkarmamıştı. bu sefer üstüne koymuş gibi.
suddenly this defeat.
this rain.
the blues gone gray
and yellow
a terrible amber.
ın the cold streets
your warm body.
ın whatever room
your warm body.
among all the people
your absence.
the people who are always
not you.
ı have been easy with trees
too long.
too familiar with mountains.
joy has been a habit.
now
suddenly
this rain.
son genel seçimde kılıçdaroğlu'nu destekleyenler zafer partisi ve sinan oğan'ı, oğan'ı destekleyenler de chp ve kılıçdaroğlu'nu akpli olmakla suçluyordu. ne garip iki taraf da haklı çıktı.
---
spoiler ---
filmde hiçbir şey tam olarak olmuyor. kararsızlıklar, arada kalmışlıklar, arafta olma hali. bir grup insanın hayatının bir kesitini görüp ayrılıyoruz filmden. hiçbirinin büyük hayalleri yok, ama hayal kırıklıkları büyük. yitmek üzere belki de yitmiş bir yaşantının kırıntılarına tutunuyorlar. üzgün, aksi ve bitkinler.
son olarak: "yavşak karıncalar!"
---
spoiler ---
fenerlilerin hepsine esnaf gibi hesap makinesi açtıran oyuncu. şu anda binlerce minik fenerlinin evinde plastik tuşlara sert sert basılarak gs'nin mali çöküşü hayal edilmekte..
türk halkının büyük çoğunluğunun desteğine sahip siyasetçi. bu yüzden içerde. milli irade diye ortalıkta gezenlerin destek oranıysa günden güne düşmekte. hapisten daha da büyüyerek çıkacaktır.
adam gs şampiyonluğu göre göre kızardı şaka gibi. biraz daha kasarsa tam vişne çürüğü gs kırmızısı rengine dönüşecek, sarı bir polo yaka tişörtle 'bugün galatasarayım' diye tweet atabilir.