bir tane a4 kağıdı. bir zarf. a4 kağıdına içindekileri dök. varsa duyguların az birazda yazma kabiliyetin, kağıda yaz zarfa koy ve ver
bir ülkede 12 yaşındaki bir çocuk, gece yarısı çalışmak zorunda kalıyorsa; sorun sadece bir “kötü patron” değildir. bu, denetimsizliğin, yoksulluğun ve umursamazlığın birleştiği bir sistem sorunudur. çocuk işçiliği normalleşmiş, denetim mekanizmaları işlemez hale gelmiş, “ekmek parası” bahanesiyle çocuklar geleceksiz bırakılmıştır. eyüp can’ın ölümü bir istisna değil, görmezden gelinen bir gerçeğin kanlı yüzüdür.
vay be. enka sadi gülçelik tesislerinde yüzme antrenmanındaydık. zaman akıp gidiyor. şu an ki şartlardan dolayı eski mutlu anılarımızı bile hatırlayamaz olduk
geyikli ve bozcaada ayazma. tertemiz ve buz gibi suyu adamı kendinen geçiriyor. sıcak deniz mi olur antalya muğla vb saymıyorum hiç oraları
eski beni, eski arkadaşlarımı, eski semtimi, eski olan her şeyi özlüyorum. eski türkiyeyi özlüyorum. özlettiriyorlar..
özgür özel, bir yandan hukuksuzluklara karşı dik dururken, bir yandan da en yakınındaki isimlerden ferdi zeyrek’in kaybıyla derin bir acı yaşıyor.
belediye başkanlarımızın hukuksuz şekilde hedef alındığı, adaletin değil siyasetin konuştuğu bu günlerde; susmak, kabullenmektir.
özgür özel yalnız değildir. demokrasiye, adalete ve halkın iradesine sahip çıkan herkesin yanında olduğu bir liderdir.
dik durmaya devam et, biz seninleyiz!
bir şehrin kaderine dokunan insanlar vardır; yaşadıkları sürece değil, yokluklarıyla da iz bırakırlar. ferdi zeyrek, sadece bir belediye başkanı değil; halkın sesi, yoksulun umudu, gençlerin ilhamı, yaşlıların evladıydı. o, koltuğa değil, kalplere talip oldu. gönüllerde taht kurdu.
erken gelen ayrılığı kabullenmek zor. çünkü biz onu daha çok yaşarken görmek, üretirken desteklemek, birlikte başarmak istiyorduk. şeffaflığıyla, dürüstlüğüyle, adaleti ve vicdanı elden bırakmadan sürdürdüğü hizmet anlayışıyla bize daha güzel bir türkiye’nin mümkün olduğunu gösterdi.
ferdi başkan’ın en büyük gücü, halkıyla arasındaki camdan değil, candan bağdı. o hiçbir zaman ulaşılmaz olmadı. sokakta yürüyen bir çocukla göz göze geldiğinde tebessüm eden, bir yaşlının elini tutarken samimiyetle eğilen, gece yarısı yağmurda bile halkının yanında olan bir liderdi.
şimdi o yok ama bıraktığı izler silinmeyecek. idealleri, mücadelesi ve en önemlisi de sevgisi bizimle yaşamaya devam edecek. onu tanıyan herkes, onun ne kadar iyi bir insan olduğunu bilir. bu dünya ondan bir başkan kazandı, ama aslında bir insanlık dersi aldı.
ferdi zeyrek’in aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyor, onu sevgi, özlem ve minnetle anıyoruz.
ruhu şad, mekânı cennet olsun.
konuşmayı yeni öğreniyordu, dünyayı sevgiyle tanımaya çalışıyordu. ama şiddetle tanıştı. öldüresiye dövüldü.
bir bebek… savunmasız, masum, korunmaya muhtaç. ve biz, onları koruyamıyoruz.
bu sadece bir trajedi değil, bir utançtır. bir çocuğun çığlığı daha duyulmadı. ama bu sessizlik artık son bulmalı.
her çocuk yaşamalı. her çocuk korunmalı. bugün ses çıkarmazsak, yarın bir çığlık daha susturulacak.
çoğu insan için “yapıp pişman olmak” uzun vadede daha az vicdan azabı bırakır çünkü en azından denemiş olmanın verdiği bir iç huzur olur. “yapmayıp pişman olmak” ise sürekli “ya yapsaydım?” sorusuyla yaşatır, pişmanlığı daha kalıcı ve içten içe kemirici olabilir.ama tabii ki bu durum neyle ilgili olduğuna göre de değişebilir. riskin büyüklüğü, geri dönüşü olup olmaması gibi etkenler devreye giriyor.
nokia 8800 sirocco. temiz bulsam kullanırım