hastane bahçesindeydik. beni bekliyordu. her an felç geçirme riski bulunan annemin odasından ona bakmıştım. 2 gün sonra bypass olacaktı. üstüm başım 3 günlüktü. aylardan eylül, günlerden sıcaktı. odanın camından baktım, banka oturmuş, beni bekliyordu. heyecandan ölüyordum. birazdan aşağı inip onunla nihayet tanışacaktım. kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. aşağı indim. son mesajımı attım. onu arıyordum. gördüm. ayaklanmış, güneş gibi beni bekliyordu. onun da kalbi yerinden çıkacaktı. bunu 20 metre öteden görebiliyordum. ikimiz de bir tünele giriyorduk, hem ürkektik hem sevinçli. tünelin sonunda ne çıkacağını merakla bekliyorduk. yaklaştım ona. her adımda nefesim daha da kesildi. bir uğultu oldu sanki yaklaştıkça. ve nihayet yanına geldiğimde sudan çıkmış gibiydim. etraftaki sesleri duyabiliyordum. hemen sarıldık. sanki yıllardır birbirimizi tanıyor gibiydik. o zor günlerde öylesine kenetlenmiştik ki birbirimize, sanki aramızda binlerce kilometre yokmuş da, yıllardır birlikteymişiz gibi öpüştük koklaştık. dertlerimi unutuverdim, enerji doldum.
bizim ilk buluşma hikayemiz böyleydi. janjanlı bir kafede değil, bir devlet hastanesinin bahçesindeydi. hiç süslenememiştim ve üzerimde sıradan bir sweatshirt vardı. ama kalbi kocaman olan bir adamla tanışmıştım. o adam artık benim kocam. 2,5 aydır hem de. allah'a ne kadar şükretsem azdır bizi buluşturduğu için. nice 2,5 aylara, 2,5 senelere, 25 senelere sevgilim..
haklı. dünyada trend artık amerikan vasatlığı ve arap görgüsüzlüğü.
yuh! ankara-istanbul seferi almanya şehirlerarası yht fiyatıyla aynı.
arkadan bir acun geçti asdfg
konuyu bilmiyorum ama hevaller saldırdığına göre yapmıştır güzel bi şeyler.
bi tanesi de kadına “yazım yanlışı yapıyor. çokta…” demiş. oksimoron halkların kardeşlikleri.
türkiye'de döviz bazında ucuz olan tek şey sigara. neden böyle bilmiyorum.
almanya'ya göre hâlâ çok çok ucuzdur. 2 euro'ya sigara mı olur. 10 euro'dan başlıyor burada. tabii içen çok olur.
sevgilimin bana bir sürpriz yapması aklıma geliyor.
sonra da tozları çok iyi gösterdiği için kafayı yiyip her gün evi süpürmek istemem aklıma geliyor.
her gün kadın cinayeti işlenen ülkede erkeklerin değil kadınların ruh hastası olduğunu iddia eden başlık.
chatgpt olmasaydı işimle ilgili bazı şeyleri halledemezdim. ama kişisel verilerin korunma kanunu ile arasının iyi olmadığı açık.