hayatlarımızın içinde pek çok hayat yaşıyoruz; insanların gelip gittiği, arkadaşların kaybolduğu, çocukların büyüdüğü parça parça hayatlar ve ben, hangi hayatımın diğerlerini çevrelediğini asla bilemiyorum. fakat ne zaman ateşim çıksa ya da aşık olsam, hiçbir karışıklık kalmıyor, “benliğim” geri çekilip yerini isimsiz bir mutluluğa bırakıyor; detaylar korunup birbirinden ayrılmadan, yan yana sıralanan net bir bütüne dönüşüyor. sonrasında ise bu durumu hep bir lutüf olarak hatırlıyorum. belki de her şey bu şekilde anlatılabilir; yüzümün önünden rastgele geçip giden insanlarla. “başlangıç” ve “son” yok, kronoloji yok, sadece anlar ve o anların içinde olup bitenler var.
detaylar ıa genberg
aşk sakin bir deniz olsaydı, bu kadar çok rota çizilmesine rağmen en azından limana varılırdı
kayıplar & vedalar. belli zaman geçtikten sonra o kişiye ya da duyguya ayrılan bağlılık ve ilgi bittiği için özgürleşir kişi
benim için hümeyra şarkılarıdır. sessiz gemi mesela ya da 35 yaş mükemmel bir yorum
(bkz:
yüzyıllık yalnızlık) karakterlerin isimini mi aklında tutabilirsin yoksa sabırla tekrar eden olayların sonuçlarını mı beklersin ölüme değil sıtmaya razı eden bir kitap
suzanne lindon’un 20 yaşında yöneterek başrolünde oynadığı klişe konulu ama görüntü yönetmeni ve kareleriyle gittikçe güzel hisler bırakan 2020 yapımı fransız filmi. fransız filmş demeseydim bile filmin renkleri, geçişleri dokusu ve aşk ı anlatışı zaten izlerken hoş bir fransız filmi izlediğinizi sonuna kadar hissettiriyor. karakterimiz suzanne’ ın hoşlandığı adamı hayal ederek dolapla öpüşmesi bir anda hayata karşı değişen bakışı aşka dair güzel hisleri çok güzel vurgulamış. hikayenin sonunda da farklı duyguları vurgulamasını isterdim. eğer ki, baş karakterlerimizin beraberliklerindeki paylaşımlarının dinamiğiyle/durağanlığıyla ya da neden ilişkiyi devam ettirmediklerine dair benim kaçırdığım bir metafor varsa güzel. ama yoksa bu klasik sanat filmlerinin evet bu kısımları da kendin doldur dediği bi yerde durmuyor ne yazık ki. çünkü yürümeyeceğini ne kadar bilsek de onların neyi bilerek ya da neye dayanarak böyle olduğuyla ilgili benim fark ettiğim hiçbir mesaj yoktu sonda. suzanne lindon yine de genel hatlarıyla yaşına & ilk filmi olmasına göre bence iyi bir iş çıkartmış. gelecekteki filmlerinden daha çok beklentimiz var. adını gördüğünde izlemek isteyeceğiz.
2024 üzdün be, senin de alacağın olsun. bundan sonra senden öğrendiklerimle: farkındalığımın yetersizliği yüzünden yaşadıklarımı bir daha yaşamamak için daha kuşbakışı bakabilmeyi dilerim, küçük küçük hataların çığ gibi büyümesine engel olamayaşımı, bu kadar etkisiz kalmayarak daha proaktif olmayı dilerim. kararlarımın daha çok arkasında olabilmeyi dilerim. mantığımla düşünürken, duygularımın ona paralel olmasını dilerim. içgüdülerimi, iç sesimi daha çok duyabilmeyi dilerim. yeni koşullara daha rahat uyum sağlayabilmeyi dilerim. her görünen şeyin aslında tam olarak öyle olmadığını, hissettiklerimizin sonucu her zaman karşı tarafın sebebi olduğunu bile fark edemeyecek kadar o sıcak duygularda yüzmemeyi gösterdin be 2024. benden aldıkların bir yana, bana kabul etmeyi ve kararlı olmam gerektiğini çok sert öğrettiğin için de teşekkür ederim. daha kolay öğrendiğim, daha kolay alıştığım, daha sürdürülebilir mutlu olduğum bir yıla bırak yerini lütfen. hoşçakal 2024.
trafik kurallarına hakim olup, uygulayabilmek, farkındalığı yüksek tutup, sakin & emniyetli sürüşe önem verebilmek. tabii türkiye için dersek, kuralları bilmek, yeri geldiğinde uygulayıp, yeri geldiğinde uygulamadan trafikteki araçlara göre emniyetli sürüşü sağlayabilmek, farkındalığı yüksek tutup atik & hızlı bir sürücü olabilmek.
dune mesihi - frenk herbert
serinin 2. filmi 1 mart ta vizyona girecekmiş o zamana kadar bitirip huzurla filmi izlemeyi hevesliyorum.