ilk zamanlar ne güzel arkadaşımızdın sen kalben. seninle birlikte gelecek vaat eden ve bir ışığı olan, "yırtmak"(!) için çabalayan bütün müzisyen arkadaşlarınla görüşür, onların konserlerine gider, kulislerinde sohbet eder can-ı gönülden desteklerdin hepsini. günlük yaşamın içinde başka yer ve zamanlarda da görüşürdün arkadaşlarınla. kullandığın sosyal medya hesaplarında da oldukça naif ve doğaldın. senin kalbinin etrafına kapkara ve sert taşlardan örülen duvarın ilk tuğlası meşhur olmaya başladığın ilk zamanlarda konuldu ve sen o duvarı çok hızlı ve seri bir şekilde ilmek ilmek ördün. ilk telefon numaranı değiştirmekle başladın yeni ve ünlü hayatına. olabilir insanlar numara değiştirebilirler ama sen milli piyangonun büyük ikramiyesini kazanmış ve uzak ya da gerçekte akraban olmayan insanlara önlem olarak yaptın bunu, çoğu arkadaşın yeni numaranı bilmedi. hızlıca çekip aldın kendini bizden, geldiğin yeri unuttun. sonra facebook hesabını kapattın, takip eden değil, edilen olmak istedin. eskiden müzisyen arkadaşlarının hiç kaçırmadığın konserlerine gelmez oldun. en acısı da ne biliyor musun kalben, bizim nezdimizde sen ilk "sadece" isimli şarkınla meşhur olmuşken, tüm türkiye nezdinde sana ait olmayan, bir başkasının şarkısıyla ünlü oldun. haydi söyle, hangisini tercih ederdin? hem de bir reklam filmi sayesinde oldu bunlar. henüz çok genç ve sadece bir tek albümü olan bir sanatçının yapmaması gerekenleri yaptın, "ben yeni türkü'nün önünde çıkmam, yeni türkü'den sonra sahne almak istiyorum" da ne demek? sen ne zaman bu kadar taş kalpli oldun kalben? henüz hayatta bile değildin yeni türkü müzik yaparken. çocukluğunda ya da ilk gençlik yıllarında hiç mi aşık olmadın, hiç mi "olmasa mektubun" yüreğine dokunmadı, "hiç kimsenin yağmurun bile böyle küçük elleri yoktur" dizesi senin için hiç mi bir şey ifade etmedi. şarkılarını bilgisayar programı ile mi yazıyorsun ya da hit olabilecek tarzda şarkı yazma rehberin mi var kalben, ne zaman büyüdü bu egon, nerden geliyor bu özgüvenin? özür dilemelisin ve bunu gerçekten hissederek, kalben yapmalısın. yoksa senin adın artık kalben değil, taştan olur...
ikinci sahnede çıkmasının senesine aynı festivalde ana sahneye çıktı diye de havalanmış olabilir. ama şunu söyleyeyim bi modaydı pop gibi oldu kalben geçti nedense, ben öyle görüyorum. gördüğüm gibiyse de çabuk silinir uyarayım.
göt kaldırma ekibinin hiç suçu yok zaten. bütün suç götü kalkanlarda. kıymet bilmeyenlerin götlerini kaldırmazsanız götoş da olamazlar.
(bkz:
popüler kültür/@beni bana vermeyen beni neyleyim)
abi kalben kim bilmiyorum, o zaman yeni türkü altımda çıksın diyorum. lütfen şöyle kişiler ile sözlüğümüzü kirletmeyelim. anadolu rock forumları daha uygun.
herkes ben mi ki ünlü (en azından az ünlü) olduğu halde sözlükte aranızda dursun dediğim hanım kızımıza atfedilen lakap.
ben bu kizi ne zaman görsem hep bir durum üzerinden birilerine salliyor. hep bu kiz baskalari icin cabalayan olmus, yardim etmis insanlara ama karsiliginda da hicbir sey alamamis. yardimdan kastettigi ise para... ne zaman biri yardima ihtiyac duysa cikarir verirmis parasini. öyle diyordu
motto müzik röportajinda. biri sirada önüne gecse sorun etmezmis ve hemen "tamam benim icin sorun degil buyur sen gec" dermis. anlayin yani bu sorun etmemis hali.
aslinda bu kiz baska insanlardan sikayet edip o insanlarin kusurlarini ortaya dökerken kendi fikrini ve kendi zikrini ortaya cikarmaktan baska bir sey yapmiyor ama gelgelelim kendisi bunun farkinda degil. yeni türkü olayini bilmiyorum, yaptiysa böyle bir sey ayip etmistir o ayri ama bu kizin insanlarla ve her seyden önce kendisiyle barisamama gibi bir problemi oldugu asikar. konserlerinde de pek coklarinin adina "samimiyet" dedigi dengesiz tavirlari da cabasi.
tanim: müzik yapan biri.