halit: “birini tanımak birine güvenmek için ne kadar zaman geçmesi gerekir?”
esra: “bilmiyorum, ben daha önce böyle bir şey yaşamadım ki”
halit: “bir an sadece bir an kâfi. neden biliyor musun? çünkü biz burada tanışmıyoruz, sadece karşılaşıyoruz ve birbirimizi hatırlıyoruz. ben seni kalu bela'dan beri biliyorum.”
(bkz:
pera palas'ta gece yarısı)