asla bir bilecikli ile göz göze gelmeyin.
garajdaki müjdat büfe'den tost alın, paranızı bozuk verin. bozuk paranız yoksa göz temasından kaçınarak en küçük para birimini seçmeye çalışın. gerekirse paranın üstünü almayın.
beklentiyi olabildiği kadar düşürün. magmaya kadar falan... belki o zaman bilecik size yaşanabilir bir yer gibi gelir.
"what happens in bilecik, stays in bilecik." bunu asla unutmayın.
stil spor'dan alışveriş yapın. eniştem işletiyor.
bursa'dan ankaraya doğru geliyorsanız otoban ve bilecik yolu diye yol tercihi oluşuyor. " bilecik neresi ayy çok merak ediyorum,adını hep duyuyorum" romantikliği ile o, adı şehir bağlantısı, kendisi ilçeler arası yol statüsündeki yola girmeyin. yeminle söylüyorum hayatınızı sorgular, ulaştırma bakanlığı ve karayollarının hizmetlerini takdir etme durumuna düşersiniz. türkiyeden çıktık mı diye düşündüm. yol kötü yola dikkat edin.
güzel bir kuru fasülyeci vardı tam adını hatırlayamıyorum ama yol üstünde durup yerdik. ondan yiyin. bu arada (bkz:
söğüt)'e de gidin.
önce bilecik in pazaryeri ilçesine uğrayın öğrencileri görün sonra bilecik'e gidin daha mutlu olursunuz. unutmayın her şeyin daha kötüsü var.
geldiğiniz yere geri dönemeye başlayabilirsiniz.