(bkz:
#30285453) buna ek olarak istencin özgür olmayışı kısaca şunu der: herkesin değiştirmesi mümkün olmadığı bir karakteri, tabiri caizse bir ham maddesi vardır, bu maddeden bilinç doğar ve kesinlikle ondan ayrılamaz, söz konusu karaktere/maddeye göre şekillenen bilinç, dış uyarıcılar veya güdüler ile evrenin her yerinde geçerli olan bir neden sonuç ilişkisine girerler, determinizmin kuralları burada da işler ve sonuçta da dünyadaki eylemlerimizi belirlerler. bilinç, uyarıcılar ve karakter arasındaki bir köprü vazifesi görür. ve bu üçü sürekli bir uyum içinde çalışır. birinin dediğinin tam tersini öteki yapamaz. yaradılıştan ahlaklı olan bir adam hayatının sonuna kadar öyle davranır, cimri cimri olarak, sefih sefih olarak, budala budala olarak kalır. kadınlardan bir tane bile klasik müzik bestecisi çıkmamıştır örneğin. yalnız insan bilgi edindikçe görüşleri değişebilir ama karakteri asla. örneğin küçükken din eğitimi alan biri, yaşı ilerleyip bazı bilgileri öğrendikçe dinlerin insan yapımı olduğuna hükmedebilir. dini görüşlerini karakterine uygun kesilip biçilmeyen bir elbise gibi bir kenara bırakabilir. yapının sıvası, boyası veya kiremitleri değişebilir ama temeli asla değişmez. platon ve sokrates de erdemin kesinlikle öğretilemeyeceğini söyler. uzun süre görmediğimiz bazı insanlarla karşılaştığımızda, onların en son bıraktığımız zamanlardaki işlerle uğraştığını görüp hiç değişmediklerini söylememiz de karakterin değişmezliğine işaret eder ve görüldüğü gibi bütün bunlar eylemler sayesinde bilinebilir. schopenhauer insanın öz bilincini bir teleskopun en dip tarafındaki karanlık kısma benzetir ve o yüzden bunu özden çıkarmamız mümkün değildir der ama insanın vücut, kemik, organ veya kas yapısından detayları hakkında bilgi edinilirse onun karakterine dair bir fikir de edinilebileceğini söyler.
ham maddeden yani karakterden bilinç oluşur, bilinç ise dünyadaki dış uyarıcılardan hem kendisine hem de sayesinde oluştuğu karaktere en uygun olan ne ise onu eylem olarak seçer. insan istediğini yapabilir yani bilincimiz bize ne istiyorsak onu yapabileceğimizi söyler ama istediğimiz istemek durumu, yani bilincin kararlarını aldığı yerin bir tık ötesinde olup bitenler değiştirilemez. dolayısıyla insan istediğini yapabilir ama istediğini isteyemez. ayrıntılı bilgi için: (bkz:
istencin özgürlüğü üzerine)
(bkz:
baruch spinoza/#12717534)