not: deney kaderle ya da dinle alakalı değil. beynin evrimi, irade ve bilinçle ilintili.

araştırmaya göre beyin oluşacak duruma karşı kararını bizim hissettiğimiz kadar yavaş değil çok daha hızlı vermesidir. biz kendi algılarımızla ve bir takım ön yargılarımızla bir zaman çizelgesi oluştuyoruz ama işin özünde yatan fenomen şu ki, beyin bu algıları takmıyor ve kompleks yapısıyla, daha erken karar verebiliyor. seyredelim;

bbc

ben de diyorum selçuk şahin'in pasları neden böyle kötü..
cevap belliymiş, 6 saniye önceden karar veriyor beyin, adam 6 saniye sonra sahada kimin nerede olacağını ne bilsin..

hiçbir kararı bilinçli olarak vermediğimiz, bilinçaltımızın seçtiği şeyleri bilincimiz ile rasyonelize ettiğimiz sonucuna işaret eder.

herhalde doğrudur. eğer önceden karar verme olmasaydı, kendi konuştuklarımızı anlayamıyor olurduk.

konu istencimizin/irademizin özgür olup olmadığı ama schopenhauer'ın adını bir kez bile anan olmamış. şurada ismi geçen adamlardan önce gidin istencin özgürlüğü üzerine isimli kitabı alıp okuyun, taklitlere değil orijinalllere tamah edin. beynin 6 saniye önceden karar vermesinin anlatıldığı video konu hakkında derinlemesine bir bilgi içermiyor. schopenhauer'ın kitabı "insan istediğini yapabilir ama istediğini isteyemez" olarak özetlenir ama bu görüşün anlaşılması ve daha detaylı bilgi edinmek için söz konusu kitabın okunması gerekli.

"schopenhauer ile birlikte ben de özgür iradenin varlığına inanmıyorum." - albert einstein.

kelime-i şehadet payı.. eşhedu en la ilâhe illâllah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve resuluhu, oldu lan, 6 saniyede söyler giderim hacı..

(bkz: tut kıs kıs)

bırakin türkçe altyazılısını ben türkçesini bile buldum. adam açıklıyor falan.
http://www.youtube.com/…=dbhl8vkg_vc&feature=fvwrel
video silinmiş o zaman şurdan:
çok güzel bir illüzyon örneği. böyle söylememin nedeni ise şu:
karar vermek böyle ölçülmez. vucüdun sağ ya da sol tarafının çalışılıp çalışılmayacağına dair beyindeki elektriksel hareketler gözleniyor. bu karar vermek değil midir diyebilirsin. bana göre değil.
er kişinin sağ veya sol elindeki parmaklara indirgensin bu test. o zaman tekrar kafa yorarız. kısaca aynı yöndeki organlarda uygulanmalı bu test. sağ ya da sol taraf diyerek zıt kutuplardaki hareketleri ölçmek garip ve faydacı duruyor.
özetle demek istediğim, deney kişisinin her bir parmağına konulsun o sensörler. misal baş parmağımdaki sensörü mü hareket ettireceğim yoksa serçe parmağımdaki sensörü mü hareket ettireceğim. bu ölçülmeli. karar vermek 1 veya 0 değildir ki. birden fazla seçeneğiniz olmalı deney yapılırken.

kaderci anlayışı hakim kılıp, dine bağlamak gibi geldi bana. sebebi ise sanırım şu:
din ve eğitim.
bunları insanlara ne kadar bağımlı kılarsanız kontrol etmeniz, yönlendirmeniz o denli kolay olur. harun yayha'lı olan videoyu tekrar izleyin. adam allah'tan girmiş kuran'dan çıkmış.
the arrivals belgeselini izleyenler hatırlar belki. hatırlamaz ise hatırlatacağım şimdi.
orda da "dünya'yı çözdüm ben!" tarzı ergen heyecanı hakim idi. birkaç bölüm izledikten sonra sürekli surelerden örnekler, allah'tan kitaptan bahsetmeler olunca dedim ki bu çarpıtılmış ve daha da çarpıtalacak.
5.bölümde şunu gördüm:

5.bölümde demiş ki, bakın ahan da 3 piramit var. dünya'nın sonu geliyor tarzı kehanetler. ulan o bina 4 köşeli değil mi? bakış açısından ötürü neden göremiyorum ben 4. köşeyi? bakın 3 piramit var diye bizi korkuya sürüklüyor.
http://galeri4.uludagsozluk.com/…rrivals_167359.jpg
bunu birçoğuna gösterdiğimde benle dalga geçtiler.
hade lan falan diye.

bir başka kesit ise şuydu:
"dubai'deki burj el arab oteli yapılmış. akabinde yüksek binalar yapılmış ve dubai sise gömülmüş.
sisin nedenini hiçbir meteorolog belirleyememiş.
yani bina yapıldığı için bir nevi ceza üsulünce dubai sise gömülmüş."
hiçbir bilimsel açıklama yok, demek ki başımıza bir şey gelse ve anlamlandıramasak, tıpkı ilkçağdaki insanların depreme olan bakış açısı gibi öküzün boynuzları sallanıyor cezalandırılıyoruz diye düşüneceğiz. saçma.
bir de en komik olan şuydu the arrivals'de:
"ışığın takipçileri eninde sonunda şeytanı alt üst edeceklermiş falan. ışığın takipçileri kim lan pokemon mu bu amına koyum. sanki 7 yaşında çocuğa çizgi film seyrettiriyorlar."

bildiğin illüzyon uygulanmış ama iilüzyon öyle değil böyle olur:

gerçek:
http://galeri4.uludagsozluk.com/…lluzyon_166838.jpg
görünen:
http://galeri4.uludagsozluk.com/…lluzyon_166839.jpg

madem kader var o zaman neden yaratıldık lan!? aman deyim sorgulamayın. din tabudur. bilimle bağdaşmaz. kitaplardan surelerin ayetlerin rakamları toplayıp atom numarası bulduk falan.. ilerde fıkra olarak anlatacağım çocuğum olursa.
michaelsikkofield gibileri de dünya'yı çözdüm illüminatiiiii falan diye ergen ergen dolaşıyor işte. toblerone yiyorum, üçgen, spor yapıyorum vücudum üçgen olmuş. aman allah!!!

böyle bir şey varsa kısaca bu olayın açıklaması "ben bilmem beynim bilir" cümlesidir. aslında karar verdikten 6 saniye sonrasınında incelenmesi gerekir. pişman olmuş mu verdiği karardan, karar veren yapısında nörokimyasal nasıl değişikler olmuş gibi.

not: türkiye de bilimin neden ilerlemediğine dair örnek bir entry olabilir belki benimkisi.

özgür irade konusunda insanı düşündüren gerçek.

türkçe altyazılı versiyonu