dizinin anlattığı hikaye aslında herkesin hayatında en bir kez yaşadığı bir kimlik değişimi.
her insan gibi jimmy'nin de içinde iki karakter vardır. bunlardan biri personadır, yani herkes tarafından sevilen, abisine iki yıl boyunca her gün gazete taşıyan, anasının bile ölürken adını sayıkladığı ve inatla doğruyu yapmaya çalışan jimmy mcgill.
diğeri ise shadow, yani her yolsuzluğu, her hukuksuzluğu, her gri alanı bir “money maker” fırsatı olarak gören, gençliğinden beri slippin' jimmy diye anılan karanlık taraf. bu karakter saul goodman'dır.
ancak aslında her ikisi de aynı kişidir. iki karakter iç içe geçmiştir ve birbirini tamamlar. saul nerede başlar jimmy nerede biter dizi boyunca çok anlaşılmaz. anlaşılmasına da gerek yoktur çünkü aslında her ikisi de baştan beri seyircinin gözleri önündedir.
bu dizi bize aslında saul'un bir başkasına dönüşümünü değil, kendi içindeki versiyonlardan hangisiyle yola devam edeceği seçimini yapmasına neden olan olayları anlatıyor. her bölüm, onun parlak persona'sının yavaş yavaş çözülüp shadow'un sahneyi devralışının, toplumun ödüllendirdiği iyi çocuk maskesinin ne zaman ve nasıl parçaladığının hikayesidir.
işte bu yüzden tarihin en iyi ikinci dizisidir.
birinci de zaten walter'ın hikayesini anlatan dizidir.