--- spoiler ---

konuyla ilgili açıklama yapan kozan belediye başkanı kazım özgan, "araştırdım film şiddet içeriyor, bu nedenle ilçede hiç yayınlanmayacak" derken bergen'in katili halis serbest de sessizliğini bozdu. serbest "kesinlikle kimseyle görüşmedim. ben kalabalık bir aileyim kozan'da. bir film yapıyorsunuz değil mi? yaşanan yer neresi? adana, kozan. olmaz, yakışık olmaz" ifadelerini kullandı.

--- spoiler ---

ee tabi bu açıklamaları yersen :) kaynak

kadın cinayetlerinin birçoğunda hikayeler o kadar aynı ki. ilk aşama anne-baba sevgisizliğinden geçiyor. babasına düşkün olan fakat babasının sevgisini bir türlü hissedemeyen kız çocukları ilerleyen yaşlarda bir erkeğin ona olan sevgisine bağımlı oluyor. bu erkek ona zarar verse dahi ondan vazgeçemiyor çünkü sevginin gerçekten ne demek olduğunu bilemiyor. içinde bulunduğu durum zamanla da stockholm sendromuna dönüşüyor. bergen'in hayatına baktığımızda da böyle bir durum söz konusu. kalbinin derinliklerinde hem korkuyu hem de aşkı (!) hissettiğini görüyoruz.

filme gelecek olursak farah zeynep abdullah gerçekten çok iyi bir oyuncu. duygunun tam olarak seyirciye geçememesinin nedeni bence farah değil, bazı sahnelerin an be an gösterilmemesinden (ki şiddet sahnelerinin bu şekilde verilmemesi en doğrusu) ve olay örgüsünün hızla ilerlemesinden ötürü olabileceğini düşünüyorum. genel olarak seyircilerin de üzüntüden ziyade çokça öfkelendiğine eminim. halis serbestin gereken cezayı almamasından tutun da hala hayatta olup umarsızca röportajlar vermesinden kaynaklı. sinir küpü olmaktan röportajın tamamını izleyemedim bile. adamın söyledikleri de en az yaptıkları kadar korkunç. bergen ile evlilikleri süresince evine bağlı bir erkek olduğundan, bergen'in bir lafını asla ikiletmediğinden, katiyen dövmediğinden, şiddete karşı olduğundan bahsediyor. ama sonrasında bergen'e " seni ben öldüreceğim , bu zevki kimseye yaşatmayacağım." dediğini de inkar etmiyor. bu insan müsveddesi beyefendi öyle duyarlı ki namus dışında ki kadın cinayetlerine karşıymış. ve hala daha pişkin pişkin yaptıklarından pişman olmadığını dile getiriyor. bu kalbi çürümüş, insanlıktan nasibini asla almamış kişiliksizin hala aramızda geziyor olması çok acı.

bahsi geçen röportaj

bir kozanlı olarak size bir kaç tık bilgi vereyim.

öncelikle belediyeden başlayalım. belediyenin daha doğrusu kazım özgan'ın çekindiği veya tehdit edildiği çok belli. zaten tek bir sinema var onu da belediye işletiyor kozan'da. ek olarak başkan kazım özgan'da o filmi yayınlayacak göt de kesinlikle yok. ağırlığı olan bir adam değil, sevilen bir tip de değil. akp bile bu adamı yıllar önce defterden sildi, öyle hesap edin. adam skandal üstüne skandal yani. başkan seçilmesi bile tesadüf üzerine oldu. birinci gelen başkan adayı, sabıkalarından dolayı mazbatasını alamadı, kazım özgan bu adamın yarısı kadar oy almasına rağmen 2. olduğu için başkan oldu.

şimdi biraz bu yüz karası aileden bahsedelim. serbest ailesi çok pislik bir ailedir, sadece kozan'da değil tüm adana'da bulaşmak istemeyeceğiniz cinstendir. içinden çok zor düzgün adam çıkar bunların. illegalin türlü türlü yollarını bir takım aile üyeleri yapar 70lerden beri. hatta bir kadın bile var bu aileden, halil'in de kuzeni olur türkiye'nin en büyük mamalarından biridir.
bu halil serbest, bergen olayı ve son dönemde çıkan oğlancılığı dışında içlerinde bu işlerin içine girmeyen sadece para yiyen bir tipmiş taa 70lerden beri.
röportajda pişman değilim demiş, insanlar ona takılıyor. doğru. insanlar takılabilir, ama insan olana işler bu. söz konusu şahıs veya bu tipler, pişmanım falan filan diyecek, özür dileyecek, teşekkür edecek tipler değil. bunlar "ne bakıyon" diye zamanında adam vuran, insanları dağa kaldıran tipler.