ahkâm kesmeyeceğim. bunun yerine yaptığım mallığı anlatacağım. biraz uzun olacak ama durumu olan okur. yoksa uzay boşluğuna gider.

tatile gittik hatunla. o tarihte ilişki artık uzun süreli bir ilişki olmuştu. neyse tatil yerinde arkadaşları ile karşılaştık. birlikte oturup içtik, sohbet falan işte. sonra da dağıldık. bu yolda triplendi çok konuşmamışım, dışlamışım arkadaşlarını (valla yalan). tartışa tartışa odaya gittik. sonra hazırlanıp yattık ama yan yana yatıp konuşmuyoruz gerginlikten. yatağın yanındaki telefonu almak için döndüm. sinirim geçene kadar iki video falan izleyeyim dedim. alkolden ve yorgunluktan bayılmışım asdhahg. bu sabaha kadar oturmuş sigara, bira falan içip kurulmuş. sabah uyandım, baktım yatıyor arkası dönük. sarılınca verdiği tepkiden uyanık olduğunu hissettim. konuşmuyor muyuz diye sordum. ben ayrılıyorum dedi. neyse bir sürü ileri geri konuşmadan sonra döküldü. zamanında eski eşinin gizlediği telefon hattını bulmuş. bir telefona takıp kendisini aldattığını öğrenmiş. adam yatarken gidip yüzleşmiş. herif de saçmalama diyerek konuşmayı bitirmiş. dönmüş arkasını uyumuş. ben de gece arkamı dönüp uyuyunca o geceki gibi hissettirmişim kendisine. şimdi sarhoş, yorgun ve konudan tamamen habersiz bayılan ben ona eski ilişkisinden tatsız bir şey hissettirmişim diye sabaha kadar kurmuş kafada ve bana fatura etmeye karar vermiş. bu karı (gelecek tepkiler çok fifi) bir gün önce beni çok sevdiğini söylüyordu, bana yatakta burada anlatılmayacak şeyler yapıyordu. neyse yatakta doğruldum, mantıklı mantıklı konuşup ortamı yumuşattım. mal gibi "birbirimizi seviyoruz. böyle saçma salak şeylerle ayrılmamıza izin vermem." gibi şeyler söyledim. o gün orada siktir git demek yerine bunu yaparak 2-3 hafta sonra bitecek ilişkiyi uzattım sadece. yallah desene amk. banane lan senin eski ilişkinden, eski evliliğinden desene. ben amk sana senden önceki daha iyiydi yatatka diyor muyum? neyse sonra orada uyanıp barışana kadar geçen her saniye birkaç hafta sonra artık iyice dolana ve kendimden tiksinene kadar kafamda yankılandı.

arkadaşlar herkes kendi bacağından asılır. ben sadece kendi adıma diyorum. hayatta bütün öğrendiklerimi hata yaparak öğrendim. bu da onlardan biridir. biri bana ayrılmak istiyorum değil, kafam karışık biraz gibi saçmalarsa bile kapıyı gösteriyorum. siktir git demeye bile üşeniyorum.

üç yıldan fazla süren bir ilişkim vardı. askere gitmeme bir buçuk ay kala terk etmişti. evinin yakınında ki parka çağırıp konuşmak istediğini söyledi. gittim ve ayrılmak istediğini söyledi. bir şeyler anlattı. sonra bir sessizlik oldu.
“bitti mi diyeceklerin” dedim.
“bitti” dedi. “kendine iyi bak” dedim ve kalktım. sonra “başka bir şey söylemeyecek misin” dedi. “hayır” dedim ve sonra sen böylesin şöylesin söylenmeye başladı. ben dinlemedim kalktım, gittim. terk edilirken bile trip yedim yani.

tebrik ederim.

şu hayatta bir karar verebilen, bunun sorumluluğunu alabilen ve bunu insan gibi seni karşısına alıp söyleyebilen biri kaldıysa tebrikler.

ben sorumluluk almayayım da karşı tarafı aksiyon almaya zorlayayım insanları ölür müsünüz artık ya?

hemcinsim kardeşlerime, arkadaşlarıma naçizane tavsiyem; sakin ve ifadesiz şekilde “tamam, nasıl istersen” olmalıdır.

ne derseniz deyin ama sakın neden? diye sormayın.

aşk denen tiyatro kadınların icat ettiği, sadece kadınlar için olan bir şeydir. bizlerin hissettiği şey ile kadınların adına aşk dedikleri şey birbirinden çok farklı sevgili romalı kardeşlerim.

bir ilişkiye başlamak için iki kişinin rızası gerekir. bitirmek için ise tek kişinin bunu samimiyetle istemesi yeterlidir. bir taraf samimi olarak gitmek istiyorsa medeni olarak kapıyı açıp gitmesine müsaade etmek gerekir. nedenleri ve nicinleri o saatten sonra gerçekten önemsizdir.
ikna etmek, ikna etmeye çabalamak sizin özsaygınizi yitirmenize neden olur.

girilen entryleri okudum. bazilari gerçekten seven insan bir anda vazgeçemez demiş. elbette ayrılık sonrası bunları düşünürseniz ve gerçekten sevseydi beni gitmezdi derseniz derin bir karanlığa gomulursunuz. hiç kimse biri tarafından gerçekten sevildigine tam anlamı ile emin olamaz. bu sebeple karsinin değil kendi duygunuzun samimmiyetine odaklanmak size daha iyi gelecektir. karsinin size motivasyonu bittiği anda sizin duygunuzun da bir önemi kalmaz. tek taraflı bir duygunun esiri olursunuz. çok üzülürsünüz.

aldatmistir kesin diyenler olmuş. günümüzde herkes herkesi bir sekilde aldatıyor. kimse gidecek olanın yerine yenisini almadan diğerine yol vermiyor arkadaşlar. lakin bu sebep ise bile duymanıza gerek yok. içten içe bildiğiniz bir şeyi ısrarla neden sorup daha fazla uzulesiniz ki?

daha önce de söyledim. hatirsiz, hatirasiz, hiç olmamış gibi yaşamınıza devam edin. ona atfettiginiz her güzel özellik sizden geçti. kusurludur insan. onu sizin gozunuzde kusursuz yapan şey ona olan duygunuzdur. gittiği anda kusurlarını tek tek görmeye başlarsınız. en nihayetinde onun pozisyonunu ona siz verdiniz. tüm siftalarini geri almayı ogrenirsiniz. zaman ve tecrübe iyi bir muallimdir. her şeyi öğretir insana. siz öğrenmek istemeseniz bile kafanıza vura vura öğretirler.

ben gitmek istiyorum diyenin elini bırakın. o da yoluna gitsin. gitmek istediği yer, sizin ısrarla tutacaginiz yerden çok daha iyidir ona göre. ayağının altına serdiginiz gul bahcesi bazen onun istediği yer olmayabilir. gerisi onun bileceği iş olur. saygılı olun. ayak oyunları yapmayın. hele hele erkek arkadaslar lütfen kadinlariniza karşı cinsel icerikli intikamlar hazirlamayin. yapacağınız her oyun sizin karakterinizin yansımasıdir.

"hayatta her şey bir insan içindir" derdi bir dostum. onunla iken aldığınız nefesin tadı bile onun içindir. çektiğiniz her fotoğraf, yediğiniz her lezzetli yiyecek, baktığınız her bakış... tümü bir insan içindir.

gittiği anda hayattaki o bir insan artık o değildir. sizden geçecek hiçbir şey kalmaz. o sizdeki biricikligini kaybetmiştir.

bu açılardan bakmak lazım. gidene neden diye bile sormamak gerekir. bu da yaş ile ilişki tecrübesi ile doğrudan ilintilidir. gitmek istiyorum diyene alacağınız aksıyon sizin kisiliginizdir. ve sessiz kalmak, saygı göstermek bence nedenini nicinini sormaktan daha evladir. en nihayetinde dünya kocaman bir yer. içinde onlarca çeşit insan var. ve kimse kimsenin vazgeçilmezi değil. kime sevginizi verirseniz o sizin biriciginiz, o sizin her seyiniz ve o sizin "tek insaniniz" olur.

sevgili ezel roz manaz'in şu dizelerini çok severim:

"ben kapıyı da kapattım, mevzuyu da.
sende, gül olsam yakana iliştirme beni."

35 yaşımdayım, bu yaşıma kadar sadece 1 kere ada ben ayrılmak istiyorum cümlesini duydum.

önce şaka sandım, gülümsemeye çalıştım. karşımdaki adamın ciddiyetinin farkına varınca iyice afalladım. anneme küfredilmişçesine sinirlendim. masada ne varsa kafasında kırmak aklımdan geçmedi değil. elim sigaraya kadar gidebildi tabi.
karşımdaki benden bir cümle bekliyor, farkındayım. ne denir bilmiyorum ki?

- bir şey söyle.
-...
- kızım bir şey söylesene.
-...
- neden diye sor.
-...
- küfür et, bağır çağır, sen nasıl adamsın de.
-...
- yakma o sigarayı, bana bir şey söyle.
- ...
o sigarayı yaktım ve sadece baktım. cevabım sadece bakmak oldu.

çok zaman geçti aradan. yıllar sonra bir şekilde bir araya geldik, aynı hislerle değil tabi. aklında hala kurmadığım o cümle vardı. hiçbir şeyi değiştirmeyecek olan ama onun merakını giderecek herhangi bir şey. sinirlendim mi? rahatladım mı? nefret mi ettim? n'aptım? bilemedi. farklı şekillerde hep denedi, evlenme teklifi bile etti.^* ama o günden sonra benden tek bir kelime duyamadı. bu da onu mahvetti.

"yolun açık olsun" demek en güzel cevaptır. inanın edeceğiniz bütün küfürlerden daha iyidir.
he illa götlük yapacağım diyorsanız tepkisiz kalın. bu hepsinden daha iyidir.

eğer ki bunu erkek tarafı söylüyor ise uzatmayın, sen bilirsin diyin hanımlar. erkekler kadınlara göre olaylara daha düz bakar söylediği gerçekten istediğidir çoğunlukla.

eğer kadın tarafı söylüyorsa bunu erkek tarafına tavsiyem önce bir altını oyun araştırın. eşim 2 defa söyledi bunu nişanlılık sürecinde bazı problemler ağır gelmiş ve içine atmış bana da söylemediğinden ve ben de anlamadığımdan dolayı iyice bilenip söylenmiş. saklamaya gerek yok biraz odunluk da var bende sorunu çözünce ilişkiyi rayına oturttuk tabi, şimdi evliyiz.

o sebeple eğer gerçekten seviyorsanız bi sebebini sorgulayın, baktınız bir problem sebebiyle değil ısrar etmeden sen bilirsin diyip çekilin kenarı.

tamam. ben biraz daha kalıcam.

bence "tamam" bu cevaplardan en yeterlisidir.

fikrini değiştirmeye, ikna etmeye çalışmayın. çünkü bugün olmazsa yarın gider. yarın olmazsa ertesi gün gider. baktı olmadı döndü, sonra yine gider. gider yani. ayrılık fikri bir zehir gibi ilişkiye girmişse zamanla daha çok yayılır. çünkü ne siz gerçekten değişebilirsiniz ne de o. mücadele ettikçe daha çok yıpranır, daha çok eksilirsiniz.

başlık altında atıp tutanların büyük çoğunluğunun kurusıkı salladığı cevaplardır.

belli bir süre birlikte olmuş insanlar finale gelmeden ortada bir sorun olduğunu anlayamıyorsa zaten sevgili olamamışlardır. her şeyi geçtim sorunu göremediniz, her şeyin iyi gittiğini düşündüğünüz bir anda karşı taraftan "ben ayrılmak istiyorum" cümlesini duyduğunuzda insan sebebini sorar amk! yok neymiş efendim siktir git dermiş, peki dermiş yok kapı gösterenler falan^* sizde bunları yapacak karakter yok amk hiç öyle alfalık taslamayın. eğer hayatınızdaki insan eğlenmek için takıldığınız birisiyse bir nebze anlarım zaten sikinizde değildir ama az da olsa değer verdiyseniz sebebini sorarsınız. sormanın amacı o sorunu düzeltirim olayı değil ilerideki ilişkilerde yaptığın hatayı tekrar yapmaman içindir. yoksa ben ayrılmak istiyorum diyen insan bunu 40 defa düşünmüştür ve bitirmiştir kafasında. geri dönse de bir sikim olmaz. okey dermiş yarramın kafası sanki bana ingiliz kraliyet ailesi mensubu^*