yaklaşık 2 ay önce türkiye'nin muhteşem eğitim sistemini göstermek amacıyla yks'ye girip yerli einstein olma hayali kuran gencecik biricik prof dr behçet hocamız -1.75 fizik netiyle fizik bölümüne yerleşmiş.

kendisini tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum.

kaynak:
yotube videosu
xxx

(bkz: behçet yalın özkara)

edit:imla

ilyas salman'ın öğretmenler odasındaki gibi kahkaha attıran olay.
ülkenin her alanda kasıntı koltuklarda trole ihtiyacı var.
behçet hocamızı da severim, bu trollük eksikliğini bir prof olarak kapattığı için de kendisini kutluyorum.
kendisinden şimdiki beklentim, kpss'den iyi puan alıp mülakat aşamasında babişko asumanların varyasyonlarını bize anlatması.

ps: bir mülakata normal behçet olarak, bir de farklı kurum mülakatına badem bıyık bırakıp winner ceketi ile katılıp aradaki farkı göstermesini isteriz.

şimdi cern düşünsün.

okumak herkesin hakkı, ne var yani eksi puan da bir değerdir.

okuma yazma biliyorsan edebiyat bölümündesin bu böyle.
askerde atom mühendisinin televizyondan sorumlu olması gibi bir şey herhalde.

ismini ilk defa gördüm ancak eksi netle bir bölüme yerleşilebileceğini planlı olarak gösterdiyse bu somut bir delildir artık. önceden "falanca şöyleymiş" diyorduk şimdi yapılmışı var önümüzde.

birisi de tüm soruları yanlış cevaplamaya çalışmıştı bir süre önce ama başaramamış; 1 tane fen sorusuna doğru cevap vermişti : haber

aslında malumun ilanı böyle şeyler ama özellikle soruları sızdıran/çaldıran ve hatalı soru hazırlayarak milyonlarca gencin geleceğini çalanların ne kadar liyakatsiz olduğunun göstergesi bu trollemeler. bizim öss zamanında da 2 soru yanlış çıkmıştı, inatlaşıp "matematiği fulleyeyim" diye uğraşan ben sözeli yetiştirememiştim. uzmanlar boşuna demiyor "yapamadığınız soruyu geçin" diye. soruları hazırlayan o kadar profesör adam gibi bir soru yapamamış sen mi yapacaksın?

gören gözler için bölümler için sıralama barajı getirilmesinin ne kadar önemli olduğunu gösteren elim olaydır.

sonra bu bölümü bitirenler buraya gelip zırlayacak atama yok diye, özelde fizik öğretmenine asgari ücret veriyorlar bik bik.

al mal ortada. eksi netle okul kazanana asgari ücret bile fazla o temel bilimler seviyesi ile boş beleş sınavlar geçilip anlamsız diplomalar alınıyor, hiç boşa ağlamayın.

gençler iş beğenmiyor konusunun da temelinde bu var, gençler aslında sahip olmamaları gereken ünvanları edindiler dolayısıyla o ünvana yakışır şartlar ve maaş bekliyorlar. halbuki ünvanı almak çantada keklik, boş kağıt ver kazanıyorsun.

halbuki adam gibi kalsaydı sistem barajı geçemeyip okul kazanamamaları lazımdı, o zaman kapasitesine göre iş maaş bulur mutsuz olmazlardı.

ben size daha enteresan bir şey anlatayım. okuma yazma bilmeden (abartısız söylüyorum bu gerçekten mümkün) fen edebiyat fakültelerine yerleşmek mümkün.

ilkokul 4. sınıf bitene kadar öğrenci senede 1 gün okula gelirse bir üst sınıfa direkt geçiyor, öğretmenin herhangi bir sınıfta bırakma yetkisi yok. yani öğrencimiz okuma yazma bilmeden 5. sınıf oldu ve orta okula geçti, üstelik 4 senede sadece toplam “8” gün okula giderek.

orta okula geçtiğinde de öğrencimizi açık öğretime aldık ve internet üzerinden yapılan sınavlara da başka birisini soktuk ve sürpriz öğrencimiz okuma yazma bilmeden orta okulu da bitirdi. çocuğumuz artık lise öğrencisi.

açık lise sınavlarında 11 soru soruluyor 5 tanesini yapan öğrenci başarılı sayılıyor ve yanlışların doğruyu götürme durumu yok. öğrencimize sadece kodlamada rastgele işaretleme yapmayı öğretiyoruz ve şansı yaver giderse bir kaç yıl uzatarak (belki de daha fazla öğrencimizin şansına bağlı) liseden de mezun olduk. öğrencimiz artık üniversite sınavına hazır.

üniversitelere girişte eskiden baraj vardı ve baraj puanını geçemeyen öğrenciler tercih yapamıyordu. ancak son düzenlemeyle barajı geçemeyen öğrencilerin de tercih yapmasına olanak sağlandı. şimdi bizim okuma yazma bilmeyen öğrencimiz üniversite sınavına girdi ve isterse -30 net yapsın sorun yok. zaten fen edebiyat fakültelerinin bir çoğunun kontenjanları dolmuyor. yani okuma yazma bilmeyen öğrencimiz bu kontenjanlara da yerleşerek artık bir üniversite öğrencisi.

söylediklerim size çok mantıksız geliyor olabilir ama gerçekten okuma yazma bilmeden üniversiteye gitmek mümkündü.

peşin edit: geçen sene sanırım orta okullardaki açık öğretimlere kısıtlamalar getirildi. bu nedenle şu anda bu durumu yapmak biraz daha zor. ama orta okula öğrenci yüz yüze eğitime gitse bile emin olun sınıfta kalmak, sınıfı geçmekten çok daha zor. maalesef eğitim sistemimizin durumu bu.

evet, akepe türkiyesinde gerçekleşmiştir .doç. dr. behçet yalın özkara hocamız sınav sisteminin geldiği durumu göstermek adına ironik bir şekilde eksi fizik netiyle fizik bölümüne girdiğini duyurmuştur

https://www.instagram.com/…gsh=mwpon25jedjxaxgwaw==

(instagram story si dir)

not: baslık sığmadı ( "netle " nedir la)

olm zaten senelerdir "adını yazan üniversiteye giriyor" diyoruz, hoca bunu somutlaştırıp insanların gözüne sokmuş sadece.

çok basit; sınava girenlerin sayısını al, lisans kontenjanlarını al ve oranla. (sınava daha fazla insan giriyür, onun için daha fazla öğrenci alınıyür diyenleri sktir edin, sınava giren/lisans kontenjanı oranına bakın).

bundan 20 sene önce sınava giren yaklaşık her 10 kişiden 1'i "lisans bölümlerine" girebilirken, 2024 yılında yaklaşık 10 kişiden 5'i giriyor. kısaca; skini sallayan 4 yıllık bölüme giriyor işte.
ösym verilerinden hesaplayabilirsiniz