"yakın bir dostumla telefondayız, zannediyorum ki önünde gazete veya bilgisayar açık ve bir yerden gözüne bedri baykam’ın bir fotoğrafı çarpıyor. pek de alakası olmayan bir konu konuştuğumuz bu sırada söze giriyor: “bedri baykam, sanatçılığı “saçları uzatayım, zaten nasıl olsa kıvırcık, ortaya da biraz beyaz atarız, yediririz...” sanmış.” diyor. bono’nun kahkahayı basışı gibi gülüyoruz karşılıklı.
barış doster’le yaptığımız röportajın ikinci kısmında “sanatçı, sanatçı-aydın, entellektüel” gibi kavramlar üzerine fikirlerini sorduğumuzda iki paragraflık bir açıklama yapmıştı. söylediklerinin çoğuna katılmıyorum. ancak -kendisinin de farkında olacağı üzere- söylemin “bu ülkenin gerçek sanatçısı attila ilhan’dır”dan buralara gelmesi sevinilmesi gereken bir durumdur. işin aslı “sanat-toplum-sanat” tartışmalarının günümüzde sanat çevrelerinde konuşulmaya değer bir konu olarak görüldüğünü bile düşünmüyorum; zira bu yaklaşım muadilleri müjdat gezen, levent kırca vs. gibi her seçim sonrası çıkıp “ne demişti aziz nesin...” anekdotları veya “...mavi gözlü dev, ah onun kalem gibi kaşları, dağları inleten haykırışı...” edebiyatı gibi tedavülden kalkmaya mahkum bir sanat anlayışıdır."
kaynak: http://biletsiz.com/not-defterimden-parcalar-1/