ne kadar gerçekçi, bilemiyorum.
bazı insanlar var, görüyorum, gayet de insanlar sonuçta. sen, ben gibi. ama bebek görünce sen-ben gibi olmaktan çıkıyorlar. bebek dediğimiz şey, sonuçta bir insan yavrusu ve her şeyin minimali daha eğlenceli. hani böyle masum, günahsız oluşu, yanaklar tombul, popo bezden kocaman olmuş falan, bütün bunlar bebekleri şirinleştiriyor, farkındayım. ama bu başta bahsettiğim insanların bence asıl sorunu, bebeği severken, bebek gibi olmak istemeleri.
o bebek, ona "sen" yerine "şen" denildiğinde ve peltek konuşulduğunda seni anlayacak mı? bebekçe gibi bir lisan var, ve bu şekilde iletişim mi kuracaksın o insan yavrusuyla? örnek veriyorum: "ayyy ne de şiyinmişşin şeeenn!"
hayır, olunmuyor. bebekler insanın şebek haline gülüyorlar evet, ama bu, geçici bir zafer. yüzünüzü normal halinize döndürdüğünüzde ve ses tonunuzu daha az ilgi çekici haline döndürdüğünüzde, o bebek size gülmüyor. geçici bir zafer için, ve bebeğin ebeveynine yaranmak için kendimizi kasmayalım.
ha, çok mu ruhsuz konuştum? kişi, bir bebek gördüğünde aklı başından gidebilir ve kontrolden çıkan ses tonuyla ve mimiklerle onunla bıngıldaşmak isteyebilir mi? tabii ki. ama, bunu tabii hale getiren yine bizleriz. etraftan göre göre, bebeği bu şekilde sevmenin, bebek önünde alenen şebekleşmenin pek bir sevimli olduğunu kabullenmişiz bir kere.
peki, ben, bir kız evladı olarak ne yapıyorum? alıyorum yeğenimi, odama gidiyorum, yeteri kadar şebek mimikleriyle ve ses tonuyla o bebeği sevdikten sonra, normal halime dönüp (bkz:
persona) salona geliyorum. bebek dediğin zaten birkaç dakika sonrasını hatırlamıyor.
o şekilde görünmeye görünmeye, zamanla bu sevme şeklini insanlara unutturabiliriz. hesaplarıma göre, üçüncü nesilde yok edebiliriz bu hastalığı.