balyoz darbe planı davası duruşma tutanakları

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

hep özel yetkili savcıların hazırladığı iddianame ve özel yetkili basın tarafından; yargılanan; bu insanların ne kadar aşağılık darbeciler ve ne kadar vatan millet düşmanı olduklarını okuduk, ispatlanması için ortaya sürdükleri (sızdırdıkları) delil, delilimsi, uydur kaydır şeyleri; olmuş ses kayıtlarını, monte ses kayıtlarını gördük.

bizlere dediler ki; bunlar kesin suçlu, gelin iman edin. kimimiz iman etti. kimimiz inkar etti. kimimiz şüphelendi.

hem bu balyoz davası hem ergenekon davasında iman edenler yırttı. inkar edenlerle şüphelenenlere ize korkunç bir azap öngörüldü. (bkz: nedim şener), (bkz: ahmet şık) *

iman edip kurtuluşa erenleri ayırır isek geri kalanlarların ciddi bir bölümü bu davadan yargılanan insanların ne düşündüğü hangi şartlarda yargılandıkları, yargının bu insanlara nasıl davrandığını, cezaevi koşullarını neler olduğunu konuşmayı unuttuk.

bu söylenenlerin en iyi görülecek yeri de duruşma tutanaklarıdır.aradaım ama sözlükte bulamadım burada bulabildiğim duruşma tutanaklarının linkini vereceğim.
0 favorites - -
0 favorites - -
0 favorites - -
0 favorites - -
0 favorites - -
tutukluluk haline itirazın reddi kararları var. bunlardan istanbul 11 ağır cezanın 15.04.11 tarihli olanı bi ayrı güzel.

sayın mahkemenin 2 üyesi ve başkanı birbirlerinden ayrı düşünüyorlar ve başkan karara muhalefet ediyor.

bakın ne oluyor, mahkeme kararında, bay başkan diyor üyeler; sen daha evvel şu aralıklı tarihlerde verdiğimiz kararlarda böyle düşünmüyordun şimdi niye böyle düşünüyorsun diyor, senin bu yaptığın ihsası reye girer diyor, bu tutuklama mahkemenin ihtiyari kararıdır diyorlar.

bay başkan niye itiraz ettiğini tekrarlıyor ve ekliyor; bana adliyede selam vermeyi kesmiş olmanızı, sizinde dangalak bir kararınız gelecek diyen bir hakimin olduğunun da kamuoyunca bilinmesinde fayda olduğunu söylüyor. (sayfa 26)

ben sehven böyle bir laf etsem toynağımı sürterler mazallah.

linki vermeyi unuttuk.

http://cdogangercekler.files.wordpress.com/…011.pdf
0 favorites - -
okunduğunda yargı sisteminin hali anlaşılacaktır.

29 celsedir delil toplanmamış bir ceza davası düşünün. üye hakimleri başkanla küsüşmüş, adliyede selamı sabahı kesmiş bir mahkeme düşünün. delil toplanması talebinin reddedildiği bir mahkeme düşünün. abdurrahman dilipak'ın katılma talebinde (suçtan zarar görmekle olur) bulunduğu bir darbe planı (iddiası) yargılaması düşünün.

sonra adriana lima'yı düşünün, niat doanlı survivor'ı izleyin rahatlayın.
0 favorites - -
mahkeme 13.04.2011 tarihinde bir ara karar daha vermiş.

verir tabi niye vermesin, işine karışacak halimiz yok.
ama şu önemli, bu güne kadar; sizi bu cd lerde yazan delillerle suçluyoruz ama size de bu cd lerin değil kopyalarını yakından çekilmiş fotoğraflarını bile vermiyoruz denilen cd lerin kopyalarını vermeye karar vermişler.

""1- bir kısım sanıklar müdafilerinin istanbul cumhuriyet başsavcılığı'nın (cmk. 250. maddesi ile görevli) emanet memurluğu'nun 2010/126 sırasında kayıtlı bulunan cd'lerin kopya ve fotoğraflarının verilmesi yönündeki taleplerinin kabulü ile,
a) atılı suça konu 11, 16, 17 nolu cd'lerin kopyalarının çıkartılarak talep eden sanıklar ve müdafilerine verilmesine,
b) 19 adet cd'nin toplu halde üst kısımları görülecek şekilde renkli fotoğraflarının çektirilerek talep eden sanık ve müdafilerine verilmesine, ""

http://cdogangercekler.files.wordpress.com/…rar.pdf
0 favorites - -
http://cdogangercekler.files.wordpress.com/…011.pdf

25 nci celse tutanağı.

ciddi ciddi müebbetle yargılanıyor adamlar. sanık ali türkşen mahkeme başkanına sesleniyor; 2 tane türk bayrağı var 2 yanınızda. vestiyer perdesi gibi kullanıyorsunuz orada ceketlerinizi asıyorsunuz. sizden talebim ya o bayrakları kaldırın oradan ya ceketlerinizi kaldırın talebim budur. çok çirkin gözüküyor ve saygısızlık olarak algılıyorum bir türk subayı olarak talebim budur. (sayfa 3) ilginç. - mahkeme başkanı:“talimat vereceğim onların tekrar temizlikleri yapılsın ütüleri yapılsın ve yandaki vestiyere de kaldırılsın....

av.hüseyin ersöz bir mizansen yaratıyor. sayfa 42.

alıntı

beşiktaş adliyesindeki bir cumhuriyet savcısı, beni telefonla aradı ve bana şöyle bir bilgi verdi; beşiktaş adliyesindeki üye hakimlerden bir tanesi, bir cd hazırlamış ve bu cd’yi şuanda sizin kürsünüzün sağ tarafındaki telefonun altındaki beyaz dosya kağıdının altına koymuş ve bu cd’nin içerisinde çeşitli dokümanlar var ve bu dokümanlar, 5 mart 2003 tarihinde oluşturulmuş.

siz alınmayın efendim üzerinize ve oluşturulma tarihinin 5 mart 2003 çarşamba 16:36:15 olduğunu, değiştirilme
tarihinin 5 mart 2003 çarşamba 16:36:15 olduğunu, erişim tarihinin de yine aynı tarihi taşıdığını görüyorum. şimdi dosyanın içerisine giriyorum ve dosyanın içerisinde sayın başkanımla başlayan, istanbul 10. ağır ceza mahkemesindeki görevinize başlamanızı büyük bir memnuniyetle karşılamış bulunmaktayız. ama 5 mart 2003 tarihini taşıyor, sayın başkan. siz daha 10. ağır ceza mahkemesinde değildiniz başka bir başkanı kastediyoruz. özellikle hükümetin attığı ileri demokrasi adımları içinde, sizin başkanlığınızda heyetinizin icraatları, devletin her kademesince yakından takip edilmekte. özellikle 11 mart 2011 tarihli celsedeki duruşmayı yönetim şekliniz, 11 yazıyor efendim dikkat edin ama 2003 tarihinde oluşturuldu. cmk’ya aykırı bulunarak, savunma avukatları tarafından gereksiz bir tepkiyle karşılansa da 163 subayın tutuklanması kararının, müdahil avukatlar ve bir kısım basın nezdinde olumlu yankılaması sizi daha da cesaretlendirmeli. sayın başkanım, heyetinizde yer alan 2 üye hakim de oldukça başarılı ve yetenekli isimler. bu iki değerli hukukçu, darbecilerin üzerine korkusuzca
gitmesi sebebi ile tarihe altın harflerle isimlerini yazdıracaklar. ama siz olmasanız bu başarılı icraatların hiç birisine, imza atılması mümkün olmazdı. bu sebepten temsil ettiğim büyük aile adına, size tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. bu arada aynı mahkemede birlikte görev yaptığınız, değerli savcımız hukukun emrettiği sınırlar içerisinde verdiği oldukça gerekçeli mütalaayla, hukuk fakültelerinin ceza hukuku kürsülerinde yeni bir doktrinler tartışmayı ateşledi. o da gerekçesiz karar olabileceği gibi gerekçesiz talep de olur. bu ileri hukuk adamı,
kırtasiyeciliğin önüne geçmek açısından da önem taşıyor. sayın savcımla aynı görüşü paylaşıp, ne eksik ne fazla 162 kişi hakkında tutuklama kararı vermeniz de yargılamanın ne büyük bir uyum içerisinde yürütüldüğünü gösteriyor. sayın başkanım, size ve sizin nezdinizde mahkemenizde görevli hakimlere en içten saygılarımı sunuyorum. 5 mart 2003 mehmet bayraktar beşiktaş.

alıntı sonu

başkan kızıyor tabi; hayır, bu savunma hakkı değildir. tamam, kapatın çıkartın cd’yi gördük oluşturabildiğinizi. ; siz mahkeme heyetine hakaret teşkil edici ibareler kullanıyorsunuz;
mahkeme başkanı:“bakın bunlar nasıl üretilebiliyor imajını vermeye çalışıyorsun.”

sanık çetin doğan müdafii av. celal ülgen:“başka isimler yapabilirdi belki arkadaşım ama. burada bir kast unsuru olmadığı için, bunu geçelim. başka isimlerle bunu anlatmaya çalışalım ama sonuçlarını arkadaşım anlatsın. çünkü bir yere varmak istiyoruz. bir yere varmak istiyoruz, hiçbir zaman hiçbir yargıca karşı, bir tavrımız yok. şunu biliyoruz yalnız, sayın başkan bizim ne yapsak yapalım, ağzımızla kuş tutsak bile, bazı şeyleri değiştiremeyeceğimiz konusunda bir imaj var bizde artık. bir algı var, yani biz aptal değiliz, biz salak değiliz. biz bazı şeyleri biliyoruz, anlıyoruz. ama burada en son sorumlu tutacağımız
kişiler, sizler olursunuz. sizleri sorumlu tuttuğumuz zaman, yapacak hiç bir şey kalmamıştır, her şey bitmiştir. o açıdan biz burayı, savunma makamı olarak, mahkeme hüviyetine büründürmek istiyoruz.” sayfa 45

tabi yapılan mizansen hemen karşılık buluyor.

alıntı "iddia makamı ve mahkeme heyetini küçük düşürecek şekilde davranışlarda bulunduğu, ayrıca savunması sırasında, savunma sınırlarını aşacak şekilde, heyetteki hakimlerin isimlerini defalarca vurgulamak suretiyle hakimleri hedef göstermiş olması nedeniyle alıntı sonu suç duyurusunda bulunulmasına karar veriliyor.
0 favorites - -
26 ncı celse tutanağı

av. celal ülgen; özel yetkili basından şikayetini anlatmış.
-bütün duruşmalara başladığımız zaman, bir gün ya da iki gün kala hangi mahkemenin duruşması yapılacaksa, o mahkemenin sanıkları ile ilgili ya da o mahkemenin konusu ile ilgili medyada, belli bir çerçevede, belli bir görüşteki basın organlarında, görsel ve yazılı basın organlarında büyük bir kampanya başlatılıyor ve bu kampanya adeta bir yargısız infaza dönüşüyor. o medya kuruluşu hem iddia eden, hem savunman, hem de yargıç oluyor. hatta hükmü veriyor ve kesinleştiriyor. *

kimin nereden (belki de neyden) sanık olduğunu saptamış avukat bey. 3 kişi buradaki yazıdan 5 kişi şuradaki yazıdan falan falan anlatıyor ve soruyor; sahte 11 nolu cd de yazılı planlarda sadece adı geçtiği için sanık olanlar bunlar ama aynı listelerde adı geçip mahkemeye bile çağrılmayanlar var diyor. "-bu dava açılmamış dediğim insanlar hakkında da dava açılsın demek istemiyorum, kastım o değil. kastım şu. yani dava açılırken niye o kişi hakkında değil de öbür kişi hakkında dava açıldığı, iddianamede doğru ve ayrıntılı bir biçimde anlatılmamış." diyor.*

arama kararları uygulanırken yasaya aykırı davranıldığını anlatıyor avukat bey. polis yazıyor yolluyor savcı da mahkeme de bunu uyguluyor diyor. "bu talepler emniyet müdürlüğü, polis yetkilileri tarafından aynen savcılığa yazılıyor. savcılık da bu talepleri mahkemeye gönderiyor. mahkemeler de aynı gerekçeleri kararlarına yansıtıyorlar." (sayfa 6) diyor.

yasaları uygularken bazı farklı uygulamalardan söz ediyor ve " bir ülkede bu temel ceza yasaları yeni uyulama alanları bulunurken savcılar, avukatlar, yargıçlar daha özenli davranmak zorundadır. çünkü o yasaların maddelerinin doğru tatbik edilmesi, doğru uygulanması önemlidir. çünkü aksi takdirde yasanın o maddeleri yolgeçen hanına döner. şimdi bizde olduğu gibi birçok madde yolgeçen hanına dönmüştür. ne kadar ağır ceza mahkemesi varsa, ne kadar özel yetkili ağır ceza mahkemesi varsa her birisi için ceza muhakemesi yasası ayrı uygulanmaktadır. o kadar değişik ceza muhakemesi usul yasası var görünmektedir. bu uygulamanın önüne geçmek gerekir. böyle bir kaygımız yok mu, bizim yok mu, yargıçların yok mu, savcıların yok mu? üstelik bu uygulamayı yaparken sadece ve sadece istanbul’daki ergenekon davalarında, balyoz davalarında, efendim kafes davasında avukat olduğum için bunlarda uygulayın demiyorum. düşüncelerimiz uyuşmasa da bağdaşmasa da güneydoğudaki pkk’ya, kck’ ya ilişkin davalarda da aynı yasal titizliği göstermesini istiyorum hem savcıların hem yargıçların. çünkü burada bizler kişileri değil bizler sistemleri soruşturmak, sorgulamak, sistemi oturtmakla yükümlüyüz. sayın mahkemede bizde, böyle bir kaygımız olması lazım." diyor. (sayfa 8)

-kolluk koşullandırılmış, koşullandırılmış kolluğa kim engel olacak? cumhuriyet savcısı engel olacak. cumhuriyet savcısından sonra kim denetleyecek? yargıç denetleyecek. o zaman hem kollukla hem cumhuriyet savcısı arasında, hem de cumhuriyet savcısıyla yargıç arasında, mahkeme arasında çok önemli mesafelerin korunması şart. ama siz orayı kollukta yazılan bir yazı, mahkemeden karar olarak çıkarsa, başkaca bir denetleme yapmazsanız, başkaca bir irdeleme yapmazsanız orada hukuk olmaz. diyor. (sayfa 9)

şaka gibi

- sayın mahkemenin ve sayın savcı ile ilgisi yok bunun. bir başka davada bu olumsuzluğu göstermek istiyorum. biraz daha aşağıya inerseniz, bir şey görüyorsunuz bakın istanbul cumhuriyet başsavcılığına, terörle mücadele şube müdürlüğünün talep yazısı, aynı karakterler, aynı sözcükler işte polisten çıkmış karar olmuş. örnek burada. peki, bu kadar mı yani hata dediğimiz bu kadar mı? hayır, daha önemli bir hata var. çünkü emniyet müdürlüğünden çıkan bu yazı emniyet müdürlüğü bilgisayarlarında, yani kim yaptıysa bunu bir kişi, bütün emniyete, bütün mahkemelere, bütün savcılara mal etmiyorum sadece bununla ilgili söylüyorum. hem kendi talep yazısını hazırladı, hem cumhuriyet savcısının mahkemeye talep edilecek yazısını hazırladı, hem de mahkemenin kararını hazırlayarak getirdi ve bunları imzalattı hepsini birden. bunu nasıl söyleyebilirim ben bu bir cesaret işidir, bu söylenebilir mi? evet söyleyebilirim. çünkü öyle bir şey oldu ki, cumhuriyet savcılığının 5 sayfadan ibaret olan, talep yazısının talep yazısının, 4 sayfasının altını kararı veren mahkeme imzaladı, sadece son sayfasını zekeriya öz cumhuriyet savcısı imzaladı. onu gösterebiliriz bir üste çıkalım. bakın, bir dakika bir dakika, bakın sayın yargıcın imzası, tekrar çıkalım yukarı. gene sayın yargıcın imzası, gene yargıcın imzası, şimdi mühürlü kısma yargıca çıkalım lütfen, biraz daha yukarı, işte, yargıç, başka ne diyebiliriz. (sayfa:10)
0 favorites - -