bakara suresi 31. ayet

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

- ''sonra melekler bu isimleri bilemedi; hurili cennetten kovulup 31e başladılar''

(bkz: true story)
0 favorites - -
allah'a hiç yakıştıramadığım bir durum. sen zavallı melekleri niye kandırıyorsun. zaten koskoca allah'sın. melekleri kandırmaya ihtiyacın mı var? adem'i de işbirlikçiliği nedeniyle kınıyorum. neyse, allahın adaleti yerini buluyor ve adem de her kopyacı gibi gerçek hayatta eline alıp cennetten kovuluyor. kopyayı veren allah, hangi allah'ın adaletinden bahsediyorsun demeyin. acaba kuran indikten sonra melekler duruma uyanıp haklarını aradılar mı? merak etmiyor değilim.
0 favorites - -
tefsiri yine başka bir ayet ile yapılmayınca, kur'an üslubundan bihaber olunca, aslında çokça da cahil olunca, yanlış anlaşılması, '' anlamı şudur'' diye zandan ibaret değersiz savların hedefi olan ayet.

bunlar sanıyor ki, adem aleyhisselam'a bütün böyle nesnelerin, şunların bunların isimleri öğretildi. bizim müslümanlar dan bu hataya düşenler var gerçi, yok değil, fakat islam düşmanı olanlarda, kendinden önceki yahut sonraki, yahut az ilerdeki, yahut başka suredeki ilgili ayetlere bakmama hastalığı, görüyorum ki yine nüksetmiş durumda. ondan sonra da ''din yok'' diye '' kur'an'ı peygamber yazdı'' diye - haşa- ağlar dururlar. ağlaklık bunların kanlarına işlemiş durumda. fakat sizin ağlamanız, bizim sizin elinize vereceğimiz gerçeğini değiştirmez. hayatın sırrını tabi.

bakara 30'u okumamız lazım. çok bilinen bir ayet aslında. allah'ın '' ben yeryüzüne bir halife tayin ettim'' buyurduğu ayet. hani meleklerin '' yeryüzünde fesat çıkaran, kan döken insanları mı halife atadın ya rabbi'' dedikleri, allah'ın da cevaben '' sizin bilmediklerinizi muhakkak ki ben bilirim'' buyurduğu ayet. lale, sen bu ayeti okuma, sonra aklınca dalga geç. o fındık kadar beyinlerinizle nasıl kur'an denizinde boğulmayacağınızı düşünüyor ve kur'an'ı sığ buluyorsunuz aklım almıyor. düpedüz cahillik bu.

bakara 31'de adem a.s.'a isimleri öğretilen şeyler, dağ, taş, börtü böcek gibi, meleklerin bildiği şeyler değildir. '' meleklerin bilmediği'' şeylerdir. burada esas verilmek istenen anlam '' melek de olsan gaybı bilemezsin, allah bilir'' mesajıdır, fakat rahman suresi ilk 4 ayet grubu, olayı daha da netleştirmektedir. özellikle 4. ayete baktığımızda, '' allah'ın insana beyan, yani muhakeme, yani düşünüp ifade etmeyi'' öğrettiğini görürüz ki, kur'an ayeti kur'an ayetleri ile tefsir edilir. elbette peygamber aleyhissalat vessellem efendimizin müthiş zekası ile tefsir ettiği anlamlar mevcuttur. fakat kur'an, kur'an ile tefsir edilir.

öyle salak salak konuşmakla, aklınca dalga geçtiğini sanmakla olmuyor o işler.
3 favorites - -
isimlendirme tanrısaldır. önce söz vardı ile dualite oluşturur. kim öncedir varlık mı akıl mı?

bir sonraki aşaması adı ebu-l hakem olan kişiye ebu cehil demektir. kelimelerin gücü işte. kanka olduğuna sonra başına bir terör kelimesi ekleyip şeytanlaştırmak da bu kategoriye girer.

dili yasaklanarak isimlendirme hakki elinden alinan milletler gerisini dusunsun. ebedi cehennem bu olsa gerek.
0 favorites - -
ayette: " burada isimlerin tümünü" ifadesi, bu zamanımıza kadar bilinen ve bilinmeyen bilgilerin tümünden bahsedilmektedir. (bu müthiş bir şey, yani insanlığın kıyamete kadar bileceği tüm bilgilerden bahsedilmektedir)
0 favorites - -
insan zihni, tamamen yok olan bir şeyi ne düşünebilir ne de hayal edebilir. bu nedenle, zihinde var olan her kavram, doğrudan ya da dolaylı şekilde bir tür varlığa dayanmak zorundadır.

ejderha mesela, ismi vardır ama gerçekte varlığı yoktur. fakat gerçekte var olan varlıklardan kurgulanmıştır; yılan, dinazor, kuş gibi varlıklardan.

kavramsal varlık, bir izdir. yoktan çıkmaz; zihinde oluşması için bir dayanak gerektirir. öyleyse, zihinde temsil edilebilen bir kavram, tamamen "yok" sayılamaz.

bu noktada, tanrı gibi soyut kavramların da zihnimizde var olması, onların mutlak anlamda “yok” olmadığını gösterir. fiziksel olarak var olmasalar da, zihinsel düzeyde temsil edilebiliyor, isimlendirilebiliyor ve anlam yüklenebiliyorlarsa, bir tür varlık alanına sahiptirler. ismi olan her şey, bir düzeyde vardır. hiç var olmayan bir şeyin insan zihninde kavramsal olarak bir karşılığı yoktur. öyleyse tanrı gerçekte var olan bir şey veya gerçekte var olan bir şeyden kurgulanan bir şey olmak zorundadır.

islam inancı çerçevesinde bu fikir ele alındığında, gerçekte var olan, varlığı zorunlu ilah allah'tır. diğer inanışlar, tanrılar, putlar ise gerçekte var olan ilah'tan kurgulanarak zihin dünyamızda yer alan kavramlardır. onlar gerçekte yoktur, gerçeğin kurgusudur, gerçekten bir iz taşır.

bu konudan bakara suresi 31-32-33.ayette bahsedildiğini düşünüyorum. rabbimiz şöyle diyor:

[ve âdem'e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere gösterip: "haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin." dedi.

dediler ki: "yücesin sen (ya rab!). bizim, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yoktur. şüphesiz sen bilensin, hakîmsin".

allah): "ey âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver." dedi. bu emir üzerine âdem onlara isimleriyle onları haber verince, (allah): "ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı da, içinizde gizlediğinizi de bilirim" dememiş miydim?" dedi.]

edit: ayet ile konuyu bağdaştıramayanlar için bağdaştırma işlemi yapmaya geldim. diyorum ki kankalar, âyetten yola çıkarak varlıkların ismi olduğunu anlıyoruz. adem'e yani insanlara bu isimlerin öğretildiği anlıyoruz. var olmayan bir şeyin ismi de olmayacak insan zihninde. allah'ın ismi var, allah var. benim ismim var, ben de varım :) (bkz: düşünüyorum öyleyse varım/@birbiribirisi)
1 favorites - -