bakara suresi 260. ayet

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

hz. ibrâhîm: “rabbim, ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster.” demişti. (allah) “inanmıyor musun?” buyurdu. (hz. ibrâhîm de): “evet (inanıyorum). fakat kalbimin tatmin olması için.” dedi. “öyleyse kuşlardan dört tane tut, sonra onları kendine alıştır (parçalayıp) her dağın üzerine onlardan bir parça koy, sonra da onları çağır. sana koşarak gelirler. ve allah’ın, azîz (ve) hakîm olduğunu bil!”

http://www.kurantefsiri.com/…260-kuran-tefsiri.aspx
0 favorites - -
kendini hz ibrahim sananların pratik yaparak sonuç bekledikleri ayet.
2 favorites - -
ayeti anlayabilmek için 261. veya 259. ayetlere bakmak gerektiğini düşündürmüştür. veya bakara'yı tamamen inceledikten sonra analiz edip, sentezleme işleminin gerçekleştirilmesi gerektiğini.
0 favorites - -
"ibrâhim "rabbim! ölüleri nasıl diriltiyorsun, bana göster!" deyince, rabbi "yoksa inanmıyor musun?" demişti. o "hayır inanıyorum, fakat kalbim tam kanaat getirsin diye" cevabını verdi. rabbi "kuşlardan dört tane al, onları kendine alıştır, sonra (parçalayıp) her bir tepeye onlardan bir parça bırak, sonra onları çağır. koşarak sana gelecekler ve şunu bil ki, allah hep galiptir ve hikmet sahibidir" buyurdu."

neden 1 kuş değil, 4 kuş diye sabah sabah beni düşündürtmüştür.
0 favorites - -
elçi ibrahim'in merakı ölülerin "nasıl diriltildikleri" konusundadır. yaratıcı da konuyu teşbih yoluyla anlatmaktadır: sen ne yumurtasını ne de kuşları yarattın, sadece bir süre besledin kendine alıştırdın ve çağırdığında da sana geldiler... işte her şeyin yaratıcısı "diril" dediğinde dirileceksiniz. ölülerin "nasıl" diriltildikleri bizim bildiğimiz doğa kanunlarının dışında gayb bilgisidir ve gayb bilgisi teşbih yoluyla verilmektedir.

ayette kuşları öldür, kes, parçala gibi bir ifade yok! bu algı tamamen geleneğin uydurmasıdır ve bu ayette doğaüstü bir durum yoktur. parça diye çevirilen kelime "cuz'en" 43/15'te de geçmektedir. "bazı kullarını, o'nun bir parçası saydılar..." buradaki "parça" bir kul bile değil bazı kullardır. cüz'en bir bütünün parçası demektir, bu ayetteki bütün de 4 kuştur.

asıl sorun kuşlar ölüyorsa oluşuyor! kuşlar öldüyse dağın başında dirildi. elçi ibrahim'in, "nasıl" sorusunu geçtim, dirilirlerken bile görmedi. kuşlar madem ölüp dirilecekti niye tanıyor, kendine alıştırıyor? niye dağın tepesine koyuyor? oracıkta kırsın boynunu, allah da diriltsin! konu bu değil ki ibrahim'in sorusu "nasıl diriltiyorsun", allah'ın dirilttiğini biliyor zaten. ayette kes, parçala, öldür diye bir kelime yok, "keyfe" yani "nasıl" diye bir kelime var!

hani bir zamanlar ibrahim: "ey rabbim! bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster." demişti. allah: "inanmıyor musun?" deyince; ibrahim: "hayır, inanıyorum; ancak kalbimin yatışmasını istiyorum." dedi. allah: "kuşlardan dört tane tut, onları iyice tanı, sonra her dağın başına onlardan bir parça koy, sonra onları çağır, koşarak sana gelecekler." dedi. allah, mutlak üstün olan ve en doğru hüküm veren'dir. 2/260

sur'a üflenmiştir! işte o zaman onlar, kabirlerinden rabb'lerine akın ederler. 36/51
2 favorites - -
tüm ateyiz, deyyus, zındıklar için kurtarıcı bir ayet.

i: rabbim! ölüleri nasıl diriltiyorsun, bana göster!
r: yoksa inanmıyor musun?
i: hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması ( mutmain ) için
r: öyleyse, dört kuş tut. onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. sana koşarak gelirler.

yani şunu anlıyoruz. rab ( allah ) kendine bir peygamber seçiyor üstelik bu peygambere cebraili göndermiyor bizzat kendisi alakadar oluyor ve konuşuyor. kendi rabbiyle konuşan peygamber allaha ölü diriltme işini soruyor. hala mutmain olmamış gözleri ile görmek ve tam tatmin olmak istiyor. rabbi de onu kırmıyor ve ona nasıl yaptığını gösteriyor. böylece 4 kuş sayesinde ibrahim peygamber mutmain oluyor.

e şimdi sen yaşıyorsun 2000li yıllarda, ne allahı görmüşsün konuşmuşsun, ne peygamberini görmüşsün, ona yollandığı iddia edilen kitabın orijinali yok.

anadolunun en eski kuranı 800 yıllık

bilinen en eski kuran-ı kerim başlığına da git bak. hiç öyle ahanda bu denecek bir kuran yok.

tüm bunları bi tarafa koydum. "yaratan rabbin adıyla oku" ile başladığı söylenir bize vahyin. meşhur "ikraaa ". kendisi alak suresi oluyor.

ilk ayet, cebrailin ilk sesi. peygamberi titreten o en kıymetli ilk ayetler nerde. kuranda 96. sure olarak konumlandırılmış.

seninle konuşan peygamberin bile mutmain olmak için senden bir gösteri istemiş ve anca öyle tatmin olabilmişken ey rabbim. bu anlatılanlar ışığında benim mutmain olmamı sağlayacak hiç bir sebep yoktu dedin mi, beraat.
6 favorites - -
ateistlerin “inanmak sorgulamamaktır” argümanına açık cevaptır. allah’ın seçkin kulu bile, allah’ın yeniden diriltmesini sorgulamıştır. gönlü rahat etmemiştir. acaba diye bi düşünce çökmüştür içine. kuran da ki diğer onlarca akıl kullanma ile ilgili ayetlere de bakılırsa zaten sorgulama , üzerine düşünme olaylarının da islam ın birer emri olduğu görülecektir.

diyelim ki bu kitap bir insan yazımı. her yerde allah’ın sonsuz kudreti ve gücü olduğu, ölüleri yeniden dirilteceği yazıyor ve bunu da allah seçtiği kişileri elçi olarak görevlendirerek insanlara tebliğ ettiriyor. yani bu durumları en iyi bilenler de peygamberler. fakat hz. ibrahim bile sorguluyor. yine bu ayet gereğince, sorgulamanın bu dine ait bir emir olduğu, yanlış bir şey olmadığı ortaya çıkıyor. biz müslümanlar hiçbir peygamberi diğerinden ayırt etmeyiz. (bakara 285) hz. ibrahim de de bizim için örnekler vardır dolayısıyla.

insan yazımı ya da tanrı kelamı. sorgulamak islam ın gereklerindendir.
2 favorites - -
cüppelinin şifa kitabında cinsel uzva okunması suretiyle bir potency kazandıracağı şeklinde tevil ediliyormuş video 15.dk "rabbim ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster" .

diğer duası için (bkz: adiyat/@bakalim)
0 favorites - -
benim "dört kuşun çağrılınca geri dönmesinden" anladığım şudur :

görsel

görsel

her baharda bize tekrar hatırlatır rabbimiz öldükten sonra dirileceğimizi,
yazın tekrar açan çiçeklerle.

"öldükten sonra dirilmenin" kanıtı olarak kalbimizi, aklımızı ikna eder.

bu ayeti ara ara okumak gerekir.

ben okudukça kendimi daha iyi hissediyorum
https://cdn.eksisozluk.com/2022/4/24/o/oerhi2ug.jpghttps://cdn.eksisozluk.com/2022/4/24/1/150wl0gb.jpg
0 favorites - -
bir vakit ibrahim: «rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster.» demişti. allah buyurdu: «yoksa inanmadın mı?» ibrahim: «inandım, ancak kalbimin iyice yatışması için.» dedi. allah buyurdu ki: «öyle ise kuşlardan dördünü tut ve onları kendine çevir, iyice tanıdıktan sonra her dağ başına onlardan birer parça dağıt. sonra onları çağır, koşa koşa sana gelsinler. bil ki, allah gerçekten güçlüdür ve hikmet sahibidir.»( bakara 260)

tanrısını gören ve onun ölüleri diriltirim lafzına rağmen kalbinin tatmin olup iyice yatışması, içinde tanrının ölüleri dirilttiğine dair en ufak şüphe kalmaması için tanrıdan ölüleri dirilttiğini uygulamalı olarak göstermesini isteyen bir insan (!) ve bu insanın isteğini yerine getiren bir tanrı !
-bu bilgiler ışığında bana söyler misiniz ibrahim’i tanrının ve sizin gözünüzde bizden daha aziz kılan şey nedir ?
-ibrahim tanrıyla konuşmasına(!) rağmen bir şeylere görerek şahit olarak inanma ihtiyacı hissediyorken onun bu görerek şahit olarak inanma ihtiyacını bizim görerek şahit olarak inanma ihtiyacımızdan daha makul kılan şey nedir ?
-ibrahim’in yanı başında onunla diyalog halindeki tanrının söylemlerine karşı geliştirdiği ”kalbimin yatışması için” ifadesinin bir benzerini bizim 1400 yıl önce peygamber şahitliğinde yazılmayan bir kitaba karşı geliştiriyor olmamıza verilen tepki neden tanrının ibrahim’e verdiği tepkiyle birebir aynı değil ?
-ibrahim, tanrısından kalbinin yatışması için ölüleri nasıl dirilttiğini bizzat göstererek kanıtlamasını istiyorken, bizden ;1400 yıl önce bir mağarada tanrıyla iletişim kurduğunu söyleyen adamın sözlerine kayıtsız şartsız inanıp iman etmemizin beklenmesi nasıl bir mantık hezeyanıdır ?
1 favorites - -