tekne turu yapmaya karar vermiştim fakat hangi teknenin iyi olduğunu bilmiyordum.
burdaki yorumları okudum firma ismi veren olmamış. puanlama sistemi olan sitelere ve programlara baktım. oralara da iyi tavsiyeden ziyade kötü tecrübelerini aktarmış insanlar.
biraz daha araştırınca yoğun olarak
jale6, bir iki tane de
bambi'nin tavsiye aldığını gördüm. "jale6'yı deneyim önce ne yapıyorlar ne yapmıyorlar öğreneyim" demiştim fakat tekne değil korsan gemisi mübarek, 3 katlı.
o kadar insanla rahat edemem deyip geri döndüm, yolumun üzerinde bambi vardı. "hemen bilgi alayım, içime sinerse rezervasyon yaptırırım" dedim ve içime sindi.
tur 11:30'da başlıyor. güzergah üzerinde solda hakkı bey yarımadası var. burdaki 2 yerleşim sabancı'ya ait. sağda cunda adası var güzergah üzerinde görülen yerleşimlerden en büyüğü eski bir manastır ve burayı komili 18 yıllığına kiralamış içinde 99 adet oda 2 havuzu varmış ve butik otel olarak işletiliyormuş. onun yanında boyner'in ve onun da yanında koç'un yeri var.
yolda pınar adasına göz kırpıp, kara adaya geçiliyor. yanlış olmasın akvaryum koyu burasıydı sanırım. akvaryum gibi bir deniz gerçekten. içinde balıklar ve deniz otları... su çok güzel ve berrak.
ve yüzme molası başlıyor, dönüşte de öğle yemeği.
yemek papalina balığı, makarna ve salatadan oluşmakta. hepsi de sınırsız. balık yemeyenler için (önceden bildirmeniz dahilinde) tavuk ya da köfte seçenekleri de mevcut.
yemekten sonra tekne yuvarlak adaya geçiş yapıyor. burda da yüzme molası oluyor. akvaryum koyundan daha güzel bir akvaryum var aşağıda... büyük balıklar, çiçeğe benzer bitkiler, yüzlerce minik balık, otlar, kayalar...vb.
yüzlerce minik balıkla birlikte yüzüp bir oluyorsunuz. renk renk ve çeşit çeşit balıkların yanında, şansıma kalkan balığı da görmüş bulunmaktayım. harikulade bir yer, gezide beni en çok etkileyen deniz de burası. bir tarafta derin ama dibi gözüken bir deniz; şayet açılırsanız, dibi gözükmeyen bir sonsuzluk sizi bekliyor. hem ürkütücü hem de heyecanlı.
tek başıma açılmışken bir tarafım "kaç!" derken diğer tarafım "ama çok heyecanlı 5 dakika daha lütfen" diye tutturuyordu.
deniz o kadar tatlı ki, teknedeyken bile balıkları izleyebiliyorsunuz.
sonraki yüzme molası cunda'nın en sevdiğim yeriydi
ada camping'in olduğu bölge. burdaki denize daha önceden hayran kalmıştım zaten, tekrar gittiğim için de aşşırı mutlu oldum. fakat anladım ki, diğer 2 yer buraya fark atar!
burda deniz diğer yerlere göre daha serin ve daha bulanık. bu yüzden oyum diğer ikisine gitti.
bu bölgede dediğim gibi ada campingin yeri var. denizinden faydalanmak için bi gideyim derseniz giriş ücretli sanıyorum 40liraymış. evet sadece giriş ücreti. sadece denize girmeyim kalayım da, derseniz. çadır, karavan ve oda seçenekleri var. internet sitesi var, ordan bakabilirsiniz.
bizim için burdaki yüzme süresi de bittiğinde teknede karpuz ikramı vardı...
sonrasında da cunda'nın merkezine yolculuk... cunda'da geçirilecek yaklaşık 1 saatlik serbest zaman.
cunda için çok yeterli bir süre değil elbette, ve bu sebepten değirmen tarafına cıkılamıyor. merkezi dolaşıp bi dondurma yemelik, taş kahvede kahve içmelik bir zaman...
cunda'daki süre sonrasında da geri dönüş başlıyor. sonrasında yine ayvalık, istiklal marşı, kapanış.
bambi tur'un özelliği şu, damsız almıyorlar. ücreti 40 lira. geneli aile ya da çiftlerden oluşuyor ve her yaştan insan var.
yol boyu bangır bangır müzik dinlemek gibi bir derdiniz yok. arada pop müzik çalıyorlar ve katılımcı sayısı tekne kapasitesi sebebiyle az. rahat rahat kafanızı dinleyebiliyorsunuz.
tek kötü yanı, günlerdir güneş ve denizdeydim fakat bir gıdım güneş yüzü görmemiş gibi... "daha ben yanmam, yansam da öyle kızarmam" diyordum. teknede gölgede takılsam da, guneş kremi kullansam da koylarda yüzmek ve dahası, kendimi suyun altına verip sürekli bir dalış içerisinde olmam sebebiyle sırtım pancar olmuş durumda + denizde gözlük kullandığım için yüzümde saçma sapan renk geçişi oluşmuş. resmen "gözlükle yanmış" imajı kazandım. ama değdi mi? değdi.
bunun dışında tura katıldığım ve bu turu seçtiğim için çok mesudum. yanınızda kitap gibi şeyler götürmenize gerek yok, fırsatınız olmuyor. şarjınız bol olsun, yedek batarya, pavır beng ne varsa alın.
işin benim için güzel yanı belki de zamansızlıktan dolayı gitmek isteyip gidemeyeceğim yerlere bir günde erişmiş olmam ve ayvalık'ta da balıklı deniz bulma sevincim.
yolu düşen herkese tavsiye ediyorum. fakat en azından deniz gözlüğü ile gidin. böylelikle balıklara bir merhaba diyebilirsiniz.
artık yüzlerce balık arkadaşım var.
önce rahatsız etmeyim dedim ama sonra baktım yan yan bakıyorlar, bir beklentileri var belli. selam verdim.
ayrıca böyle denizlerde nefes almayı unutan bir ben miyim?