deli gibi istenilen şeylerdendir. karşı hala sanki biraz daha medeni, biraz daha sakin.
50cent'i eminem'i bırakıp megadeth'i slayer'i dinlemeye başlamakla sonuçlanır.
taksim'den çok kadıköy'de vakit geçirmekle sonuçlanabilir ki bunun çok dramatik bişi olduunu düşünmüyorum. kadıköy iyidir. duygularımın olduğu dönemde kadıköy'e yazdığım bir övgü entry'si bile mevcut.
gençlik işte.
taksim kültüründen gelmiş bir insan olarak gidilen gayet düzgün görünümlü bir mekanda
demet akalın çalmasına şaşırmakla geçer uzunca bir dönem. geçer ama sonra..(bkz:
bağdat caddesi)
istanbul'dan ayrılmadan, istanbul'da yaşayabilmektir.
başka bir ülkeye taşınmışlık hissi verir. ilk farkedilen şudur:
(bkz:
anadolu yakasindaki suyun daha klorlu olması)
burhan altintop karaterinin avrupa yakasi adli diziye girisinden itibaren basina gelen hadise.
hayata geri donmektir, nefes almaktir, yarim saate kargada bulusmak ya da modada sokak aralarinda kaybolmaktir. en bir guzel tasinma seklidir.. en yakin zamanda basima gelmesi onemle rica olunur.
istanbul trafiği denen boku her gün yemektir. bıktım lan, bıktım.