kurulabilir, neden kurulmasın. ancak ortada ideolojik bir boşluk var. ordu dediğimiz kurum siyasi hedefleri askeri metotlarla ortaya koyan bir yapıdır ve tarihçesine baktığımızda genel kullanımının toprak genişletme ve/veya başka topraklarda kendi çıkarlarını koruma olduğunu görüyoruz.
avrupa birliği ise adından da belli olacağı üzere sadece avrupa'yı içine alacak bir birlik olarak tasarlanan bir yapı. 1648 westphalia anlaşmasından bu yana kurulan bir rüya en nihayetinde. bu bağlamda sorulması gereken ilk soru avrupa birliğinin kendi içinde abd gibi birleşerek ortak karar verebilen bir yapı haline gelip gelmediği sorusudur ki bu soruya olumsuz yanıt vermek mümkündür. yani bu ordu kimin siyasal hedeflerini gerçekleştirecektir? dahası ordunun görevleri arasında saydığım "sınır genişletme" gibi bir operasyona girmesi veya avrupa birliği harici yerlerde operasyon düzenlemesi kendi varoluş sebebine (
raison d'etre) aykırı bir hale gelmesine yol açacak eylemlerden değil midir?
benim savunduğum nokta bu ordunun bize verilen aleni sebep olan "çin, abd ve rusya'ya karşı bir savunma"'dan ziyade barbarların kapıdan girmesini engelleme hedefini güdeceği olur. 2015 yılında avrupa birliğini tehdit eden bu ülkelerden hangisiydi? yoksa esas sorun bir anda küresel bir hale dönüşen suriye iç savaşından gelen mülteci akını mıydı? bu perspektiften baktığımızda bu ordunun temel görevinin avrupa birliği dahilinde bir sınır koruma olduğunu görmemek elde değildir. yani oluşturulmaya çalışılan şey bir ordudan ziyade bir polis gücüdür. dışarıya karşı bir eylemi olmayan ama iç düzenini korumakla mükellef bir güçtür bu.