bugun uye ve aday ulkeler tarafindan kabul edilen anayasa. sozlukte pek ragbet gormeyen, rte ve gul tarafindan imzalanan anayasa, gerekli referandumlardan sonra 2006 yilinda yururluge girecek.
ne yazik ki 29 ekim gibi ironik bir tarihte imzaladigimiz bu onemli belge hakkinda , birileirnin egemenligindeki medyada da yer bulmus sayilmaz. (yarinki gazeteleri gormedim bi edit borcum olsun.) bulabildigim en ayrintili metni asagiya ekliyorum.
türkiye’nin de içinde yer alacağı avrupa’nın geleceğini belirleyecek en önemli belge bugün komisyon tartışmalarından bunalan ab liderleri tarafından roma’da imzalandı. türkiye de aday ülke sıfatıyla romanya ve bulgaristan’ la birlikte nihai senede imza attı. eğer anayasa 25 üye ülkenin gerekli onay sürecinden geçerse, 2009’da yürürlüğe girecek, daha önceki antlaşmaların yerini alacak ve ab bütünleşme yolunda bir adım daha atacak.
bilindiği gibi 349 sayfa ve 448 maddeden oluşan avrupa anayasası nihai şeklini, 18 haziran 2004'te brüksel'de aldı. ancak son şeklini alana kadar da üstünde çok çalışıldı, çok tartışıldı. taslağı oluşturma yetkisi verilen konvansiyon, çalışmalarına şubat 2002'de başladı ve yaklaşık 16 aylık bir dönemin sonunda ilk taslağı hazırladı.
çalışmaların başlamasıyla birlikte, fransa ve almanya'nın başı çektiği, iki vitesli avrupa tartışmaları, ispanya’nın direndiği ağırlıklı oy sistemi, polonya’nın önem verdiği hıristiyanlık mirası gündemi işgal etti. tartışmalara zaman zaman da türkiye’nin üyeliği karıştı.
ama sonunda tartışma bitti. şimdi önümüzde onay bekleyen bir avrupa anayasası var. eğer onay süreci kazasız belasız atlatılırsa, avrupa konseyi’nin oylama prensipleri, parlamentonun yapısı ve niteliği köklü bir şekilde değişecek. birlik bir tüzel kişilik kazanacak. ab’nin dış politikası oluşacak ve ab güvenlik alanında önemli adımlar atma imkanına kavuşacak.
anayasanın 1. bölümünün 25. maddesinde temel karar organı olan konsey’deki oylama "nitelikli çoğunluk" esasına göre yapılırken komisyon’dan gelen teklifler için ab nüfusunun yüzde 65'inin ve en az 15 üyenin oyunu alması gerektiği belirtiliyor. komisyon’dan gelmeyen teklifler içinse % 72’lik bir destek isteniyor. ayrıca bir araya gelebilen dört üye ülke karar verme sürecini tıkayabileceği de kabul ediliyor.
bu kural türkiye’nin üyeliği açısından bakıldığında nüfus anlamında ağırlığını hissettirmesi ama katılabileceği kararları bloke etmek istediğinde yanına üç üye daha bulmak zorunda kalması demek. ancak anayasaya göre üye ülkeler savunma, dış politika ve vergi konularında veto haklarını saklı tutabilecek. ayrıca "acil fren" denilen bir başvuru sistemi de getiriliyor. buna göre, bir konudaki kararı beğenmeyen bir ülke, bunun yeniden gözden geçirilmesi için ab konseyi’ne başvurabilecek.
bunun dışında altı ayda bir değişen ab dönem başkanlığı kalkıyor, yerine nitelikli çoğunlukla iki buçuk yıllığına seçilecek bir ab konseyi başkanı getiriliyor. anayasa’nın yürürlüğe girmesi halinde ab’nin dışişleri bakanı da olacak. fakat dışişleri bakanı sadece tüm üye ülkeler arasında mutabakata varılmış konularda birlik adına açıklama yapıp, hareket edebilecek.
dışişleri bakanının hedefi ab’nin gerçek anlamda bir dış ve güvenlik politikasına sahip olmasını sağlamak. 1. bölüm 40. maddede amacın üye devletlerin eylemlerinin birbirine uyumlulaştırılması olduğu belirtilmiş. aynı maddenin 5. paragrafında ise üye devletlerin uluslararası alanda herhangi bir eyleme kalkışmadan önce birbirine danışmaları karara bağlanmış.
buna karşılık aynı bölümdeki 41. maddenin 7. paragrafında nato’yu kuran 1949 tarihli washington antlaşması’nın 5. maddesine benzer bir hüküm konarak kısaca “birimiz hepimiz-hepimiz birimiz için” denmiş. her ne kadar nato’ya bağlılık teyit edilse de, bu paragrafın ve aynı maddenin 2. paragrafının savunma politikası oluşturulmasına ilişkin öngördükleri atlantik ittifakı’nın geleceğinin pek parlak olmadığını gösteriyor.
sadece bu bile türkiye’nin neden bir an önce ab üyesi olması gerektiğini açıklamaya yeter. ancak ilave nedenler de var. türkiye 750 sandalyeli ve gücü pekiştirilmiş avrupa parlamentosu'nda nüfusu yüzünden en fazla temsile sahip olan ülkeler arasında yer alacak. 96 temsilciden fazla bulunduramayacak ama etkisini fena halde hissettirecek...
mensur akgunhttp://dosya.hurriyetim.com.tr/…_dehseti/mensur.asp