attila ilhan şiirlerinde geçen yerler

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

çoğunlukla istanbul-izmir-paris üçgeninde bulunurlar.

ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski istanbul mudur?
***
eğer sen yine istanbul'san
yanılmıyorsam
koltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğim
***
istanbul'u dağınık bir romanda unutmuşuz
nasılsa yaşatmazlar başka bir yere gitsek
***
fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
***
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki yeşilköy'de uçağa biniyorsun
***
emirgan'la aramız çok eskiden beri yok
niye ölmedim diye bana bozuluyor
***
büyükdere'de dövdüler emirgan ve birileri
geceleyin dövdüler dişlerimi tükürdüm
***
haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
***
şafak nabız gibi atıyordu
sarhoştum kasımpaşa'daydım
hiçbiriniz orada yoktunuz
***
on iki on beş'te istanbul'a dağılmıştım
hilal gibi bir kızcağız beşiktaş'ta
rüyasını dokuyordu ondan bıkmıştım
çiğ mürekkep ve aseton kokuyordu
sarıyer'de balıkçılar denizi çekiyordu
deniz büyük büyük içini çekiyordu
***
sarhoşlar gitti on sekiz gitti
istinye’de gemiciler kahvesindeyim
***
sokaklar serseri biz serseri
yüksekkaldırım'da
bir cezayir şarkısını dile getirdi plaklar
cadde-i kebir bütün ışıklarını yakmış bir gemidir
sinemalar neredeyse boşalacaklar
***
seni ben kallavi sokağı*'nda gördüm
bir daha görmedim bilmedim
belma sebil adını yakıştırdım
***
yüksekkaldırım'da bir akşam
maria missakian'i düşündüm
***
sonbahar karanlıkları tuttu tutacak
tarlabaşı pansiyonlarında bekarlar buğulanıyor
imtihan çığlıkları yükseliyor üniversite'den
tophane iskelesi'nde diesel kamyonları sarhoş
direksiyonlarının koynuna girmiş bıçkın şoförler
uykusuz dalgalanıyor
***
emperyal oteli'nde üç gece kaldık
fazlasına paramız yetmiyordu
gözlerin gözlerimden gitmiyordu
dördüncü gece sokakta kaldık
karanlık bir türlü bitmiyordu
sirkeci garı'nda sabahladık
bilen bilmeyen bizi ayıpladı
***
cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu
tepebaşı'ndaki küçük yahudiler
asmalımescit'teki rum kemancı
böyle rüzgarsız kalmışlığımız
bu bizim çektiğimiz sancı
el ele tutuşmuş geziyordu
gazeteler cinayeti yazıyordu
haliç'e bir avuç kan dökülmüştü
***
aksaray'da ışıklar yanıyor
sisler bulvarı ayaklanıyor
artık kalbimi susturamıyorum
***
terk edilmiş bir çocuk gibiydim
dokunsanız ağlayacaktım
yenikapı'da bir tren vardı
***
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu

---

hele paris'in gökleri aklımı başımdan alıyor
bana seni senden evvelki poitiers’li kızı hatırlatıyor
***
seni paris'te kaybettim
yanlış bir yerde arıyorum
***
gare d'orleans'da saat şimdi üç diyecek
yağmurdan çıkıp geleceksin hannelise
***
eiffel'in dibinde durduk ben bir cıgara yaktım
saint-dominique sokağında şehir ışıklarını yaktı
***
seine kıyısında üçümüz sarhoş bir hayal kuruyorduk
mavi bir ışık vardı ben işte onu kaybettim
***
saint-michel'de bir talebe kahvesindeyim yalnız
gündüz olduğu halde bütün ışıkları yakmışlar
bir cumartesi günü saat dört buçuğa beş var
***
luxembourg garı'nın dirseğindeki çiçekçiyi bileceksin
yeşil muşamba ceketli sarışın küskün kızcağız
en dokunulmaz kızı en temiz fikrimce paris'in
pablo'ya sorarsanız bir taksi şoförüyle yatıyor
***
montmartre metrosu civarında seni gözden kaybettim
o zenci yine arkanda mıydı hiç dikkat etmedim
***
yarı gecenin içinden bir zenci süt beyaz bakıyor
rue la fayette'de dünden bugüne geçiyorum

---

on iki sıfır beş'te izmir'de bir yıldız kaydı
imbat durmuştu kan ter içindeydim
akdeniz'in elindeydim söz temsili
ışıklı bir tesbih karşıyaka'ydı
***
ahmed beni fevzipaşa bulvarı'na çağırdılar
onikinci ağacın altında bekleyeceğim
***
alsancak garı'na devrildiler
gece garın saati bela çiçeği

---

bak ne ben leipzig'deyim
ne de sen istanbul'da
***
cenova'ya indiğim sabah seni katiyen göremezdim
aklım başımda değildi küfür gibi huzursuzdum
***
marsilya'da bir akşam soğuktan tir tir titredim
peter cheyney'in bir kitabını bir kahvede soluksuz bitirdim
***
vezüv içime çökmüştü şaşırmıştım
napoli'de gözlerim güneş diye doğmuştu
***
işte bak budapeşte'de durgun soğumuş gözlerimle unutulmuşum
en uzak içlerime bir rüzgar dağılıyor
***
gözlerim birbirinden uzak
kendimi hep milano'da hesaplıyorum
***
yarın şafakla bir konsolosluğun kapısındayım
dakar için fransız vizesi isteyeceğim
***
bir gemi beni afrika'ya götürecek
ismi bilmiyorum ne olacak
kazablanka'da bir gün kalacağım
***
fransız afrikası'nda iş arıyorum
cezayir'de kurşuna diziliyorum
***
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
6 favorites - -