at eternity's gate
Previous / Next (12) - Last Page (12)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

"resim yaparken, düşünmeyi bırakıyorum. her şeyin parçası olduğumu hissediyorum. şimdi sonsuzlukla ilişkimi düşünüyorum. belki de tanrı beni daha doğmamış insanlar için ressam yaptı."
2 favorites - -
yaşam bir ekim yeridir. asıl hasat burada değildir."
belki tanrı beni henüz doğmamış insanlar için ressam yapmıştır.

van gogh'un öbür dünyasında yaşıyoruzdur belki de kim bilir. tek derdi anlaşılmak. ölümünden sonra anlaşılmak, anlaşılmaktan sayılır mı. bugün hala van gogh'u anlıyor muyuz acaba varoluşsal sancılarını, yoksulluk ızdırabını, sevgisiz kalmasını, dünya sancısını.
tablo gibi görseller, resital gibi müzikler, roman gibi şiir gibi senaryo...
3 favorites - -
rahatsız edici kamera açıları ve hareketleri yüzünden odaklanmakta zorluk çektiğim biyografik film. anlatım dilini de beğenmedim açıkçası. sonunu zor getirdim. neyse ki mads mikkelsen sürpriziyle karşılaştım da katlanmam daha kolay oldu.

van gogh'un hayatını merak ediyorsanız bu filmden ziyade loving vincent'i izlemenizi öneririm. her ne kadar animasyon olsa da seyir zevki daha yüksek ve hikaye daha derli toplu.

--- spoiler ---

kafamı kurcalayan bir mevzu var, bilenler aydınlatırsa sevinirim. loving vincent'te van gogh'un intihar ettiğini görüyoruz. bugüne kadar anlatılanlar da hep bu yöndeydi. ancak bu filmde anlatılana göre silahla vuruluyor. bunların hangisi doğru? diyelim ki silahla vuruldu, çocuklar neden vurdu? amaç tablolarını mı çalmaktı? öyleyse neden çaldılar? o çocuklar kimdi? kafamda deli sorular...

--- spoiler ---
0 favorites - -
filmde, van gogh’un hayatının üç büyük ögesi bütün sahnelere eklemlenmis.. yalnızlık, doğa ve görünenin ardındaki gerçeği arayış. kullanılan ışıklar, renkler, filmin genel atmosferindeki genel doku ressamın münzevi kişiliğini ekrana yansıtmak için oldukça titiz kullanılmış.
sahneler, ressamın yaşamının son yıllarını geçirdiği bölgelerde çekilerek yaşamının doğal unsurlarını olduğu gibi izleyiciye sunup gerçeği film halinde izlemeye hizmet etmiş..

van gogh.. yaşamı sefaletle geçen, yaşadığı dönemde (ki çoğu büyük ruhların kaderidir) değeri anlaşılmayan, kendi ifadesiyle belki de tanrının kendisini henüz doğmamış insanlar için ressam olarak yarattığını düşünen ( filmdeki en etkilendiğim repliklerden biridir), 37 yıllık hayatına 2100 eser sığdıran, son dönemlerini doğada ve akıl hastanesinde geçiren büyük ressam.. kendisi resim aleminin dervişidir benim nazarımda. doğayı, tanrının tüm güzelliklerinin vücut bulmuş hali olarak görmesi, hüznün kahkahadan daha büyük olduğunu idrak etmesi, yaşamını hüzün üzerine inşa etmesi, sonsuzluğu aslında gözlerimizin önünde duran apaçık gerçek olarak algılayısı ve gerçek bir ressamın bu gerçeği tuvale aktarmaktan daha büyük bir emeli olamayacağı düşüncesi film boyunca beni çok etkiledi.

van gogh hayranlığımı körükleyen filmdir kendisi.
0 favorites - -
ufak bir sinemaya gitmiştik filmi izlemeye 4 arkadaş , biz iki kişi bayıldık filme diğer iki arkadaş uyudu , olay ve diyalogların az olması ilgilerini çekmemiş. bence görsel olarak çok zevk veren bir film resim yapmayı da sevdiğim için etkiledi .
0 favorites - -
van gogh hakkında, farklı bir teori ile görsele aktarılmış anlatı.

bizler daha evvel van gogh'un son tablosunun wheatfield with crows olduğunu biliyorduk. bizlere bu öğretildi. bazı araştırmacılara göre, bizlere bu tablonun, van gogh'un son tablosu olarak anlatılmasının sebebi, tablonun oldukça güçlü bir dramatik etki yaratması ve büsbütün ölümü çağrıştıran aurasının olması. hal böyleyken, "bu tabloyu çizdi ve intihar etti" demek, van gogh'un son anlarına mükemmel bir drama katarak, "audience" üzerindeki etkiyi inanılmaz arttırıyor.

https://www.vangoghgallery.com/…g/lastpainting.html

bu linkte de bu durumdan bahsedilmiş. buna karşın, van gogh müzesine göreyse son tablo, bu filmin ilk perdesinde gösterilen ve van gogh'un çocuklarla sorun yaşamasına sebep olan "roots" tablosu.

https://www.vangoghmuseum.nl/…-his-last-masterpiece

evet adamların toplam 3 ressamı (elbette diğerlerine haksızlık etmiyorum lakin takıntılı oldukları rembrandt, rubens ve van gogh) olduğu için hepsine delicesine bir ilgi duyup adlarına ithaf edilen bilim akademileri kuruyor, çizilen tabloların tam olarak nerelerde yapılabilmiş olabileceklerine dair somut kanıtlar ortaya koymaya çalışıyorlar. zaten van gogh müzesine gidenler, bu müzenin van gogh'un sakal tellerine ve hırka tüylerine bile ne derece önem atfettiğini, bazı çalışmalarının üzerine entegre olan kamuya açık mikroskoplar sayesinde deneyimleyebiliyor.

gelelim filme, yönetmen neden böyle bir kurgu (fiction) izlemiş?

van gogh'un son sözlerine güvenmek isteyen bir teori üzerinde durmuş. "hasta" adam kabulünü kırarak, "iyileşmekte" olan adam tahayyülü oluşturmuş. elbette bu sayede hem benzer van gogh filmi olan vincent'ten ayrılmış hem de izleyici üzerinde farklı bir etki yaratarak onları oltalamaya çalışmış. fena da olmamış. zira müze önderliğinde yapılan araştırmalar, van gogh hakkında bildiklerimizi her sene güncelliyor.
--- spoiler ---

filmde 2016 yılında bulunan bir eskiz defterinden bahsedildi, müzeyi 2014'te ziyaret ettiğimde böyle bir defter yoktu. yine 2010'da son tablo olarak wheatfield with crows teşhir edilirken, 2014'te wheatfield with crows tam karşısında bulunan roots tablosu, son tablo olarak teşhir ediliyordu.
--- spoiler ---

güncellemelerin çoğunun yeni bulunan fotoğraflar, mektuplar ve günlük sayfaları üzerinden yapılması, bir insanın günlük tutmasının ne derece önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
2 favorites - -
van gogh çizimi hakkında şunları yazmıştı:

bugün ve dün, dirsekleri dizlerinde ve başı ellerinin arasında iki yaşlı adam figürü çizdim. bir keresinde schuitemaker'da yapmıştım ve çizimi hep saklamıştım çünkü başka bir zaman daha iyi yapmak istiyordum. belki bir litografisini de yaparım. kel kafasıyla yamalı bombazine elbisesi içinde yaşlı bir çalışan ne kadar güzel bir görüntü oluşturuyor.

van gogh'un ilk litografi denemesi sadece iki gün sonra gerçekleşti. şunları yazdı:

bana öyle geliyor ki bir ressamın görevi, eserine bir fikir koymaya çalışmaktır. bunu bu baskıda söylemeye çalışıyordum -ama bunun sadece karanlık bir aynada görülen zayıf bir yansıması olduğu gerçeklik kadar güzel, çarpıcı bir şekilde söyleyemem- bana en güçlü parçalardan biri gibi geliyor. millet'in inandığı 'yüksek bir şeyin' varlığına, yani bir tanrı'nın ve sonsuzluğun varlığına dair kanıtın kanıtı, böyle yaşlı bir adamın, farkında olmadan ifadesinde bulunabilecek anlatılmaz derecede etkileyici niteliktir. belki de kalbinin köşesinde sessizce oturduğu için. aynı zamanda değerli bir şey, soylu bir şey, solucanlar için düşünülemez. ... bu, tüm teolojiden uzaktır - en fakir oduncu, fundalık çiftçisi veya madencinin, ona yakın olduğu sonsuz bir yuva hissi veren duygu ve ruh hali anlarına sahip olabileceği gerçeğinden başka bir şey değildir.

daha sonra, kendi dini duygularının nadir bir ifadesiyle, bu litografi ve yine zuyderland tarafından pozlanmış, incil okuyan ve lütuf söyleyen yaşlı bir adamın iki çizimi hakkında şunları yazdı:

bu ikisiyle ve ilk yaşlı adamla niyetim bir ve aynı, yani noel ve yeni yıl'ın özel ruh halini ifade etmek. ... biçime katılıp katılmamak bir yana, samimiyse saygı duyulur ve ben de buna tamamen katılabilirim ve hatta en azından şu anlamda bir ihtiyaç hissedebilirim. bu türden yaşlı bir adam olarak, orada kimin veya neyin olacağını tam olarak bilmesem bile, yüksek bir şeye inancım var.
0 favorites - -
van gogh'un 30-35 yaslarindaki dunyasini anlatiyor sanirim, 37 yasinda intihar etmis zaten. durum boyleyken willem dafoe'nin 60 yasinda bu rolu canlandirmasi uyumsuz olmus. hikaye kurgusu zaten akmiyor, bi turlu icine alamiyor, tipki van gogh'un sanati gibi. resimlerinin insanlara ilham verdigini hic dusunmedim, bana gore ilham verecek icsesten yoksundu, zira zihnindeki susturamadigi sesler ve gormekten kacinamadigi halusinasyonlar icsesini bastiriyordu. bu basarili sekilde yansitilmis. ancak eksik oldugunu dusundum bilemiyorum, yegeni icin yaptigi badem cicekleri tablosunu gosterebilirlerdi, zira van gogh'un bugun bilinir olmasinin tek nedeni amcasinin mirasini kurumsallastirip muze kurulmasina onayak olan ve eserlerini de en azindan satmadiklarini bagislayan, hollanda devleti ile anlasma yapan yegeni. sadece delirmis ve yasli bir vincent gorduk film boyu, adam oldugunde o kadar yasli bile degildi. olumunu cinayet gibi gostermelerini tuhaf buldum, mezari acilip orneklerle bu iddia kanitlanmadi sonucta. van gogh muzesi de olumunu intihar kabul ediyor sonucta. gercekler bu kadar egilip bukulmemeli. olmamis bi film bence.
0 favorites - -
filmi izlemeden önce bazı yorumları okumuştum ama kesinlikle beklediğimden çok daha iyi çıktı. dupduru ve akıcı bir sadelikle van gogh'un gözünden hikayesinin bir kısmını anlatmış. willem dafoe'nin sanatsal ve kusursuz oyunculuğuna değinmeden de geçemeyeceğim. 37 yıllık ömrü sanatı için belki çok kısa ama gün ışığını çizen hassas bir ruhun bu yıpratıcı dünyaya tahammül edebilmesi için de hayli uzun.
0 favorites - -
tek kelime ile muhteşem bir film.
0 favorites - -
Previous / Next (12) - Last Page (12)