büyük bir özveriyle üzerinde aylar boyu kimbilir nasıl hasta ruhlu antrenörlerle günde bilmem kaç saat yemeden içmeden çalışılmış, hatmedilmiş programların, kimisinin uzaydan geldiğini düşündüğüm figürlerini, dengenin ve estetiğin dibine vurmuş bir halde sanki ben bile çıksam gayet kolay, öyle uçar gibi icra edebilecekmişim tavırlarıyla bol bol gülerek performe etmelerinin akabinde, sporcuların,
şike manyağı, sevimsiz hakem heyetinin karşısında ter döktükleri zamanlar büründükleri tripler olup, esasında tribe iştirak edilen bölge, fena halde sentimental ruhlu oldukları bilinen patencilerin, yıllardır gözlenen seri sonrası psikolojik hezeyanlarından mütevellit,
crying corner olarak adlandırılagelmiştir.
zaten, son iki gruba kadar yarışan sporcuların, büyük bir sürpriz olmazsa öyle çok harika şeyler başarmaları zordur.
jumplarda,
spinlerde, efendime söyleyim, müzikle uyum, buz pistini kullanma gibi kareografinin çeşitli detaylarında ciddi hatalar yapmaları normal de olsa her ne kadar, kendilerinden mucizeler beklenmediğinin bilincini kavradıkları için, kaç vakitler boyu eşşek gibi çalışıp didindikleri 3 dak lık programın içine etmiş bulunmaları dolayısıyla ciddi bir buhrana gömülmeleri kuvvetle muhtemeldir, bekledikleri gibi bir gösteri sunamamışlarsa. soluk soluğa kalmış olmanın etkisi geçerken, kendilerini sağlı sollu kuşatmış antrenör ve kareografın arasında moralleri bozulur, öpücük, gülücük filan gönderiren, anlık bir hadisedir, buruşup ağlamaya başlarlar. dediğim gibi, genel olarak, gördüğüm kadarıyla, fazlaca hassas ruhlu, kırılgan insanlardır. bir de fırça vs yemişlerse yanlarındakilerden, iyice dibine vururlar depresyonun. bunun ötesinde, derece filan bekleyip, şampiyonluğa oynayıp abuk bir yerde buza takılmış, dengesi kaçmış, yazık ziyan olmuş kişiler vardır ki, onların hal ve tavırları, daha çok, hırstan köpürmekle, "o ha, pisi pisine kaçırdım, kendime inanamıyorum" şaşkınlıklarının yüzlerine çakılmış hafif aptalımsı sırıtan, kırılan ifadeleri arasında gelip gitmektir.
bir de süper ve hatasız programlar sunmuş olanların tavır ve tripleri mevcut olup, bunları da
olgun,
çılgın ve
şaşkın olmak üzere üç kısımda incelemek mümkündür:
şaşkınlar, ya büyük bir çıkış yapmışlardır sürpriz ve hiç beklenmedik bir şekilde, hatta belki pek bir numaraları da yoktur
*, şans eseri hatasız kotarmışlardır seriyi, ya da ezelinden her şeye şaşıran bir doğaya sahip insanlardır. şampiyon olacaklarına kesin gözüyle bakılsa, yine şaşırırlar. böyle elleri ağızlarında, ağlak bir şekilde
* civardakilere sarılma kendini sağa sola savurma gibi hezeyanlar içine dalar giderler.
çılgınlar kategorisi için en belirgin örneğin, 98 buz dansında oleg ovsyannikov ile performe ettikleri
carmen serisinden sonra
* ciddi anlamda başarı sarhoşluğu yaşayan anjelika krylova nın hırs fışkıran gözleri ve oturduğu yerde hoplayıp sıçramaları olduğuna inanmaktayım ki, yine
oksana grishuk evgeny platov çiftinin ardında kalmalarının engeli olamamıştır
*. ama işte kaç senelerdir hala benim aklımdadır. bir de
elena sokolova yı hatırlamaktayım,
irina slutskaya yı geçeceğini sanmıştı bir ara, eline koluna hakim olamamıştı, kameranın içine girecekti nerdeyse. o da ikinci oldu. sevimsiz olur böyle tipler, işte hırsın asaleti öldürdüğü anlardır, vs vs..
en karizmatik kategori
olgunlardır. bunlar kendilerinden emin olmakla beraber, 6.0 ların ardından salon çığlıklarla inliyorken, yüzlerinde mütevazi
*, komik
* ya da çapkın
* gülümsemelerle izlediklerimizdir
*. antrenörlerine samimi bir şekilde sarılıp salya sümük hale gelmemeye özen gösterirler, ancak bir kaç damla mutluluk gözyaşı görürüz, ki pek sevimli durur. duvarlardan duvarlara da çarpılmazlar, gayet sükun içinde, sakin ve huzurlu bir duygusallık yaşarlar ki, özünde zerafet olan sporu daha da güzel kılarlar. sevilirler. mesela,
alexei yagudin de bu karizmatik olgunlardan olduğuna inandığım fakat ağlaklığın da hat safhalarında gezinen çok sevdiğim bir sporcudur. artık profesyonel olmuştur, yarışmalara katılmamaktadır, o ayrı.
sonuç itibariyle en tepkisizinin
* bile
crying corner da hassasiyet kazanabilmesi mutlak insanlardır. çeşit çeşit renklere bürünmüş heyecanlarını ve hezeyanlarını izlemek de son derece keyiflidir
*.