ayetle hadis arasındaki farkı bile bilmeyen heyecanlı bir gencin hikayesini anlattığı ağaçtır.
adam kulaktan kulağa rivayet edilmiş hikayeye "allah-ü teâlâ bir ayet-i kerimesinde buyuruyor." diyor. sorsan dinini çok iyi bildiğini sanıyordur.
bütün bunlar "buhari, müslim, tırmızi'nin" yazdığı kitapları allah'ın indirdiği kitapla aynı derecede kutsallaştırmanın sonucudur. hıristiyanları, yahudileri tenkit edip, "kitaplarınızı tahrif ettiniz, sonradan yazılmış hikayelerle dolu kitapların iznik'te dördünü seçip onlara iman ettiniz." diyoruz, ancak içi kulaktan kulağa yayılmış peygamber den yüzyıllar sonra yazılmış çelişkili, kur'ân'a ve akla aykırı hikayelerle dolu hadis kitaplarının 6 tanesini seçip bunlara
kütüb-i sitte deyip toptan sahih olduklarını kabul ediyor ve bunlara kur'an'a iman eder gibi iman ediyoruz. bu ne yaman çelişkidir dostlar? içine saçma sapan, mantıksız, kuranla ve akılla çelişkili bir sürü şey karışmış hikayeleri kur'an gibi okursanız kul sözünü allah kelamı zanneder allah'a iftira etmiş olursunuz. hadisi ayet zannedersiniz, çünkü sizin için zaten bir farkları yok.
buna örnekler sadece bu videoyla sınırlı değil. etrafımda dini konularda tartıştığım çok insandan "yahu kur'an'da yazıyor, allah kur'an'da şöyle diyor." şeklinde tepkiler alıyorum. "kur'an'da öyle bir ayet yok." dediğimde ısrar ediyorlar ama sonunda bulamayınca "yahu herhalde hadisti, karıştırmışım." deyip geçiştiriyorlar. yaptıklarının ne kadar önemli olduğunun farkında bile olmuyorlar. allah'ın kelamı bellidir. kimse allah'a iftira etmesin, söylemediği sözler atfetmesin.
(bkz:
hadis dini)