arabesk şarkıcıların klip yerine film çekmesi

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

tek kanallı dönemde trt'nin yasaklı listesindeyseniz ve video furyasının patladığı dönemde yaşıyorsanız yapılacak en mantıklı iştir.
0 favorites - -
bir kaç klibi tek seferde ucuza getirmenin diğer adıdır. zaten hemen hemen hepsinin senaryosu aynı olduğu için ekstradan senaryo masrafı bile çıkmamıştır. ortaya çıkardığı sonuç ise gökhan güney'in bile uğur yücel gibi bir yetenekten daha çok filme sahip olmasıdır.
0 favorites - -
seksenli yıllar ve özal dönemine ait bulunmaz bir döküman kaynağıdır. on yıllara bölersek dönemin yapısını göstermesi ve politikanın gündelik hayata yansımasının bu kadar göz önünde işlenmiş olması bakımından devasa bir görsel arşiv bırakmıştır bu şarkıcılar. arabesk şarkıcıların sonraki on yılda patlayacak türkçe pop furyasına eklemlenmeden ve müzik videosu çılgınlığından nasiplerini alıp tuhaf bir şehirli görünümüne bürünmeden ve yine de masumiyeti kaybetmeden hemen öncesine denk gelir. adamlar açık açık çıkmış ve biz buyuz demişlerdir.
1 favorites - -
çocukluk günlerinde sabahları okula giden bi öğrenci olarak öğleden sonra eve gelip hemen ardından da yemeğini yiyen ve televizyonun karşısına geçen çocukların türk sineması kültürünü iki katına çıkarmış furya. tabi o zamanlar kurgu nedir, senaryo derinliği, yaratıcılığı nedir bilmeden hepsi birbirine benzeyen filmleri hergün ardı ardına izlerdik. zaten üç beş tane müslüm gürses filmi, bi o kadar orhan gencebay ve ibrahim tatlıses filmiyle birlikte araya bi iki tane de şu sıralar gençlerin adını duyduğu ilk anda hatırlayamayacağı bi iki türkücünün/arabesk şarkıcının filmi bi ay boyunca tv'de dönüp dururdu. bi ayın sonunda film stoğu bitince hemen ilk gün yayınlanan filme tekrar dönülür ve bu kısırdöngü bi türlü çözülmezdi.

klibi ucuza getirmenin yanısıra o zaman ünlü olmak ya da bulunan ünü artırmak amacıyla sinema en güzel yol olduğundan buna başvurulduğu kanaatindeyim. zira o dönemde tv türk halkı için zaten yeni bir fenomen olmakla birlikte çoğu kimsenin evinde televizyon yoktu ve queen, micheal jackson gibi isimlerin abd/ingiliz kanallarında klip yayınladığı yıllarda bizim bunu yapacak ne paramız ne de şartlarımız vardı. yani klip yapılsa bile onu oturup izleyecek bi kitle yoktu. ama anne ve babamın deneyimlerinden dinlediğim kadarıyla sinema kültürü anadolu kentlerinde bile oldukça yaygındı ve sinema bu insanların belki de tek sosyal aktivitesi olup insanların duygularını değişik şekillerde etkileme kapasitesine sahipti. bu açıdan bakıldığında, zaten kasediyle sesini milyonlara duyuran bi şarkıcının filme uyarlanan acıklı bi hikayenin üzerine bi de kasetten şarkı patlatıp filmi doruğa ulaştırarak milyonların gönlüne taht kurmaya çalışmasından daha doğal bi eğilime sahip olması da düşünülemez.

ama türk halkı olarak her işte olduğu gibi bu olayın da bokunu çıkardık ve önüne gelen film yapıp kaset doldurmaya başladı. bu furyanın tek olumlu yönü, bugünlerde filmlerin klişeliğine ve oyunculukların acemiliğine bakıp geyik çevirilen ortamlarda gülecek malzeme çıkarılabilmesidir.

tam bu illallah dedirten furya kayboldu derken doksanlı yıllarında ortalarında tv kanallarının ve televizyonun evlerde yaygınlaşmasıyla birlikte bunun bi üst versiyonu olan arabesk şarkıcılara dizi çekme modası başladı. bunun da öncüleri ibrahim erkal, mahsun kırmızıgül, özcan deniz gibi isimler oldu tabi. mahsun ve özcan metroseksüellik ayağına işi kurtarmayı bilse de ibrahim erkal bu modernleşme hareketinden sağ çıkamayarak bi nevi sessizliğe gömüldü. arada atilla taş gibi popçuların da dizi piyasasında boy gösterdiğini belirtmeden geçmeyelim. (bkz: atilla taş'ın dizi oyuncusu olduğu yıllar)

şimdiler de güldürse de zamanında iyi bi ekmek kapısı olmuş tabi bu olay. gerçi kazanılan para düşünüldüğünde fırın kapısı demek daha doğru ya neyse...
2 favorites - -
filmlerin yarısı ağlayarak bir diğer yarısı da şarkı cırlayarak geçerdi. bu tip filmlerden aklımda kalan en baba replik ise şudur;

(bkz: neden benim oğlumun flütü yok ulan)
0 favorites - -
eskilerin efsanelerindendir. atıyorum ferdi tayfur yeni albüm çıkartıyor, albümde 10 tane şarkı var, her birine tek tek klip çekeceğine bir film çekiyor ve albümü filmin soundtrack'ı olarak kullanıyor. film boyunca albümü dinliyorsunuz ve film izlediğinizi düşünerek aslında albüm reklamı izlemiş oluyorsunuz. filmden çıkınca da gidip albümü alıyorsunuz.

aynı zamanda müzisyen için de bu durum daha karlıydı çünkü klip çekip tv kanallarına bedavaya vereceğine sinema bileti satıyordu. hey yavrum hey, ne günlerdi.
0 favorites - -